CHP’nin aday belirleme süreci özellikle İstanbul ve İzmir’de son derece sancılı geçmişti. Bu süreçte CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da sıkıntılı günler geçirdi. Sosyal medyada paylaştığı bir mesaj “istifa etti” olarak yorumlansa da O yakın çalışma arkadaşlarının da baskısıyla kalmayı tercih etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Kaftancıoğlu’nun istifasıyla ilgili konuyu 31 Mart’tan sonra değerlendireceklerini söyledi.
Adaylar belli oldu, meclis üyelikleri büyük ölçüde netleşti. Kaftancıoğlu’nu İstanbul kampanyası için koşuştururken yakalayıp, son durumu sordum.
Ben sorularıma başlamadan O “İstanbul’u kazanmaya çok yakın olduğumuzu görüyoruz. Kazanmak için elimizden geleni yapıyoruz” diye başladı sözlerine.

“KIRGINLIKLARI BIRAKIP SAHAYI İNDİK”

Hemen adaylıkların belirlenmesi sürecinde yaşanan gerilimleri hatırlattım. Sürecin zaman aldığını, aksaklıklara neden olduğunu doğruladı ve şöyle konuştu:
“CHP’de farklı görüşler arasında hep belirli uzlaşılar ve konsensüs oluşturmaya çalışırız. Bu süreçte ben de dahil olmak üzere hepimizin istedikleri oldu ya da olmadı. Parti içi süreçler bizi bir ara yavaşlatsa da artık aştık, yolumuza devam ediyoruz.”
Sonrasında Kaftancıoğlu ile söyleşimize kısa soru cevaplarla devam ettik:
- Peki ya o süreçte ortaya çıkan küskünlükler ve kırgınlıklar ne oldu?
- Herkes kırgınlığı, küskünlüğü bir kenara bıraktı. Hep birlikte sahaya indik.
- Parti içi tartışmaların, kırgınların, küskünlerin seçmenin sandığa gitmemesine neden olabileceği konuşuluyor.
- Seçmen parti içinde yaşananlarla fazla uğraşmıyor. Seçmenin yaklaşımı daha genel. Ancak bütün seçmenlerin sandığa gitmesi için ekstra çalışmamız lazım, çalışıyoruz.
- Siz istifa ettiğinizi ima edip sonra vazgeçmiştiniz? Bu konu hala gündemde mi?
- Ben geride bıraktım. İl başkanı olurken belirli ilkeleri, değerleri ortaya koymuştum. Her bölgede bir kadın aday olmaması gibi bazı durumlar bu ilke ve değerlerimle çelişti. Ancak artık bunları konuşmak yerine mücadelemizi sürdürüyoruz.
- Kemal Bey de geride bıraktı mı?
- Sayın Genel Başkan ile görüşüyoruz. Hiçbir problem yok. Hepimiz seçime konsantre olduk. Sahada siz de göreceksiniz.
- İstanbul’da kampanya nasıl gidiyor?
- Zafere yakın olduğumuzu görüyoruz. Cumhurbaşkanı’nın anketlere güvenmediğine dair açıklamalarının arkasında yatan gerçek de bu.
- Ekrem İmamoğlu’nun performansını nasıl görüyorsunuz?
- AKP’nin çok güçlü olduğu yerlerde Ekrem Bey’e olan ilgiyi herkes görmeli.
Kendisini “İstanbul’un istediği profil”e uygun olduğu için önermiştik. Görüyoruz ki İstanbul halkı kendi tarif ettiği profile sahip çıkıyor.

“BEKLENTİ SİYASETİ YAPANLARIN GİTMESİ KAYIP DEĞİL”

Kaftancıoğlu “küskünlükler kırgınlıkları bıraktık, sahaya indik” dese de küskünlerin bir bölümü DSP’den aday oluyor. DSP İstanbul’da Büyükşehir’in yanında Silivri, Avcılar, Şişli, Bakırköy, Adalar, Kağıthane ve Bakırköy’de aday gösterdi. Kaftancıoğlu’na bu durum hakkındaki yorumunu da sordum. Şu yanıtı verdi:
“DSP meselesinde madalyonun arka yüzünde AKP olduğunu görüyoruz. Şişli örneğinde olduğu gibi, hedef CHP’yi kaybettirme. Çünkü DSP’nin hedef kitlesi CHP’nin seçmeni. Bu kadar net. Şunu söyleyeyim: Bu DSP operasyonları karşılık bulmayacak.”
Kaftancıoğlu, beklentileri karşılanmayanların kırgınlıklarının olmasını normal karşıladığını söyledi ve şunları söyledi:
“Bizim için belli ideallerle ilkelerle siyaset yapanlar önemli. Beklenti siyaseti yapanların gitmesini kayıp olarak görmüyorum.”

GÜNÜN SORUSU:

CHP’nin hukukçuları ne iş yapıyor?


CHP’nin Bodrum Belediye Başkan Adayı Mustafa Saruhan’ın adaylığı, ertelenmiş cezaları nedeniyle İlçe Seçim Kurulu tarafından reddedildi. Türkiye genelinde bir çok belediye meclis üyesinin adaylığı da benzer hukuki gerekçelerle reddedildi. CHP’de siyaset yapanların yarısından çoğu avukat. Parti de adayların bu tür sorunlar yaşamaması için hukukçulardan bir komisyon kurmuştu. İnsan ister istemez soruyor: O halde bu “ret” yanıtları ne?