Bu ülkede, önündeki aracın tamponuna kadar yaklaşıp kornasını böğürten, sağından, solundan dalıp yolunu çalan, makas atarak veya kaza şeridini kullanarak trafiği yavaşlatan, aşırı hızla yol güvenliğini azaltan, bir “çakarlı araba kullanma” saygısızlığı var.

İçişleri Bakanlığı, çakarsız araç sahiplerini isyan ettiren, hatta baştan çıkıp, kural çiğnemesine sebep olan Trafik Kanunu’na aykırı bu uygulamaya son verme kararı aldı. Hafiften başarılı olmaya başlamıştı ki; milletin vekilleri yaklaşmakta olan tehlikeyi görüp bu “kanunsuzluğu yasallaştırma” kararı aldılar.

Cumhurbaşkanı veto etmezse, milletvekillerinin ve daha birçok makam sahibinin görgüsüzce keyfini sürdüğü bu anti demokratik uygulama artık kanunlaşmış olacak.

KALKINMANIN KÜLTÜR DUVARINA ÇARPMASI

Acaba iktisadi kalkınma (Petrol bulup zengin olma değil), alın ve akıl teri dökerek gelişme ile “kültür” arasında bir ilgileşim var mıdır? Kültür kelimesinin günlük anlamı, güzel sanatlar, müzik ve danstır.  Ama başlıktaki kültür sözcüğünün, Osmanlıca karşılığı “hars”tır.

Herhalde İbni Haldun da (Tunuslu sosyolog; 1332-1406) “asabiyet” derken bunu kastediyordu. Kültür bir “software”dir. Toplum denen devasa üretim mekanizmasının işletim sistemidir. İnsan beynine yerleştirilen bu yazılım, bilimsel ve dinsel eğitim, mimari ve şehirleşme, teknoloji, estetik, inanç, sanat, hukuk, ahlak, gelenek, görenek, alışkanlık, konuşma ve dinleme biçimi, gayri iradi sergilenen tepkisel davranışlar ile utanılacak veya övünülecek şeyler tablosu, yani değer yargıları ile inşa edilir.

İşte bu “kültür” ile “iktisadi gelişme” arasında sıkı bir ilişki vardır. Bir başka deyişle, halkın refahının artması ve yaşam kalitesinin yükselmesi kültüre bağlıdır. Geri kalmış ülkeler, daha doğrusu toplumlar gelişmenin gerektirdiği kültürel değişimi gerçekleştirmezlerse, iktisadi kalkınmaları bir raddede kültür duvarına çarpmaktadır. Bizim karşı karşıya olduğumuz “orta gelir tuzağı” da aslında budur.

TEMSİLCİLER MECLİSİ

Bizim “vekil” veya “milletvekili” diye adlandırdığımız kişilerin Amerika’daki unvanı “temsilci”dir. “Vekiller” veya “temsilciler” meclisinin üyeleri milletin tam da içinden çıkmıştır. Onlar “milleti temsil eden” birer örneklemdir.

İstatistikte buna “sample” denir. Onların tercih, kanaat ve kararları, milletin tercih, kanaat ve kararlarını aksettirir. Karara muhalif olanların bulunması bu gerçeği değiştirmez. Eğer milletvekillerimiz, trafik kurallarına uymadan araç kullanmayı bir “görev imtiyazı” olarak görüyor ve bu yolda bir kanun çıkarıyorsa, millet de böyle düşünüyor demektir.

Şimdi bu kararı kınayan “çakarsız” vatandaşlara sesleniyorum: Gelin, bundan böyle her tür imtiyazı reddedip, trafik kurallarına harfiyen uyarak, “artık değiştiğimizi” vekillerimize gösterelim ki, onlar da temsilcimiz olarak bugünkü kararlarını değiştirsinler.

Son söz: Çakar verdiler de takmadık mı?