Kapitalizm” diye bazı bilim adamları tarafından tasarlanmış ve siyasiler tarafından hayata geçirilmiş “man-made” yani yapay bir ekonomik sistem yoktur. Benim başvurduğum kaynaklara göre “kapitalizm” kelimesini, ilk olarak komünist filozof Karl Marx kullanmıştır. Bunu, kendisinin tasarladığı sosyalist sistemin neyin zıttı olduğunu anlatmak için icat etmiştir. Malum, her şey zıttı ile kaimdir. Kapitalizm veya diğer adlarıyla “hür girişim” veya “serbest piyasa” ya da “liberal sistem” her ne kadar hayatın içinden doğal olarak ortaya çıkmışsa da başıboş bırakılmamıştır. Tam aksine, “toplum çıkarlarına halel getirmeden, bireysel özgürlüğü genişletme”ye çalışan filozoflar, peygamberler, düşünürler, biginler, hukukçular ve özellikle iktisatçılar tarafından forma sokulmuştur. Modern kapitalizm, çok karmaşık devasa bir “ilkeler, kurallar ve kurumlar” manzumesidir.

MUKAVELE SERBESTLİĞİ

“Kişilerin, kendi kazançlarını maksimize etmeye çalışması meşrudur ve makbuldür” diyen kapitalizmin, olmazsa olmaz kuralı “mukavele serbestliği”  yani sözleşme özgürlüğüdür. Yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişiler, yasalara ve ahlaka aykırı olmamak kaydıyla her konuda serbestçe sözleşme yapma hakkına sahiptir. Sözleşmenin amaç ve kapsamına giren işlerden doğacak kazançların nasıl paylaşılacağı da bu sözleşmede yazılıdır. Kazanç veya kayıpların paylaşımında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözüm şekli ile yetkili mercilerin tanımı da sözleşmede mutlaka yer alır.

FİLM YAPIMCISI VE SİNEMA SALONU İŞLETMECİSİ İHTİLAFI

Sinema filmi “yapımcıları” ile “saloncuları” arasında hasılat bölüşümü ihtilafını duydunuz herhalde. Eğer ortada bir sözleşme varsa ki vardır, bu ihtilafın kim tarafından (hakem veya hakim) çözüleceği de sözleşmede muhakkak mevcuttur. Bu merci, herhalde Kültür ve Turizm Bakanı değildir. Gazeteyi açtım bir de baktım ki; ilgili bakan “ihtilafa” el koymuş. Bakanlığın hazırlayacağı ve TBMM’nin onaylayacağı bir yasayla bu ve benzeri uyuşmazlıkların biteceğini söylüyor. Yasada “vergiler düşüldükten sonra hasılatın yarı yarıya bölüşülmesi” hüküm altına alınacakmış.

TEK ORAN, GİRİŞİMİ DE REKABETİ DE KİLİTLER

Gişe yapacak film var, gişe yapamayacak film var. İş yapacak salon var, iş yapamayacak salon var. Hasılat bölüşümü denen şey, iktisat dilinde bir “fiyat”tır. Serbest piyasa “fiyatların serbestçe oluşması” demektir. Fiyatın “yasa” ile tespit edilmesi, ne bu sektöre ne de bir başkasına yarar sağlamaz. Kapitalizmin mantığına bundan daha aykırı bir şey düşünülemez. Toplumun bütünü ve özellikle korunduğu sanılan taraf, günün sonunda bu “fiyata müdahaleden” zararlı çıkar.

Son söz: Esneklik azalırsa, kırılganlık artar.