Sevgili okurlarım, dün araştırdım ve bulabildiğim rakamı sizlere iletmeyi görev bildim.
Türkiye’de toplam 206 üniversite var.
Bunların 129’u devlete, diğerleri çeşitli vakıflara ait.
Her iktidar döneminde her ile ve bazı ilçelere üniversite açmak moda oldu. Önüne gelen üniversite kuruyor.
Maliyeti yüksek ama kazançlı bir iş.
Özellikle bazı devlet üniversitelerine bakıyoruz, acınacak durumda. Böyle göstermelik eğitim kurumlarıyla biraz gırgır geçmek amacıyla eskiden ortaokul ve liseler için söylenen bir söz vardı:
Bir müdür bir mühür!
Şimdi bir üniversite açılacaksa bazıları için bir rektör, bir idari müdür, bir mühür deniliyor.
Bunların binaları var ama bilimsel kadroları yok.
Varsa da yetersiz.

★★★

Bu göstermelik üniversitelerde yüz binlerce öğrenci okuyor. Sınavlar bitince ellerine hiçbir işe yaramayan diplomalar veriliyor...
Saldım çayıra Mevla kayıra!
O diplomalar aslında bir kağıt parçasından ibaret. Örnek vereyim...
Sözüm ona gazeteci yetiştiren onca iletişim fakültesinde binlerce öğrenci eğitim görüyor. Sonra bunlar mezun oluyor ama iş yok!
Büyük bir torpil olmadıkça bu genç çocukların basın yayın kuruluşlarında görev alması asla söz konusu değil...Ve hemen hepsi boşta geziyor.

★★★

Türkiye’de öyle üniversiteler var ki, ismini bilen ve duyan yok.
Hocaları yok.
Rektörlerin tamamı cumhurbaşkanı tarafından yandaşlar arasından seçiliyor.
Şimdi onlardan bir örnek vereyim.
Son olarak Recep Bey 11 üniversiteye rektör atadı.
Bunlardan biri de Burdur’daki Mehmet Akif Ersoy üniversitesine ikinci kez atanan Prof. Dr. Adem Korkmaz.
Bu mutlu haberi alır almaz çok mutlu oldu, hemen bir mesaj yayınlayıp bazı kimselere teşekkür etti!

★★★

“İkinci defa Burdur Mehmet Akif Ersoy üniversitesi rektörlüğüne atanarak şehrimize ve ülkemize hizmet edecek olmanın gururunu bir kez daha yaşamaktayım.
Dört yıllık görev sürem boyunca desteklerini esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a,
YÖK Başkanımız sayın Yekta Saraç başta olmak üzere YÖK’ün değerli üyelerine,
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanvekili sayın Numan Kurtulmuş’a,
Saygıdeğer eşi Sevgi Kurtulmuş’a,
Dışişleri Bakanımız sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na,
Gençlik ve Spor Bakanımız sayın Muharrem Kasapoğlu’na,
Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’a,
Cumhurbaşkanı Başdanışmanımız sayın Ayşen Gürcan’a,
Burdur Valimiz Hasan Işıldak’a,
Burdur milletvekillerimiz Bayram Özçelik, Yasin Uğur ve Mehmet Göker’e,
Burdur Belediye başkanımız Ali Orkun Ercengiz’e,
Adalet ve Kalkınma Partisi Burdur il başkanı Volkan Mengi’ye... teşekkür eder saygılarımı sunarım. 

★★★

Rektöre bakın siz!.. İktidar partisinin neredeyse tüm kadrolarına, milletvekillerine, Numan Kurtulmuş’un eşine ve AKP il başkanı dahil herkese teşekkür ediyor!
Niçin?
Belli ki onlar, bu şahsın yeniden seçilmesi için Recep Bey’e kulis yapmış, hatta torpil olmuş.

★★★

Bizim bildiğimiz kadarıyla üniversiteler “Bilim kuruluşu” olarak görev yapar.
Şimdi ise başta rektörleri olmak üzere kadroları siyasi iktidar tarafından oluşturuluyor.
Başka bir deyişle, birkaçı dışında üniversitelerimizin çoğu en tepeden başlayarak siyasete alet edilmiş durumda.
İçlerinde bazı sağlam rektörler elbette var ama, onlar da korkudan seslerini çıkaramıyor.
Üniversiteler suspus oldu.
Memleketin bunca sorunu varken hiçbiri ses veremiyor, görüş açıklayamıyor.
Adalet elden gitmiş, adalet iktidarın paspası olmuş...
Bu memlekette 86 hukuk fakültesi var...
Öğrencilerine “Hukuk (!)” öğreten dekanlar var, anlı şanlı hocalar var!
Hangisinden bu durumları, bu olanları eleştiren, yol gösteren yapıcı bir ses çıkıyor?
Burdur Üniversitesi Rektörü bunun son örneği ama diğerlerinden bir farkı yok...
İktidar partisinin bakanlarına, milletvekillerine ve il başkanına bile teşekkür edeceksin, saygılar sunacaksın!..
Ve seni yükseltenlere, senin için kulis yapanlara her zaman hoş görüneceksin!
İşte o zaman dört dörtlük rektör olacaksın!