Sevgili okurlarım, Türkiye Cumhuriyeti olarak başımıza her gün yeni bir iş açılıyor.
Suriye rezaletine ve Arap istilasına her gün tanık oluyoruz.
Bu dertten kurtulmak, bizim için artık söz konusu değil. Gelecek için bir umut ışığı da yok...
Şimdi karşımıza yeni bir sorun çıkmak üzere. Türkiye’de hiç kimse bunun üzerinde durmuyor. Nedir o sorun diye soracak olursanız, “Maraş sorunu” derim.
Kıbrıs’ta adı Maraş olan bir bölge var. Magosa yakınlarındaki bu bölge geçmiş yıllarda Kıbrıs’ın bir numaralı turistik bölgesi idi.
1974 yılındaki harekâtta burasını da ele geçirdik.
Maraş’ta Rumlardan ve yabancılardan oluşan yerleşik ahali de kaçıp gitmek zorunda kaldı... Ve böylece, binlerce bina ve tesisten oluşan denizi ve plajlarıyla ünlü bu bölge de bizim başımıza kaldı.
Evler, apartmanlar, oteller, okullar, bankalar, eğlence yerleri, mağazalar ve irili ufaklı çeşitli binalar... Ama kullanamadık!

★★★

Maraş’ta hayat 1974 yılından bu yana tümüyle durmuş durumda.
Orası askeri yasak bölge ilan edildi. Türkler dahil hiç kimse giremiyor.
Binlerce bina çürüdü, yolları ot bürüdü, kuşlar ve böcekler dışında hayat tümüyle yok oldu.
Bizimkiler geçenlerde bir grup Türk gazeteciyi Maraş’a götürüp gezdirdi. Harabeler o fotoğraflarda da açıkça görülüyordu.
Bildiğim kadarıyla şimdi orada birkaç orduevi ile askeri binalardan başka hiçbir şey yok. Zaten bölge askeri denetim altında.
Maraş’la ilgili istatistik veriler bugüne kadar ortalıkta hiç yoktu. Ne zaman ki gazeteciler oraya götürüldü, bazı gizli bilgileri öğrenmek durumunda kaldık.
İşte size o bölgedeki bina ve tesislerin kesin, net sayısı.
Toplam sayı 8.394.

★★★

Şimdi biz Kıbrıs Rum Kesimi yönetimi ve Batı dünyasının baskıları doğrultusunda Maraş’ı iskâna açarsak neler olacak? O harabelerin yeni sahipleri ne yapacak, nasıl bir paylaşım yapılacak?
Bu konuda zaten suçlanıyoruz ve sürekli baskı altındayız.
Ama bence çok kritik iki olay var...
Ve sürekli suçlandığımız yetmezmiş gibi başımızda özellikle iki konuda boza pişirecekler. Nedir onlar?
Askeriyenin rakamlarında açıkça görülüyor.
Maraş’ta 21 banka, 2.953 adet ticari işyeri var (dı).

★★★

Şimdi, üzerimize nasıl geleceklerini aynen onların suçlayıcı ifadesiyle söyleyeyim:
- “Söz konusu 21 bankanın kasaları para doluydu. O paralar ne oldu? Siz çaldınız.”
- “Ticari işyerlerinin bir bölümü kuyumcu idi ve seçkin mücevherler dünyanın en zengin kaymak tabakasına satılırdı. O mücevherler ne oldu? Vitrinleri ve kasaları kırdınız, onları da siz çaldınız.”
Yani bu işin daha da Türkçesi, hadiseyi “Barış harekâtı sırasında siz bunları yağmaladınız” demeye ve bizi suçlamaya getirecekler.
Yüzlerce şehit verdiğimiz Barış Harekâtı sırasında bazılarının yağma yapıp yapmadığını bizim bilmemiz elbette ki mümkün değil.

★★★

Maraş bölgesi iskâna açıldığı, bu konuda Rum Kesimi ile görüşmeler başladığı takdirde, gelecek olan bu gibi suçlamalara şimdiden hazırlıklı olalım.
Maraş Kıbrıs’ta bir çıban başı...
Maraş bölgesi şimdi savaştan çıkmış gibi bir harabe. Aradan 45 yıl geçti, öyle duruyor.
Başımızdaki Suriye belası gibi atsan atılmaz, satsan satılmaz!
Biz Türkiye’de Maraş yasak bölgesine biraz uzak olduğumuz için durumun ciddiyetini tam olarak algılamamız mümkün olmuyor. Bizim ilgi alanımıza fazla girmiyor...
Ama uluslararası alanlarda başımızı çok ağrıtacak.