Sevgili okurlarım, burada sık sık vurgulamak gereğini duyuyorum...

Ortadoğu bir bataklıktır.

Bu bataklığa bilerek ya da bilmeyerek girenlerin kazançlı çıkması hiçbir zaman söz konusu olmamıştır.

Bazen birileri geçici başarılar elde etse de sonuç hiçbir zaman değişmez.

Kısa vadede kazanmış görünenler bile uzun vadede ağır faturalar ödemek zorunda kalabilir.

Şimdi (ne yazık ki) biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak bu durumdayız.

Yıllar önce Suriye’deki Esad rejimini çökertme amacıyla bu işe bulaştık ama hasarsız çıkmamız zor görünüyor.

İşin maddi ve manevi faturası çok ağır olacak.

Şu günlerde Ermeni tasarısını gündeme boşuna getirmediler.

Siz bakmayın yandaş medyanın her gün atmakta olduğu nutuklara...

Umarım dört dörtlük kazanırız ama henüz hiçbir şey belli değil.

Medyanın yüzde 90’ının AKP iktidarının emrinde ve hizmetinde olduğunu, yukarıdan gelen talimatlar doğrultusunda yayın yaptığını da asla unutmayın.

★★★

ABD’nin başında gerçek bir süper manyak, gerçek bir ruh hastası olduğunu artık bütün dünya kabul ediyor.

Adamın yarın ne yapacağı belli değil.

Bizim Barış Pınarı Harekâtı başladıktan hemen sonra Recep Bey’e gönderdiği resmi mektupta ağır hakaretler ve tehditler savurmuş, ülkemizi adeta yerin dibine sokmuştu.

ABD medyasına sızan bu mektuptan sonra Ankara’daki Saray’dan açıklama gelmişti:

“O mektubun hiçbir değeri yoktur. Yırtıp çöpe attık!”

Bu gibi uluslararası durumlarda belgeler yırtılıp çöpe atılmaz, devlet arşivine girer.

Eğer sıkıysa Ankara’dan ağır bir karşılık verilir, o küfür ve tehdit mektubunun altında kalınmaz (dı).

Ama bizim yönetim ne yazık ki bunu başaramadı.

Yürekleri yetmedi, o bir sayfalık mektubun altında ezilip kaldılar.

Sadece onlar değil, Türk Milleti olarak hepimiz ezildik.

Neredeyse üzerimizden silindir geçmiş gibi olduk.

★★★

Şimdi ABD ve Rusya ile varılan uzlaşılar doğrultusunda, Suriye’deki PKK güçleri silahlarıyla birlikte geri çekiliyor ve silah bırakıyor.

Hiç kimse unutmasın, ABD ve Rusya’nın Ortadoğu’da bize, Esad’a ve PKK’ya karşı oynadığı oyun gayet açık:

Tavşana kaç, tazıya tut!

Size dünya medyasına düşen iki haberden örnek vereyim.

“Trump, Suriye’deki PKK güçlerinin komutanı olan baş terörist Mazlum Kobani’ye gönderdiği mesajda şöyle dedi:

General Mazlum, seni yakın zamanda görmek için sabırsızlanıyorum. Kürt halkına lütfen en içten saygılarımı ilet...”

Bunun anlamı şudur:

Seni Beyaz Saray’a bekliyorum!

Gerçek adı Ferhat Abdi Şirin olan bu terörist Türk vatandaşı... Ve Trump tarafından resmen, hem de “General” unvanıyla ABD’ye davet ediliyor.

★★★

Öteki açıklama Rusya’dan geldi:

“Rusya Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı, Mazlum Kobani ile bir telekonferans görüşmesi yaptılar.”

Gördüğünüz gibi, gerek ABD ve gerekse Rusya, Suriye’deki bu terörist başı ile muhabbeti kurmuşlar!..

Zira o örgütle daha çook işleri olacak!

Şuna inanıyorum...

Her iki süper gücün gönlü aslında Kürtlerden yana.

Onları karşılarına almak, Ortadoğu bataklığı açısından bakıldığında işlerine hiçbir biçimde gelmiyor.

İkili oynamayı sürdürüyorlar.   

★★★

Sevgili okurlarım, bazı şeyler vardır ki öyle zannedildiği gibi kolay değildir.

Ortadoğu bataklığına saplandığın zaman oradan tereyağından kıl çeker gibi kolayca kurtulman mümkün olmaz.

Buna izin vermezler.

Bazıları önce senden yana görünüp elini uzatır... Hatta senin başını okşar...

Sonra ise zamanı gelince seni Ortadoğu bataklığının tam da göbeğine sürükler... Tarih bu örneklerle doludur.

Bu sömürücü güçlerden her birinin kafasında 40 tilki dolaşır ama hiçbirinin kuyruğu birbirine değmez!

Zira hepsinin kendi çıkar hesapları vardır.