Sevgili okurlarım, Türkiye önemli bir seçime gidiyor. Ancak bu seçimde iktidar değil, belediyeler belirlenecek.
Recep Bey-Devlet Bey ikilisi bu gerçeğe rağmen olayı bambaşka bir yöne sürüklemeyi tercih ettiler.
“Beka sorunu” diye tutturdular!
Yani Türkiye’nin var olup olmama sorunu!..
81 ilde ve yüzlerce ilçede seçim yapılacak. Çeşitli partilerden adaylar kazanacak ya da kaybedecek.
Demek ki bizim koskoca ülkemizin “Beka sorunu” bu kadar basitmiş, iplerimiz seçilecek belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve muhtarların elinde imiş!
Örneğin, demek ki ulusal geleceğimiz Ankara’nın Kızılcahamam, İstanbul’un Bakırköy ilçesinin belediye başkanına bağlı olacakmış!

★★★

İktidarın iki ortağını oluşturan AKP ve MHP genel başkanları (ki biri aynı zamanda cumhurbaşkanıdır) tutturdular bir slogan...
“Zillet ittifakı.” (Zillet: alçaklık, aşağılık.)
Nereden çıktı bu?
Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP-MHP ikilisine karşı CHP ile İYİ Parti Millet İttifakı’nı oluşturmuştu.
Bilmiyorum ama tahmin ediyorum, her iki partinin de aklına günün birinde birilerinin, kendilerinden “Aşağılık, alçak millet ittifakı” diye söz edeceği gelmemişti.
Bu ülkede oyların yaklaşık yarısını alması beklenen o iki parti ile birlikte onlara oy verecek olan milyonlarca seçmenin bu şekilde tanımlanması yakışık alıyor mu?..

★★★

CHP’nin İzmir adayı Tunç Soyer... Dürüst, ismi temiz olan deneyimli bir siyasetçi.
Adaylığı açıklandıktan hemen sonra belden aşağı vuruşlar başladı:
“Vay efendim, onun babası Nurettin Soyer 12 Eylül döneminde kurulan sıkıyönetim mahkemesinde askeri savcı olarak görev yapmış, Türkeş’i tutuklatmış, sanıklara işkence yapmıştı.”
Tunç Soyer’in İzmir’de zafer kazanacağını biliyorlardı. Hırsız olduğunu, vurguncu olduğunu söyleyemediler, işe rahmetli babasından giriştiler...
Ama İzmir’in sonucunu değiştirecek bir adım atmaları ve bu bel altı vuruşlardan kazanç elde etmeleri mümkün olmadı.

★★★

Burhanettin Kocamaz Mersin’in başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı. Bu seçim için İYİ Parti tarafından aday gösterilmişti... Herkes onun kazanmasını bekliyordu.
Ancak son anda hiç beklenmeyen bir gelişme oldu...
Ve Kocamaz’ın adaylığını içeren liste İl Seçim Kurulu’na saat 17:26’de, son sürenin bitişinden 26 dakika sonra iletildi...
Ve adaylığı doğal olarak reddedildi.
Muhteşem bir belden aşağı vuruş böylece gerçekleşmiş oldu.
Bu ihaneti bilerek yapanlar onun partili arkadaşları idi.
Bu bir ihmal değildi, kasıtlı yapılmıştı.
Ancak gelin görün ki yapanların adını sanını öğrenmek bir türlü mümkün olmadı! O isimler açığa çıkmadı.

★★★

Mansur Yavaş’ın Ankara’yı almasına artık neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu. Onu tökezletmek için acaba ne yapmalıydı!..
Çare hemen bulundu!
Bir şahıs piyasaya sürüldü ve Yavaş’ın adı bir sahte senet olayına karıştırıldı. Tam da seçime kısa bir süre kala!..
Ve karşı taraf elindeki bütün medya gücüyle bu işin üzerine gitmeye başladı. Seçime kadar da gidecekler.
Muhteşem bir bel altı vuruş daha.

★★★

Recep Bey meydanlarda esip gürlüyor. Zaten ne acıdır ki, koskoca iktidar partisinin halkı etkileyecek nitelikle ikinci bir adamı yok.
Buna Binali Yıldırım, bakanlar, milletvekilleri ve çeşitli konumdaki bütün partilileri dahil.
Recep Bey, kendisini eleştiren Meral Akşener’i kürsülerde hapis cezasıyla tehdit etmeye başladı...
“Zaten milletvekili olmadığın için senin dokunulmazlığın da yok” dedi.

★★★

Türkiye’nin dört bir yanında seçim çalışmaları yapılıyor...
Ve din, iman, bayrak, ezan, bölücülük kavramları, kürsülerden yeniden piyasaya sürüldü.
Son söylem şu:
“İstanbul’da yürüyüş yapan kadınlar ezan okunurken slogan atmayı ve ıslık çalmayı sürdürdüler...”
Bu iftiralarla siyaset yapmaya kalkışanlara anlatmaya çalışıyoruz...
“Biz dinimize, bölünmezliğimize, bayrağımıza saygılı insanlarız...”
Ama gel de bunlara anlat bakalım!

★★★

Recep Bey’in çıkışlarını duyan yerel adaylar hiç boş durur mu!
Onlar da başlıyor!
“Millet düşmanlarının anasını belleyeceğiz.”
Millet düşmanları kimdir kardeşim?
Şunu açıklayın, gerekiyorsa analarını hep birlikte belleyelim.
Bu gibi tahrik edici söylemler tehlikelidir. Türkiye’de ruh hastası çok. Birileri tahriklere kapılıp cinayet işler, karşıt görüşlü adayların mitinglerinde bombaları patlatıp katliam yapar.
Son örneği dün Yeni Zelanda’da yaşandı, bir manyak camide katliam yapıp 49 Müslümanı öldürdü.

★★★

Bir seçime gidiyoruz...
Bel altı vuruşlarla, saçma sapan ve soyut iddialarla dolu bir süreçten geçiyoruz.
Bu gibi yöntemlere başvurmaya gerek görmeyen muhalefet partilerinin bütün adaylarını kutluyorum.