Sevgili okurlarım, Türkiye gerçekten de acayip bir ülke oldu. Her alandan, her sektörden bir sürü rezalet fışkırıyor.

Bu yozlaşmış gidişe çözüm arayan, çare bulmaya çalışan herhangi bir yetkili kişi veya kurum ne yazık ki yok.

Şimdi size LÖSEV isimli bir vakıftan söz edeceğim. Önce onu görelim...

Lösemili Çocuklar Vakfı...

Lösemi bir çeşit öldürücü kan kanseri.

Büyüklerde de görülüyor ama en çok küçük çocuklarda, minik yavrularda ortaya çıkıyor.

Bu çocukların çok dikkatle tedavi edilmesi gerekiyor. İyi beslenecek, ilaçlarıyla birlikte iyi gıda alacak.

LÖSEV 1998 yılında çocuk hematoloji uzmanı Dr. Üstün Ezer tarafından kurulan, Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı bir kuruluş.

Uzun çabalar sonrasında Türkiye’nin ve belki de dünyanın bu alandaki en modern hastanelerinden birini (LÖSANTE) Ankara’da açtılar.

Bugünkü aşamaya gelene kadar binlerce bürokratik işlemle boğuştular.

Karşılarına nice engeller çıkarıldı ama sonuçta başardılar.

★★★

LÖSANTE hastanesinde başta lösemili çocuklar olmak üzere bütün kanserli hastaların bakım ve tedavisi uzman doktorlar tarafından yapılıyor ama nasıl!..

Pırıl pırıl bir hastane düşünün...

400 yataklı.

Ancak Sağlık Bakanlığı sadece 75 yatağa ruhsat veriyor.

Geri kalanı, yani 325 yatak, her uygulamaya hazır olan odalarda boş bekletiliyor.

80 yoğun bakım yatağı var, 75’i için ruhsat verilmiyor.

Yeterli sayıda doktor için yine aynı uygulama yapılıyor ve yine ruhsat verilmiyor.

★★★

Kanserli olan ve olmayan hastalar için 10 adet ameliyathane var.

Bakanlık yine ruhsat vermediği için sadece üç ameliyathanede iş görülüyor. Gerisi bütün tıbbi cihazlarıyla birlikte boş bekletiliyor.

Örnek: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından test edilip onay verilmiş olan anjiyo cihazı ile radyoterapi cihazı da ruhsat sorununa takılmış ve yasaklı!

Sadece radyoterapi cihazının değeri beş milyon dolardan fazla.

Bu en modern cihazlar bile ruhsat sorununa takılmış ve çürümeye terk edilmiş durumda.

Ayıptır, yazıktır, günahtır.

Bunları kullanması gereken hastalar başka hastanelere sevk edilip haftalarca zaman kaybediyor.

Aynı sıkıntılar laboratuvarlarda da yaşanıyor.

Dahası var!.. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, yasaklanmış olan bu odaların ve cihazların gizlice çalıştırılıp çalıştırılmadığını denetlemek için hastaneye sık sık baskın düzenliyor!

★★★

Beş yaşında lösemili bir çocuk devlet hastanesine yattığında, ona birkaç hastanın annesiyle birlikte kalmakta olduğu tek tuvaletli bir oda veriliyor.

Odalar havasız, bakım ve beslenme çoğu zaman yetersiz.

Lösemi hastalığının en önemli ilaçlarından biri iyi beslenme. Çocuk günde altı öğün (hormonsuz) et, sebze, meyve yiyecek, gıdasını tam alacak.

Hasta miniklere psikolojik destek amacıyla armağan verilen giysiler ve oyuncaklar da işin cabası!

★★★

LÖSEV’in hastanesinde yatan her minik yavruya annesiyle birlikte özel bir oda veriliyor. Ailece bütün beslenme harcamaları yine aynı vakıf tarafından (hem tedavi öncesinde, hem de sonrasında) karşılanıyor.

Bir şey daha...

Bu harcamalar için gerek hastalardan ve ailelerden ve gerekse devletten bir kuruş bile olsun para alınmıyor.

Sonuçta, bu vakıfta tedavi edilen kanser hastalarında iyileşme oranı yüzde 92’ye çıkmış durumda. Dünya çapında bir orandır.

★★★

Şimdi düşünün!..

Bir yanda ruhsat verilmeyen ve çalışması (siyasal nedenlerle) istenmeyen LÖSEV hastanesi gibi bir kuruluş var...

Öte yanda ise kendi üniversitesi ve özel hastanesi olan bir Sağlık Bakanı var.

Devletin her türlü olanakları Bakan Bey’in kuruluşlarına akıtılıyor. Son olarak Ankara garı yanındaki altı katlı tarihi bina onlara verildi.

LÖSEV sürekli çırpınıyor:

“Ey Sağlık Bakanlığı, hastanemiz üzerindeki kısıtlamaları kaldırın tam kapasite çalışalım.”

Bakanlıktan ses yok.

★★★

Sevgili okurlarım, Ankara’nın göbeğindeki bu hastanenin başına gelenler tam bir skandaldır, tam bir rezalettir.

Hastanenin herhangi bir yanlışı eksiği vesairesi varsa ona göre işlem yapar ve gerekirse faaliyetini durdurursunuz.

Ama kanserli hastalara ve özellikle de lösemili çocuklara böylesine hizmet veren pırıl pırıl bir hastaneyi bir sürü anlamsız ve tutarsız yasaklar getirip çalıştırmamak, Türkiye’ye ve bütün kanserli hastalara ihanettir.

Yapmanız gereken böyle bir hastaneyi engellemek değil, onu devletten beş kuruş almadan kuranların gerekirse elini öpmektir.

★★★

LÖSEV sizin bağışlarınızla ayakta duruyor. İBAN numarasını vereyim, isteyen bağışta bulunabilir:

Ziraat Bankası Gaziosmanpaşa Şubesi, TR 7900 0100 2211 0345 8518 5047.