Sevgili okurlarım, Türkiye’de ve dünya ekonomik çevrelerinde Berat Albayrak ismini tanımayan artık yok...
Berat Bey, Recep Bey’in damadı, aynı zamanda Hazine ve Maliye Bakanı.
Bütün ekonomiyi o yönetiyor ve gücünün çoğunu kayınpederinden alıyor.
Aslında, yaşamakta olduğumuz ekonomik batığın en büyük sorumlularından biri ama iş başarısızlıklara geldiğinde hiç sesi çıkmıyor.
Başka bir ülkede olsaydı görevinden hemen alınırdı.
Ne kadar çabalasa da başarıya ulaşamıyor,

★★★

Seçim öncesinde öteki Bakan arkadaşlarıyla birlikte halka çeşitli vaatlerde bulundular!
Sebze meyvede pahalılığı önlemek için büyük illerimizde tanzim satış yerleri kurulacaktı...
Ve gerçekten kuruldu da!..
Defalarca yazdık ve söyledik, bunların tamamı göz boyamaca, seçim yatırımı idi.
Özellikle İstanbul ve Ankara’da tanzim satış yerleri açıldı, fiyatlar bir miktar düşürüldü.
Ancak bir husus vardı!
AKP veya CHP’nin kesin kazanacağı tahmin edilen il ve ilçelerde tanzim satış yerleri açılmadı...

★★★

Bu iktidarın temel bir yanılgısı var.
Fiyatları hort zort ederek, bağırıp çağırarak düşüreceklerini zannettiler ama kazın ayağı pek öyle değildi.
Üreticiyi, toptancıyı, kabzımalı, manavı ve marketçiyi eleştir, posta koy, suçla ve tehdit et!..
Ama olmuyor işte bayım olmuyor.
Nitekim olmadı...
Bu memleketi patates soğan ithal eder duruma düşürdünüz.
İnsanlarımız birkaç kilo manav malını daha ucuza alabilmek umuduyla uzun kuyruklara girip saatlerce beklediler...
Ve iktidar partisi bu duruma, milletle alay edercesine isim verdi:
“Varlık kuyrukları!”
Seçim bitti, tanzim satışları da seçimle birlikte bitirildi.
Varlık kuyrukları derseniz, o da bitti!
Gümrüksüz soğan patates ithalatı ise devam ediyor.
Herkese tavsiyem bol bol soğan patates alıp evde stoklamalarıdır, yoksa çok yakında bunu da bulamazsınız.

★★★

Toplum burnundan soluyordu. İktidar çok önemli belediyeleri yitirdi. Sonracığıma damat Berat Albayrak konuştu:
“Birkaç güne kadar çok önemli bir yapısal reform programı açıklayacağız. Bu ciddi programın etkileri hemen görülecektir!..”
Gerçekten de, alınan kararlar açıklandı...
Ama gelin görün ki kimse anlamadı.
Bir sürü teknik ifadelerle süslediği paket boş çıktı, fos çıktı.
Ancak bu aşamada çok ilginç bir olay daha oldu...
Döviz yine zıpladı. Dolar 5.80’i gördü.

★★★

İşin Türkiye ayağı tamamlanmış ama hiçbir işe yaramamıştı. Ancak bunun bir de dış dünya ayağı vardı.
Bu anlı şanlı “Reform paketini (!)” bir de dış dünyaya anlatıp onları ikna etmek gerekiyordu...
Zira dış ekonomik çevreler bizim gibi saf Anadolu çocuklarından oluşmuyordu. Her şeyi didik didik ediyor, sorguluyor, işin temeline iniyordu.
Berat Bey apar topar Washington’a gitti. Devlet bütçesinden kiralanan beş yıldızlı lüks otel salonlarında önemli ekonomik kuruluşlar ve
yabancı yatırımcılarla toplantı düzenleyip programı onlara anlattı.
Bütün dünyanın izlediği, tarafsız yorumlarıyla bilinen saygın Financial Times gazetesi dünkü sayısında yorum yapıyor ve uzmanların ağzından açıkça şunu demeye getiriyordu:
“Böyle skandal ve anlamsız bir program Türkiye açısından hiçbir işe yaramaz.”
Gazeteye konuşan yabancı yatırımcılar da aynı şeyi söylüyordu.
Döviz derseniz, zaten düşmeye hiç niyeti yoktu ve düşmedi!
Şunu artık anlamış olmalılar...
Ekonomi bağıra çağıra, ille de birilerini suçlamakla, tehdit etmekle düzelmiyor.

★★★

Türkiye, aynen İstanbul seçimlerinde olduğu gibi ekonomi konusunda da dünyada alay konusu oldu. Ne yazık ki böyle.
Faizler, döviz ve enflasyon düşmüyor.
Şirketler iflas ediyor, iç ve dış borçlar ödenemiyor, işsizlerin sayısı dört milyonu geçmiş durumda. Krizi önlemek mümkün olmuyor.  

★★★

Belki görmüş olabilirsiniz, size bir şey anlatayım...
Şimdi Ankara’daki pek çok market ve manav “Dilimli karpuz” dönemi başlattı.
Giriyorsunuz içeriye, jelatine sarılı dilim dilim karpuzlar... Birini seçip alıyorsunuz, tartılıyor, fiyatını ödüyorsunuz.
Hayatımda ilk kez dilimli karpuz olayına tanıklık ediyordum.
Sordum satış görevlilerine bunun nedenini...
“Abi dilimli karpuzu bırak, insanlar artık taneyle patates soğan alıyor, 100 gram biber alıyor. Alım gücü dibe vurdu...”
Böylece dilimli karpuz dönemine geçmiş olduk.

★★★

Kriz falan iktidarın derdi değil. Onların derdi ne yaparız, hangi kumpasları kurarız da İstanbul’u yeniden ele geçiririz!
Seçimden önce bağırıyorlardı “Biz kazanmazsak ortaya beka sorunu çıkar” diye... (Devletin ve milletin var olup olmama sorunu.)
Yarından başlayarak yeniden bağırmaya başlarlarsa sakın ola ki şaşırmayın:
“Arka bahçemiz YSK’dan bir imdat bekliyoruz zira İstanbul’u CHP’ye vermek Türkiye’nin beka sorunudur. Seçimi iptal edin!”