Sevgili okurlarım, Türk siyasetinde adı Bülent Arınç olan şahsı tanımayan herhalde yoktur. Piyasaya bazen çıkar, bazen kendini unutturup kayıplara karışır, sonra yine cafcaflı bir takım lâflar ederek kendisini topluma yeniden anımsatır.
İlginç bir vakadır...
AKP döneminde siyasette en yüksek makamlara terfi ettirilmiştir.
Onun bazı sözleri aklımıza yerleşmiş, adeta çivi çakmıştır:
“Şeyini şey ettiğimin şeyi!”
2004 yılında Meclis Başkanı idi. 23 Nisan resepsiyonu için hazırlattığı davetiyelerde “Eşler” yoktu. O zaman ortam öyle gerektiriyordu, örtülü eşleri çağırmaya yüreği yetmemişti.
Gazeteciler kendisine sordu:
“Vereceğiniz resepsiyon için bastırılan davetiyelerin altında eşinizin de isminin olması gerekir ama yok. Hiç kimseyi eşli de çağırmıyorsunuz. Nedeni nedir?”
Bizim Meclis Başkanı anında sinirlendi, nevri döndü ve herkesin içinde bütün gücüyle haykırdı:
“Şeyini şey ettiğimin şeyi!”
İradesine biraz hakim olmasaydı “Anasını avradını...” diye başlayacaktı ama az farkla kurtuldu!

★★★

Hani her 23 Nisan günü Mec­lis’te tören yapılır ve makam kol­tukları konuşsunlar diye seçmece çocuklara devredilir ya...
Bizimki yine Meclis Başkanı idi, törende makamında küçük bir çocuk oturacaktı.
Aaa, bir de baktık ki yerini 18 yaşında saçlı sakallı, askerlik çağına gelmiş bir imam hatipliye devretmiş.
Çocuk diye onu konuşturdu, herkes şaştı kaldı.

★★★

Hayatı romandır...
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in süresi bitince “Bu sefer dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz” dedi ve Bay Abdullah Gül’ü seçtiler.
PKK ile çözüm süreci başlatmışlardı, yakınlaşmak gerekirdi.
“Abdullah Öcalan oruç tutardı. Namazında niyazında masum bir çocuktu. Ankara’da Maltepe Camisi’ne gidip namaz kılardı” dedi.
Meclis’i yönetirken milletvekili Aylin Nazlıaka’ya “Sen sus, otur yerine” diye bağırdı.
Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu’nun odasına girip hakaret etti.
“Kahkaha atan kadın iffetsizdir” dedi.

★★★

Fetullah’ın Türkçe olimpiyatları atraksiyonunu himayesi altına aldı.
Fetullah’la arasını hiç bozmadı, ona övgüler düzdü.
“Ben Fetö’nün terör örgütü olduğunu darbe gecesi öğrendim. Bana ahmak diyebilirsiniz” dedi!
Jetonu biraz geç düşmüştü!

★★★

Atatürk’ü hatırlatıyor ve içinde rakı sözcüğü geçiyor diye Vardar Ovası türküsüne karşı çıktı.
Ergenekon ve Balyoz rezaleti devam ederken, yüzlerce yurtsever insanımız tutuklanırken kamuoyuna açıklama yaptı:
“Türkiye bağırsaklarını temizliyor. Biz bu generallerle iyi ki savaşa girmemişiz” dedi.
Hiç utanmamıştı.
Melih Gökçek “Darbe başarılı olsaydı Fetö Arınç’ı başbakan yapacaktı” dedi.
Bülent günün birinde Recep Bey’le anlaşmazlık yaşayınca “Benim özgül ağırlığım var” diye buyurdu ve hemen ardından yandaş medya tarafından “Paralel hain” ilan edildi.
Sonra korktu, çark etti ve Recep Bey için “Civanım” dedi!

★★★

Bu şahsı yazarken unutulmaması gereken bir olay daha var, çok kısaca değineyim...
Ergenekon-Balyoz süreci devam ederken, evinin yakınlarında iki subay gözaltına alındı. Bunlar Arınç’ın evini gözetliyormuş! Ellerindeki küçük bir kağıda adresi yazmışlar ve polisleri görünce kağıdı çiğneyip yutmaya kalkışmışlar. İki satır adresi aklında tutamayan iki subay... İkisi de devletin en gizli bilgilerinin korunduğu Seferberlik Tetkik Dairesi ve Kozmik Oda görevlisi!
Hemen ardından bir hakim tarafından bu kuruluş basıldı. Devlet sırları götürülüp adliye koridorlarına istiflendi, kalem görevlilerinin, temizlikçi ve çaycıların insafına terk edildi.
Bülent bütün bu rezillikler sergilenirken şöyle dedi:
“Bana suikast yapacaklardı, suçüstü yakalandılar!”
Basılan yer devletin Kozmik odası idi...
“Kozmetik oda” diye dalga geçti.
Olay tamamen kumpastı. Nitekim gözaltına alınan iki subay aynı gün bırakıldı. Baskını gerçekleştirip günlerce arama yaptıran Kadir Kayan isimli Fetöcü hakim şimdi firarda.

★★★

“Şeyini şey ettiğimin şeyi” bu şahsa nereden geldik!..
Bir süre önce bizim Saray’da, doğrudan Recep Bey’e bağlı yeni bir birim kuruldu:
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu!
Oraya 13 bin lira net maaşla atananlardan biri de bu şahıs.
Eski AKP milletvekillerinden oluşturulan bu Kurul’un ne iş yapacağı falan bilinmiyor. Fakat hemen ardından bunların maaşı artırıldı ve rakam net 18 bin oldu. Devlet malı deniz!..
Bülent bu durumu eleştirenlere yanıt verdi:
“Edepsizler, bizim maaşımızdan size ne!”
Ortada büyük bir edepsizlik var ama kime ne demeli.
Bu şahıs... Herkesin örnek alması gereken “Büyük Türk büyüğü!”
Onu unutmayın, unutturmayın!