Sevgili okurlarım, Türk basını dün sabahın erken saatlerinde çok değerli bir evladını yitirdi.
Ertuğrul Akbay ilginç bir gazeteci idi...
“Gölge adam” olarak tanınmış ve ün yapmıştı.
“Siyasi magazinci” olarak bilinir, yolsuzlukları, hırsızlıkları açığa çıkarırdı.
Onun gazetecilik yaptığı uzun yıllarda televizyon yaygın değildi. Dolayısıyla önemli olan yazılı basındı.
Ertuğrul ilginç bir arkadaşımızdı. Sözcü’nün kurulma aşamasında ve sonraki yıllarda tek evladı Burak Akbay’ın yanında olmuştu.
Bizim gazeteyi Türk basınına kazandıran iki isim varsa biri Ertuğrul, diğeri Burak Akbay’dır.
Onlara sizler kadar biz çalışanlar da teşekkür borçluyuz.

★★★

Ne acıdır ki, aynı FETÖ davasında birlikte yargılandığımız Burak Akbay’ın bugün babasının cenazesine katılması mümkün olmayacak.
Zira yurt dışında ve hakkında FETÖ’den yakalama kararı var.
Burak Akbay ve Fetöcülük!..
Bizler ve Fetöcülük!..
Akıl alacak gibi değildir ama böyle.

★★★

Dünkü yazımda şöyle demiştim:
“Yandaş medya Sözcü’nün üzerine gidebilmek uğruna, Ertuğrul Akbay’la ilgili akıl almaz yayınlar yaptı.
Ekranlarında ve gazetelerinde ona Sözcü’nün üzerinden apaçık sövdüler, hakaretler yağdırdılar, evinin kaçak olduğunu bile iddia ettiler.
Ertuğrul çok üzgündü.
Büyük sıkıntılar ve gerilimler yaşıyordu.
Bana da anlatmıştı.”

★★★

Ertuğrul bugün toprağa verilecek...
Tahmin ediyorum, ona böylesine sövenler, böylesine üzerine gidip bütün dengelerini altüst edenler şimdi mutludur.
Belki içlerinden bazıları “Birinden kurtulduk, darısı ötekilerin başına” bile diyor olabilir.
Nefretle ve kinle yaşayanlardan, siyaset uğruna insanlığını bile yitiren böylelerinden her şey beklenir.
Nitekim dün onların kesiminden birkaç mesaj geldi.
Üç aşağı beş yukarı yine aynı sözler ve aynı edebiyat:
- Sen de günün birinde aynen Ertuğrul gibi geberip gideceksin.
Bunlar gerçekten bütün kutsal kavramlarını yitirmiş olan tipler.
Utanmaları sıkılmaları kalmadığı gibi, Allah korkusunu bile yitirmiş olan insan bozuntuları.

★★★

Patronumuz Burak Akbay benim çok sevdiğim arkadaşım, kardeşim...
Yıllar önce anacığım vefat ettiğinde İstanbul ekibiyle birlikte Burak’ı da Ankara’da Kocatepe camisinde görmüştüm.
Cenaze namazı kılındı, mezarlığa gittik.
Bir ara başımı kaldırdığımda onları yine gördüm.
İstanbul’dan gelen Sözcü ekibi bu kez tam kadro mezarlıkta idi...
Burak Akbay, Metin Yılmaz, Ferda Öngün, Mehmet Şehirli ve Nil Soysal...
Duygulandım, gözlerim doldu.
O manzara belleğime çakıldı kaldı, hiç unutamadım.

★★★

İyi bir gazeteci olmanın ötesinde Ertuğrul Akbay saygın bir insandı.
Yandaş medya ona yalanlarla saldırdıkça bazen arardı, dertleşirdik...
- “Yav Emin’ciğim sahtekârlığın ve yalanın bu kadarı olmaz ki...”
Demek ki olurmuş!
Burak Akbay’a ve bütün ailesine başsağlığı diliyorum.
Allah rahmet eylesin.