Sevgili okurlarım, hakkımızda “Fetöcü olmak, terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla açılan ceza davası devam ediyor.
Ben bunların ipliğini her zaman ve her fırsatta pazara çıkarmış bir gazeteciyim.
Şimdi size bundan tam 20 yıl önce Hürriyet’te çıkan 22 Haziran 1999 tarihli yazımı aynı başlıkla ve (özetleyerek) sunuyorum. Hakkımızda Fetöcü davası açanlar ve açtırıp onurumuzla oynamaya kalkışanlar o yazıyı bir kez daha okusun!
İşte sözünü ettiğim o yazı:

★★★

“Fethullah kıyameti devam ediyor.
Bunlar devleti çaktırmadan ele geçirmenin peşinde.
Bu amaçla uzun vadeli planlar yapmışlar. Ortalıkta fazla görünmeden, saman altından su yürüterek sinsice götürüyorlar. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeye karar vermişler.
Bunların geçmişini biliyorum. Bir zamanlar atıp tutarlardı. Sonra emir geldi, sessizlik taktiğini uygulamaya başladılar.
Fethullah, aslında Nurculuğun bir kolu. Nurcularla bizim klasik yobazlar arasında sürekli bir tartışma ve fikir ayrılığı var. Örneğin Nurcular seçimde DYP’yi destekler. Fethullah da öyle.
Bu seçimde de Tansu’ya oy verdiler, hatta bunu broşürlerle açıkladılar...

★★★

Peki bütün bunlar olurken, Fethullah Türkiye’de ve yurtdışında yüz milyarlarca dolarlık bir imparatorluk kurarken, bizim devlet ne yapmış?
Öyle ya, adamların yüzlerce okulu, dershaneleri, gazeteleri, televizyonları, haber ajansları, dergileri, radyoları, üniversiteleri, hastaneleri, finans kurumları, sigorta şirketleri, vakıfları, holdingleri var.
Fethullah’ın da belirttiği gibi, özellikle mülkiye ve adliye’ye sızmışlar. Polis, kaymakam, vali, hákim, savcı...
Yetenekli, çalışkan ve parlak öğrencileri piyasadan cımbızla tek tek toplayıp kendi okullarına alıp eğitiyorlar. Açtıkları dershanelerde bu çocukları ücretsiz olarak üniversiteye hazırlıyorlar.
Okullarında bu işi çaktırmadan yapıyorlar... Çünkü kuralları belli. Bunu Fethullah kendi ağzıyla söylüyor:
“Fazla sivri olmayın, sonra sizi Cezayir’de olduğu gibi ezerler.’’
Bütün bunların devletin hiç değilse belli bir kesiminin bilgisi dışında yapılması mümkün mü? Elbette değil. Bugün bütün partilerde, yani Meclis’te bile adamları var.

★★★

Oy uğruna neler yapmışız!
Fethullah takımı bırakın Türkiye’yi de bir yana, sadece yurtdışında, belki inanmayacaksınız ama 1997 yılı resmi rakamlarına göre 207 okul açmış. Nerelerde mi?
Fas, Senegal, Sudan, Nijerya, Yemen, Güney Afrika, Tanzanya, Kenya, Uganda, Pakistan, Hindistan, Bangladeş, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Nahcivan, Tataristan, Tacikistan, Gürcistan, Çeçenistan, Dağıstan, Afganistan, Batı Rusya, Moğolistan, Sibirya, Başkurdistan, Abhazya, Çerkezistan, Almanya, İngiltere, Danimarka, Belçika, Hollanda, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Romanya, Moldova, Japonya, Güney Kore, Kamboçya, Tayland, Tayvan, Filipinler, Singapur, Endonezya, Papua Yeni Gine, ABD, Avustralya.

★★★

Bir yerde okul niçin açılır? Ya para kazanırsınız, ya da belli bir amaca hizmet için devleti arkanıza alıp eğitim verirsiniz.
İmam Fethullah gidiyor ve taaa SingapurPapua Yeni Gine, Uganda, Güney Afrika, Kamboçya, Sibirya, Tayvan gibi yerlerde okullar açıyor.
Buralarda ‘‘Türk’’ yok, ‘‘Müslüman’’ yok.
Buralardan para kazandığını da hiç sanmıyorum. O halde ne oluyor?
Fethullah’ın arkasında büyük bir güç var. Ya bizim devlet, ya Amerika, ya da ikisi birden.
Bizim devletin oralara tek başına uzanacağını hiç sanmam. O halde benim mantığım ‘‘Bu işin arkasında Amerika var ve Fethullah’ı o kullanıyor’’ diyor.
Bunun adı ‘‘Yeşil Kuşak Teorisi’’... Amerika, komünist yayılmayı önlemek için ‘‘ılımlı İslam’’ yöntemini geliştirdi.
Ama kesin gerçek, bu imamı bizim devletimiz de şu veya bu biçimde kullanmış.”

★★★

22 Haziran 1999 tarihli yazım işte böyle idi!
Bunların devleti ele geçirme peşinde olduğunu açık açık yazıyorum.
O günlerin iktidarından tık yok. Tam tersine Fethullah’ın ayakları altında dolanıp ona yağ çekiyorlar.
Sonra, günün birinde seçim yapılıyor ve AKP isimli bir parti iktidara geliyor. Onların da hesabı aynı! Güçlü ve yaygın olan Fethullah ve cemaatin yanında olacak ve onları kanatlarının altına alacaksın...
Ve senin yedek kuvvetin olarak devleti onlara teslim edeceksin.

★★★

Sevgili okurlarım, ben sıradan bir gazeteciyim.
Benim bundan tam 20 yıl önce görüp yazdığım gerçekleri koskoca Türk devleti nasıl olur da görmez, nasıl olur da devletin kapılarını onlara böyle açar!
AKP hükümetleri nasıl olur da böyle ayakta uyuyup milletin başına darbe girişimi dahil bir sürü işler açar!

★★★

18 yıl boyunca Fetö için kılını kıpırdatmayanlar, onu devlete yerleştirenler şimdi iş başında ama Emin Çölaşan Fetöcülükten yargılanıyor!
Kaderin cilvesine bakın siz.
Bu benim onuruma dokunuyor.