Sevgili okurlarım, adına işsizlik denilen olay, neredeyse her aileyi, milyonlarca insanımızı ve bütün Türkiye’yi ilgilendiriyor...
Ve bu süreçte biz de gazeteci kimliğimizle ister istemez düşündürücü olaylara tanıklık etmek zorunda kalıyoruz. Son üç günden örnekler vereyim:
-Nizamettin usta yıllar önce bizim evin su arızasını tamir etmiş. Gazeteden arıyor ve kendisini aramamı rica edip not bırakıyor. Kendisini hiç anımsamadım ama aradım:
“Emin Bey ben artık yaşlandım ve çok hastayım. Çalışamıyorum. Benim 38 yaşında bir kızım var, ona iş bulalım istiyorum. Sizin gazetede temizlikçiye falan ihtiyaç varsa kendisini işe almanız acaba mümkün olur mu?”
Kendisine durumu anlattım...
 “Ustam bu işsizlik konusunda ne yazık ki bizim de elimizden bir şey gelmiyor... Aklımda olsun ama çare bulacağımı hiç zannetmiyorum.”
Aslında ona şöyle demem gerekirdi:
“Abicim biraz daha sabırlı ol! Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak açıkladı. Bu yılın sonuna kadar tam 2 milyon 500 bin kişiye iş bulacaklarmış! Yıl sonuna kadar beklersen senin kıza da piyangodan bir şey çıkabilir. Ancak nedense şimdi bulmuyorlar, her uyutmaca seçim sonrasına (!) endeksli...”
Bunları söylesem bizim ustayla alay etmiş gibi olacağımı düşündüm ve konuşmamız böylece bitti.

★★★

Taksi şoförüyle biraz siyasi muhabbet yaptık. İlk işi kendisine iş istemek oldu:
“Emeklilikte yaşa takılanlardanım. Emekli maaşı bağlanmasına daha altı yıl var. Şimdi bu takside haftanın altı günü geceleri sabaha kadar çalışıyorum, gecede ortalama 25 lira alıyorum. Hanım çalışmıyor, ev kira. 300 lira kira ödüyorum. Nasıl yaşadığımızı artık siz düşünün. Bana gündüz çalışacağım bir iş bulmanız mümkün olur mu?”

★★★

Alışveriş için girdiğim büyük markette uyanık bir genç... Sebze meyve reyonuna bakıyor.
Yarım kilo taze fasulye isteyince sohbetimiz başladı:
“Sebze meyve haline her sabah bizim burada görevli arkadaşlar gidip alışverişi yapıyoruz. Bu sabah ne yazık ki taze fasulye alamamışlar. Halde kilosu 22 lira imiş. Bunu bizim markete getirseler 30 liraya satacağız, mal elimizde kalacak. O yüzden almamışlar.”
Sonra yakınmaya başladı:
“Burada ayda 2.020 liraya asgari ücretle çalışıyoruz. Gecemiz gündüzümüz yok. Çalışma saatleri belli değil. Tam bir sömürü çarkındayız. Bir şeye itiraz etsek hep aynı sözleri duyuyoruz: İş beğenmiyorsunuz ama kapımızda sizin koşullarınızda iş bekleyen binlerce kişi var diyorlar. Sonra da tomarıyla çıkarıp başvuru formlarını gösteriyorlar. Bana insan gibi çalışacağım bir iş bulabilir misiniz?”
Herkes bizim bir şey yapabileceğimizi düşünüyor ama çaremiz yok ki!..
O arkadaşa bir tavsiyede bulundum, aramızda aynen şu konuşma geçti:
“Bir AKP milletvekili, ya da o partide sözü geçen birini bulmaya çalışsana, belki yardımcı olurlar.”  
“Allah korusun, Allah bizi onlara muhtaç etmesin.”
“Peki seçimde oylar kime?”
 “Tabii ki Mansur’a... Burada 34 kişi çalışıyoruz, hepsi gariban arkadaşlar. AKP’ye oy verecek iki kişi ya çıkar ya çıkmaz.”

★★★

Sevgili okurlarım, adına işsizlik denilen nesne, yolsuzluklardan sonra Türkiye’nin en büyük sorunu.
Recep Bey başta olmak üzeri iktidar ekibinin mitinglerini, toplantılarını falan her gün ister istemez izlemek zorunda kalıyoruz.
İşsizlik konusuna değindiklerini hiç duyuyor ya da okuyor musunuz!
Değinemezler çünkü bu iş tu kaka!
İp ellerinden kaçtı gitti, kriz can yakıyor, ne yapacaklarını bilmiyorlar.
“Yıl sonuna kadar 2 milyon 500 bin kişiye iş bulacağız” gibi sözler tamamen yalandır, palavradır, uydurmacadır.
Madem ellerinde böyle bir sihirli değenek var, 2 milyon 500 bin’den geçtik, bugüne kadar niye 100 bin kişiye olsun iş yaratamadılar?

★★★

Bakınız, eldeki resmi devlet rakamlarına göre ülkemizde işsiz sayısı şu anda dört milyon kişiyi aşmış durumda.
4 milyon 302 bin kişi.
Bunlar şu anda iş bulmayı bekleyenler... Başka bir deyişle açık işsizler.
Bu rakama bir de iş bulmaktan umudunu kesen ve artık aramayanları ekleyin, karşınıza en az 6 milyonluk bir kitle çıkacak.

★★★

Bizim meşhur yandaş medya bu acı gerçeklere ne yazık ki asla değinemiyor.
Bir belediye 22 temizlik işçisi alacak...
Haberler korkunç..
Asgari ücretli bu işe tam 1800 kişi başvuruyor, kapıların önünde kuyruğa giriyor...
Ve spor salonunda bu 22 kişi için kura çekilişi yapılıyor.
Bir başka kurum geçici olarak 140 kişi alacak.
Kuyruklar bu kez daha da uzun, başvuru sayısı bin’lerle ölçülüyor.

★★★

Burada daha önce de sordum ve gerçekten merak ediyorum, seçimde bu işsizler ordusunun oyları acaba hangi partilere gidecektir?
Hiç kuşkum yok, bu kitleler bilinçli oy kullandığı takdirde muhalefet partileri büyük kazançlar elde edecek, iktidar büyük kayıplara uğrayacaktır.
İşin çok önemli bir başka boyutu da var:
Ülkemize doldurulan milyonlarca Suriyeli, Iraklı, Afgan, Bangladeşli, Afrikalı vesaire...
Bizim evlatlarımız işsiz, onlara işsizlik yok! Serseri mayın gibi ortalıkta geziniyorlar.
Bu konuyu da seçime kadar irdelemek zorundayız.