Sevgili okurlarım, 23 Haziran gününü merakla bekliyoruz. Bu iş artık İstanbul Büyükşehir’in değil, Türkiye’nin genel seçimine dönüştü.
Binali Yıldırım bir kez daha yitirdiği takdirde siyaset tarihimizin karanlıklarına gömülüp ortalıktan kaybolacak.
Daha önce, 2014 yerel seçimlerinde partisinin İzmir Büyükşehir adayı olmuştu.
Yenilgiye uğradı, nasihat aldı...
Seçilemedi.
Demek ki işi sıraya bindirmiş!
İzmir olmazsa İstanbul, o da olmazsa, Büyükşehir olsun veya olmasın herhangi bir belediye başkanlığı!..
Bugüne kadar (milletvekilliği dışında) her yere atanarak geldi...
Başka bir deyişle hep hazıra kondu.
Kendisine Recep Bey tarafından ikram edilen koltuklara çöktü.
Ulaştırma Bakanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı...
Şimdi düşüncesi değişmiş olsa gerek ki, herhangi bir yere seçilerek gelmek istiyor!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına!

★★★

Biraz zor ama varsayalım seçildi...
İstanbul Büyükşehir dediğiniz yer dev bir kuruluş. Başı sonu yok, elindeki maddi ve manevi olanakların ucu bucağı yok.
Üstelik bir de belediye şirketleri var ki, onlar daha beter.
Ellerinde yine sonsuz para, yandaşlara aktarılan sonsuz kaynaklar...
Ve bu harcamalar en ufak bir denetime tabi değil.
İstanbul halkının parası bu yolla yandaş vakıflara, derneklere ve cemaatlere hortumlanırken hesabını soran yok.
Bu rezaletin ceremesini ise İstanbul’da yaşayan 16 milyon insanımız çekiyor.
Kazığı asıl yiyen onlar.

★★★

Evet, varsayalım ki belediyecilikte hiçbir deneyimi olmayan Binali Yıldırım 23 Haziran’da büyük bir performans sergileyip seçimi kazandı...
Ve İstanbul Büyükşehir’in başına geçip oturdu.
Kimse kusura bakmasın da, İstanbul’un ucu bucağı olmayan muazzam rantını bu beyefendiye yedirmezler.
Kim yedirmez?
Yandaş yamyamlar!
Peşkeş düzeninden, düzmece ve göstermelik ihalelerden yemlenen asalak kesim onun etrafını hemen sarıp şimdi olduğu gibi hortumların musluğunu sonuna kadar açacaktır.
Unutmayalım, söz konusu vurguncu kesim son derece güçlüdür.
Kolları devlet kurumları dahil her yeri ahtapot gibi sarmıştır.
O kurumların en önde geleni de İstanbul Büyükşehir’dir.

★★★

Bugüne kadar İBB ile ilgili yüzlerce yolsuzluk gerçekleri ortaya konuldu.
Üstelik bunların tamamı belgeli idi.
Binali Yıldırım’ın bu konularda bir kez olsun ağzını açtığını, “Bunlar yalandır, palavradır” dediğini hiç duydunuz mu!
Ayrıca belirteyim, bu beyefendinin önemli bir hatası ve yanlışı daha var:
Kendi sözlerine, kendi söylediklerine sahip çıkamıyor ve arkasında duramıyor...
Size somut bir örnek vereyim:
31 Mart sonrasında İstanbul seçimi Yandaş Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edildikten sonra, partisinin durumunu kendince kurtarmak ve bu komediye gerekçe üretebilmek amacıyla “Çünkü oylarımız çalınmıştı” diyen kendisidir.
Devletin en yüksek makamlarında bulunmuş bir şahıs böyle bir iddiayı piyasaya sürdükten sonra arkasında durmaz ve elindeki kanıtları ortaya koymaz mı!
Sadece bu kadarını söyleyip ortalığı bulandırdı ve sonra aradan çekildi.
Oylar nasıl, nerede ve kimler tarafından çalınmıştı?
Yanıt veremedi çünkü oylar çalınmamıştı. Amacı seçimi yeniletip şansını bir kez daha denemekti!

★★★

Şimdi İstanbul halkına bir sürü anlamsız, tutarsız, ciddiyetten yoksun vaatlerde bulunuyor.
Hepsi gerçek dışıdır.
Yapacağı fazla bir şey olmadığını bizlerden çok daha iyi bilmektedir.
Atacağı en olumlu adım hırsızlıkları, vurgunları ve peşkeşleri durdurmaktır ki, bunu yapmasına zaten izin vermezler...
Çünkü kazandığı takdirde İstanbul Büyükşehir’i Binali Bey yönetmeyecektir.
Böylesine bir rant kapısını tutmuş olan yamyamlar, ağızlarındaki büyük lokmaları kolay kaptırmaz.
Eğer kimin yöneteceğini, kararların kim tarafından verileceğini merak ediyorsanız!..
Onu da siz bulun!