Sevgili okurlarım, Türkiye’de son derece acayip işler oluyor. Akıl ve mantıkla, siyaset ve insanlıkla açıklanması mümkün olmayan işler!..
Toplumun önemli bir bölümü adeta sapıttı.
Eski geleneksel değerlerimiz birer birer yok edilirken bazıları olanları gülerek, heyecan duyarak ve merakla izliyor.
Bazı televizyon kanalları derseniz, onlar iyice sapıttı.
Akıl almaz programlarını gündüz kuşağından ekranlarında izliyoruz.

★★★

Anımsayın, yakın geçmişte sergilenen evlendirme programları vardı. Tamamı düzmece, tamamı kurgulama idi. Kadınlı erkekli bir sürü işsiz güçsüz “Artist (!)” piyasadan toplanır, “Ünlü olmak” hayaliyle ekrana çıkarılır ve her türlü rezalet o programlarda sergilenirdi.
Çoğu insanımız da o programları ciddi ciddi ve hatta beğenerek izlerdi.
Katılanların otel ve yemek paraları ilgili tv kanalı tarafından karşılanır, bunlara üste para verilir ve Türk toplumu, sergilenen bu rezilliklerle resmen kandırılırdı.
Hadisenin üzerine burada defalarca gittim, Türk medya tarihinin en büyük sahtekârlığını burada belgeledim.
Sonuçta o programlar kaldırıldı.
Ama ne ilginçtir, evlendirme programlarının sunucusu olan ve olmayan kadınlar şimdi yine çeşitli kanallarda boy gösteriyor.
Bazıları kadın, bazıları da yemek programlarında.
Bunların adına topluca “Aile programları (‘!)” deniliyor.

★★★

Söz konusu programlarda ne ararsanız var. Toplumun nasıl yozlaştığını, eğitimsizlik, çaresizlik ve cehaletin sonucu olarak insanların başına neler geldiğini görüyoruz. Eğer içimiz sıkılmadan ve utanmadan izleyebiliyorsak!..
Karı koca kavgaları.
Kaynana gelin kavgaları.
Tecavüze uğrayan evli kadınlar ve küçük çocuklar.
Çocuğunu terk eden anneler, gayrimeşru çocuk sahibi olan küçük kızlar.
Şeyh özentileri, büyücüler.
Aile içinde ve dışında her türlü vahşet, ensest ve işkence.
Havada uçuşan yalanlar, iftiralar ve karşılıklı hakaretler.
Birbirini suçlayan aile bireyleri.
Sunucular tarafından ekranda açıklanan babalık (DNA) testleri. Kimin babası kim, kimin eli kimin şeyinde!..
Ve sahte ağlama numaraları, art arda sıralanan yalanlar, karşılıklı suçlamalar!

★★★

Bu programlarda yer alan yalanları falan bazen izlerken şunu görüyorum:
Hepimiz için kutsal olması gereken aile yapısı “Reyting” hesaplarına alet ediliyor ve çökertiliyor.
Ancak bu programları düzenleyenler işin tam anlamıyla profesyoneli... Olayları iyi yönetip yönlendiriyorlar, olanlardan sanki haberleri yokmuş gibi davranıp aile yapımızın temeline koydukları dinamitleri birer birer patlatıyorlar.

★★★

Programlar canlı yayınlanıyor.
Katılanlara ve yakınanlara bakınca ilk fark ettiğiniz şey, bu insanların eğitimsiz, çaresiz ve cahil kesimden oldukları!
Stüdyolar seyircilerle dolu!
İnsanlar rezil oluyor, rezil ediliyor.
Hemen her kanalın profesyonel katılanları ve alkışçıları var. Onların görevi sunucu kadını alkışlamak.
Tamamına yakını işsiz güçsüz ve orta yaş üzeri kadınlardan oluşuyor!

★★★

Son olarak bir aile ortaya çıktı... İnanılmaz bir olay...
Bunlar günlerce ekranda boy gösterdi...
Ortaya çıkan manzara korkunçtu...
Aile bireyleri arasında tehdit, tecavüz, insan öldürme, büyücülük, her şey olmuş.
Polis dün sabah stüdyoyu bastı, bazılarını kelepçe takıp götürdü.

★★★

Bu programların yapımcılarını ve sunucularını soracak olursanız, onlar çok mutlu!
Reklam yağıyor, paracıklar geliyor.
Toplumun aile yapısı zedeleniyormuş, insanlar örselenip suçlanıyormuş, onları hiç mi hiç ırgalamıyor!
Öbür yanda en önemlisi ise, bizim milletimizin göz bebeği olması gereken aile kurumu, reytinge ve parasal kazanca feda ediliyor.
Haklı veya haksız, bir sürü insan suçlanıyor.
Kim kime tecavüz etmiş, çocuğun babası hangisidir, bunları bulmak ekranlarda sergilenen o programların üzerine vazife oldu!
Bu rezilliklere “Dur” diyecek, yaptırım uygulayacak herhangi bir makamın Türkiye’de olmadığı anlaşılıyor.
Katılanlara bakıyorum, o eğitimsiz, çaresiz ve cahil insanlara gerçekten acıyorum.
Ama onların çoğu, kendilerince çareyi televizyon kanallarında aramak zorunda bırakılan birer zavallı...
Onları değil, onları ekranlara çıkarıp bir sürü saçma sapan şeyleri topluma yutturmaya kalkışan programcıları eleştiriyorum. Aynen evlendirme programlarında olduğu gibi.

★★★

Başımızda “Muhafazakâr (!)” olduğunu iddia eden bir iktidar var.
Bütün güç elinde...
Peki ama bu rezilliğe, utanmazlığa, kepazeliğe nasıl göz yumuyor?
Türk aile yapısının dinamitlenmesine nasıl seyirci kalıyor?
Ahlâk değerlerimizin, aile ve namus kavramının  böylesine yozlaştırılmasına niçin tepki vermiyor? Ne biçim  “Muhafazakâr (!)” iktidar bu?
İşine gelince öyle, gelmeyince böyle!