Sevgili okurlarım, birkaç gün önce Türk siyasetinde son derece ilginç bir olaya hep birlikte tanık olduk.

Ortada bir yasa maddesi teklifi var...   

Bu teklif önce Meclis’in Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor ve AKP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul ediliyor.

İkinci aşamada söz konusu teklif Meclis genel kurulunda görüşülüyor ve yine AKP’lilerin oylarıyla, üzerinde yine hiçbir değişiklik yapılmadan kabul ediliyor.

Bu sürecin basitçe özeti şöyle:

Kömürden elektrik üreten termik santraller çevreye zehir saçıyor. Yörede yaşayan insanlarla birlikte tarım ve hayvancılığı da mahvediyor. On binlerce insanımız bu nedenle kanser oluyor.

İktidar bu duruma çözüm bulmaya çalışıyor. Ancak termik santrallerin sahibi olan büyük patronlar direniyor zira onlar da iktidar yandaşlarından oluşuyor! Sözleri geçiyor...

İçlerinde büyük müteahhitler, medya patronları, ne ararsanız var.

★★★

Daha önce bir yasa çıkarılmış ve termik santrallerin havaya zehir püskürten bacalarına filtre takılması öngörülmüş...

Ve patronlara bu işi yapmaları için yedi yıl süre verilmiş.

Süre 31 Aralık 2019’da sona eriyor.

Ancak gelin görün ki, hiçbir santral sahibi yasayı umursamamış, kılını bile kıpırdatmamış...

★★★

Şimdi gerçekleri daha iyi anlıyoruz...

Belli ki, santral sahipleri bu son yasa için Meclis’te yoğun bir kulis yapmışlar.

Bir torba yasa görüşülürken, içine bu maddenin de sokuşturulmasını bu yolla sağlamışlar...

“Hiç kimsenin ruhu bile duymaz. Siz filtre takma olayını bir kez daha erteleyecek bir önerge verin, biz hem komisyonda, hem de genel kurulda bu işi bitiririz!..”

Ve dediklerini yaptılar!

Unutmadan söyleyeyim, Meclis’te bütün partiler için geçerli olan bir uygulama vardır. Herhangi bir milletvekili tarafından verilen her önerge için önce Grup Başkanvekillerinden onay alınır.

Başka bir deyişle, hiçbir milletvekili kafasına takılan bir soru veya hususu kendiliğinden önergeye dökemez.

★★★

Sıra bu maddenin görüşülmesine, yani filtre takılmasının bir kez daha ertelenmesine gelince, AKP’li bazı milletvekilleri önerge veriyor...

Önerge görüşülüyor, muhalefet partileri karşı çıkıyor ama AKP oylarıyla kabul ediliyor.

“Kaldır elini, indir elini!” yöntemi.

Yani büyük patronlar yedi yıl boyunca bu konuda hiçbir şey yapmamışlar...

Şimdi 2.5 yıllık yeni bir süre uzatımı istiyorlar.

Belli ki bu işi yapmaya hiç niyetleri yok!

Millet zehirlenmeye devam etsin, onları hiç ırgalamıyor. Önemli olan, paracıklar akmaya devam etsin!

★★★

İşin en ilginç yanı işte bu aşamadan sonra devreye girdi...

Meclis’te kabul edilen yasa, onay için Saray’a gönderildi...

Ve Recep Bey, cumhurbaşkanı kimliği ile yasanın bu maddesini (haklı olarak) veto edip bir kez daha görüşülmesi için Meclis Başkanlığına iade etti.

Cumhurbaşkanlığı süresince ilk kez bir maddeyi veto ediyordu!

Gerekçe olarak çok güzel lâflar söylüyordu...

“Ben halkın zehirlenmesine göz yumamam. O yüzden veto ettim.”

★★★

İyi de, kendisi aynı zamanda partisinin genel başkanı...

Bu madde görüşülürken, oylanıp kendi milletvekilleri tarafından onaylanırken, böylesine önemli bir konuda verilen önergeden acaba hiç mi haberi olmamıştı?

Bu mümkün değil.

Eğer olduysa, bu hadiseyi kendisinden gizleyen parti yetkililerinden ve önerge sahibi milletvekillerinden hesap sorması gerekirdi.

Böyle bir hesabı sormadı.  

Olmadıysa kendi sorunudur!

Sözünü ettiğim önergenin verilmesinde elbette ki AKP yetkililerinin onayı ve imzası vardı.

Olayın siyasi boyutu çok kısaca ve basitçe, işte böyle.

★★★

Şimdi bir de teknik boyutuna bakalım. Dün, bu konuda uzman olan bir okurumdan gelen e-posta mesajını sizlere aynen iletiyorum. Kendisinden izin almadığım için ismini veremiyorum. Burası Türkiye abicim, ne olur ne olmaz!..

İşte o mesaj:

“Termik santrallerdeki baca filtreleri otomobillerdeki hava filtreleri gibi hemen sanayideki parçacıdan alınıp takılacak şeyler değildir.

Santrallerde ve çimento fabrikalarında kullanılan baca filtre sistemleri son derece kompleks, karmaşık, milyonlarca dolar yatırım gerektiren, adeta ek bir fabrika gibi çalışan, yatırımı ve işletmesi çok pahalı tesislerdir.

Baca filtreleri iki ayrı sistemden oluşur :

1. Elektrostatik toz tutucu filtreler.

2. Bacadan çıkan sülfür gazlarını tutan desülfürizasyon (sülfürden arındırma) sistemleri.

Bunlar bugünden yarına montajı hemen yapılacak ve bitecek işler değildir.

Projesi bugün yapılsa, imalatı, montajı ve işletmeye alınması en az 3 yıl sürer.  Yani, bu yasa veto edilmiş olsa bile, termik santrallerin bacaları daha en az 2-3 yıl havaya toz, kül ve sülfür gazı (yani zehir) basacaklar demektir.

Yasa veto edilmeyip yürürlüğe girseydi, (bu süreç) yine 2.5 yıl sürecekti.

Yani yasanın veto edilmesiyle santrallerin sahipleri (ve milletin zehirlenmesi) açısında değişen hiçbir bir şey yok.

Veto hikâyesi tamamen kamuoyunun gazını alma manevrasıdır.”

Okurum olayı güzelce özetlemiş.

Kararı siz verin!