Sevgili okurlarım, bir yerel seçimi tamamladık. İktidar kesiminin “Beka sorunumuz” edebiyatı da böylece geçerliğini yitirmiş oldu. Bu söylem sadece bir korkutmaca idi ve hiçbir işe yaramadığı, seçmenleri kafakola alma sürecine katkıda bulunmadığı açıkça ortaya çıktı.
Şimdi sıra “Oylarımız çalındı” tantanasında.
Yandaş medya bu konuyu ısrarla gündemde tutup özellikle İstanbul ve Ankara’da bir an önce yapılması gereken devir teslim işlemleri öncesinde biraz daha zaman kazanma peşinde.
Size yine dünkü yandaş gazetelerin manşetlerinden örnek veriyorum:
-İstanbul’un kaderi çalınan oylarda. İstanbul’da Binali Yıldırım’a verilen oyların iki aşamada gasp edildiği ortaya çıktı. AK Parti belgelerle itiraz etti. (Sabah.)
-Seçimde şaibe iddiası doruğa çıktı. Tutanaklar nasıl değişti. (Türkiye.)
-Hırsızlık belgelendi. CHP panikte. Ekonomiyi dize getirmeyi başaramayan şer odaklarının son kumpası 31 Mart seçimleri oldu. (Akit.)
-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz: Hodri meydan. Oy sayımını canlı yayında yapalım.” (Takvim.)
-Satır satır çalmışlar. İstanbul’da 39 ilçenin tamamına itiraz edildi. (Akşam.)
-Sandıkta darbeyi kim örgütledi. Türkiye tıpkı Gezi kalkışması, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’da olduğu gibi, 31 Mart’ta da sandık üzerinden darbeye maruz kaldı. Organize hırsızlık ve hile yöntemiyle oylar üzerinden milli irade teslim alınmak istendi. (Star.)
-Hodri meydan. Oyları sayalım. (Yeni Şafak.)

★★★

Burada bir konuya dikkatinizi çekmek isterim... Hürriyet ve  Milliyet’in, yani en önde gelen iktidar destekçisi iki gazetenin dünkü manşetleri böyle keskin değildi.
Okurlarından gelen çok büyük tepkiler nedeniyle onlar uyanık davranmış ve manşetlerinde bu konuya balıklama dalmamıştı!

★★★

Burada gözlerden kaçırılmaması gereken önemli bir husus var.
Recep Bey, Devlet Bey ve Binali Bey İstanbul konusunda ağızlarını açıp bir tek söz bile söylemiyorlar.
Binali Bey’in seçim gecesi yaptığı talihsiz bir açıklama vardı:
“İstanbul’u biz kazandık!”
Durup dururken, oy sayımı henüz bitmemişken aynen böyle dedi!
Ancak suratı gergindi, asıktı kendi söylediğine kendisi de inanmıyordu...
Ve belli ki bu açıklamayı kendiliğinden değil, yukarıdan gelen talimat üzerine yapmak zorunda kalmıştı.
Ama gelin görün ki, AKP’nin anlı şanlı adayı şimdi bu süreçte ağzını açamıyor, yandaş medyaya demeçler veremiyor, “Evet, oylarımız çalınmıştır” diyemiyor ve köşesinde umutsuzca beklemekle yetiniyor.

★★★

Recep Bey ve Devlet Bey derseniz, onlar da öyle...
Şimdi biraz düşünelim... Böyle bir durum olacak, koskoca İstanbul’da oylar çalınacak ve Büyükşehir bu hırsızlık yoluyla CHP’ye verilecek!
Vallahi de billahi de bizim bildiğimiz Recep Bey anında ortaya çıkar ve kıyameti koparırdı.
Vallahi de billahi de günde en az bir toplantı düzenleyip bu olayı gündemde tutardı.
Kürsülere çıkar, bağırıp çağırır, sert atar, posta koyar, ağırlığını ortaya sürer ve gereken neyse onu yapardı!
Ama hepsi suskun, hiçbirinden ses çıkmıyor.
İşin taşeronluğunu yandaş medya devralmış durumda!

★★★

Sevgili okurlarım, Türkiye’nin dört bir yanında sonuçlara itirazlar gırla gidiyor. Ama ilk sırayı İstanbul alıyor.
Belli konularda devletten bile çok daha büyük olanaklara sahip olan dev bir kuruluşu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni CHP kazandı.
İktidar kesimi bunu rüyasında görse hayra yormazdı ama oldu!.. Çünkü hepsi İstanbul’u çantada keklik olarak görüyordu.
Şoka uğradılar... Panik yaşıyorlar...
Ve şimdi boş hayaller peşinde koşuyorlar.
Sığınacakları bir tek liman var.
“Efendim bunlar sandıkta hile yaptı!”
Varsayalım yaptılar...
Peki ama kardeşim o sandıklarda sizin partinizin görevlileri, müşahitleri yok muydu?
Yoksa onlar oylar sayılırken, ilçe seçim kurullarına gönderilecek sonuç tutanakları imzalanırken ayakta mı uyuyordu?

★★★

Sonuçta kesin kararı (öteki itirazlarda olduğu gibi) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verecektir.
Ancak şunu asla unutmayalım:
Yüksek Seçim Kurulu iktidarın arka bahçesidir.
Bugüne kadar verdiği pek çok kararda bunu kanıtlamıştır.
Peki şimdi İstanbul konusunda ne yapar, nasıl bir karar verir?
Bu konuda kafalarda kuşkular var...
Küçük bir olasılık bile olsa, birkaç gün sonra bu YSK’dan şöyle bir karar çıkarsa hiç şaşırmam:
“İtiraz dosyaları incelenmiş, seçimi AKP adayı Binali Yıldırım’ın kazandığı ortaya çıkmıştır. Binali Yıldırım’a mazbatası verilmiştir!”
Şu gerçeği de asla unutmayalım:
Burası Türkiye’dir abicim!.. Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz!