Yanlış hatırlamıyorsam on yıl öncesinden Lale beni arar telefonla haberlere bağlardı.
O zaman Halk Tv’yi bilen yoktu.
Kanal, Gezi olaylarında popüler oldu.
2014’ten itibaren Kanal’da program yapmaya başladım ve Nisan 2018’de hiçbir gerekçe gösterilmeden kovuldum.
Atıldığımda ne Kanal’dan ne de başka yerden ‘geçmiş olsun’ diyen olmadı.
İnsanlık hali!
Benden önce ve sonra da Can Ataklı, İsmail Dükel, Ece Zereycan, Ömer Ödemiş, Makbule Cengiz ve başkaları kovuldu.
Geçen Pazartesi sabahı herkes seçim zaferini kutlarken Kanal’a kara bir bulut çöktü ve Lale Özan Arslan, Semra Topçu, Rahmi Aygün ve Barış Yarkadaş’la birlikte Atakan Gültekin ve Gökhan Demirel hiçbir gerekçe gösterilmeden atıldılar.
Tepki olarak Uğur Dündar Kanal ile ilişkisini kesti.
Semra Topçu önceki gün Medya Radar’da ‘hoyrat, kaba ve düşmanca davranışlarla’ işlerine son verildiğini yazmıştı.
Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal, Kanal yönetimine el koymuştu.
Solcuları başkalarından ayıran en temel özellik emeğe saygı göstermesidir.
Vefa, vicdan ve mertlik olmazsa olmaz.
Beş yıldır herkes Kanal ile ilgili çok sevimsiz onlarca hikaye anlattı.
Kağıt üzerinde olabilir ama kanal Deniz Baykal’ın malı değil.
Herkes dolaylı dolaysız Kanal’a mali destek sağlamıştı.
İnsanlar seyretmeseydi bu Kanal Halk Tv olmaz, reklam almaz ve iktidarı korkutamazdı.
Ağır kelimeler kullanmak istemiyorum ama ne yaparsa yapsın akıl almaz ve insanlık dışı son davranışıyla Halk Tv bitmiştir.
CHP’ye mi yanaşır ya da yandaş mı olur bilinmez ama sol geçinen insanların bu hali içler acısı.
Zaman zaman anlatmaya çalıştığım sol ya da muhalif geçinen politikacı ve gazetecilerin gerçek yüzleri ortaya çıkıyor ve çıkacaktır.
İki yüzlülük çok tehlikeli bir karekter hastalığıdır.
Siyasal yarışma, rekabet ve çatışmanın giderek keskinleşeceği bir dönemde bu mücadele sınırlı sayıda televizyon ve gazetelerle sürdürülemez.
Son dönemde Tele1 çok önemli ve başarılı bir görev üstlenmiştir.
Önümüzdeki dönem çok ilginç olacak ve güçlü medya olmadan CHP ve muhalefetin işi daha da zorlaşacaktır.
Yeni belediye başkanlarının vatandaşlara ulaşıp gerçekleri anlatabilmesi için sosyal medya tek başına yeterli olmayacaktır.
Seçim sonuçları özellikle gençlerin İmamoğlu’nu dinleyeceğini kanıtlamıştır.
Benim tanıdığım birçok AKP’li İstanbul’da oyunu ‘yeni nesil, genç ve sempatik’ Ekrem İmamoğlu’na verdi.
Yeğenim Emre yoğun bir beyin yıkama operasyonundan sonra çalıştığı arkadaşlarına ‘CHP’ye oy verip fotoğrafla kanıtlayanlara bir bira benden’ deyince Haziran’da MHP oy veren 4 arkadaşı birayla birlikte çerezi de kazandı.
Galyana gelen Emre benden aldığı gazla şaka yollu balkon konuşması yapmaya karar verdi.
Seçim gecesi arkadaşlarıyla birlikte kendi evinde soğuk biraları yudumlarken durmadan beni arıyordu.
Gece saat birde İmamoğlu’nun kazandığını söyleyince eşi Nalan balkona çıkamasına izin vermedi ama evde yemek masasının üzerine çıkıp ev halkına balkon konuşmasını yaptı.
Acayip de alkış almış.
Oyunda sürekli okeye döndüğü için ‘döner’ olarak bilinen aile dostum tipik bir AKP’li ama eşi müthiş bir muhalif.
Önceki gün bizim evde otururken ‘Benim babam CHP’lidir. Madem ki İmamoğlu kazandı herkes bunu kabul etmeli ki adam işe başlasın ben de gidip belediyeden iş alayım’ deyince eşi ‘Sen CHP’den iş al ben de gider senin ne olduğunu anlatırım’ dedi ve bu konuda benden yardım isteyeceğini söyledi.
Döner’in iyi eğitim almış cin gibi kızı ise arkadaşlarıyla birlikte İmamoğlu’na oyunu vermişti.
En az 25 yıllık dostum Laz Kaptan başka bir örnek.
İlk tanıdığımda MHP eğilimli ve Kürtler’den hiç hoşlanmazdı.
Zamanla çok değişti.
Seçimin ertesi günü Maltepe HDP İlçe Başkanlığı’na gitmiş ve Kürt kökenli seçmenlerin Maltepe’de CHP adayına ve İstanbul’da İmamoğlu’na verdikleri destekten dolayı teşekkür etmiş.
Müthiş bir davranış.
Önceki gün bizdeydiler ve seçimin iptal olma olasılığından dolayı eşiyle birlikte çok tedirgindi.
‘Merak etmeyin sonuç değişmez’ deyince rahatlayıp çok sevindiler.
Yeşeren umutlar için.
Yakında doğacak torunları Atlas için.