Seçime 34 gün kaldı ama AKP Genel Başkanı olarak Erdoğan her gün ortalama iki yerde konuşuyor o da yetmeyince akşam bir televizyona çıkıyor ve propagandasına devam ediyor.
Bunları yaparken Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak devletin tüm olanaklarından yararlanıyor.
Başta Binali Yıldırım olmak üzere AKP’nin diğer adayları da benzer avantajı kullanıyor.
AKP belediyeleri halka seçim rüşveti dağıtmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan her mitingde dile getirdiği çay paketlerini kendisi dağıtmaya başladı. 250 gramlık çay paketi için insanlar yollara dökülüyor ve Erdoğan’ın fırlatacağı çay paketini kapmak için saatlerce bekliyor.
Çok acı.
250 gram çaya bir oy.
500 gram çaya iki oy.
Bir kilo çay aile boyu oy.
Neyseki seçimler yerel de 250 gramla idare ediyoruz.
Parlamentonun çok fazla önemi kalmadığı için bir oy ancak 500 gram çay eder.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir oy için bir kilo az bile.
Erdoğan’ın karşısına ciddi bir aday çıkarsa borsada bir oy’un ederi beş kilo çaya kadar çıkabilir.
Varın siz düşünün o kadar çayı toplayacak hakim ve savcıların durumunu.
Türkiye’de demokrasinin vardığı nokta.
İç bedava çayı, ye güzel kekleri sonra da sevinçten yuvarlan millet bahçesinde.
İnsanlardan bırakın ülkede olup bitenleri kendilerinin yaşadığı sıkıntıları bile düşünmemeleri istenmektedir.
Onlar da öyle yapıyor.
İlginç bir psiko-sosyal ruh hali.
Yandaş medya silahıyla AKP propagandası çok başarılı.
Başka bir ülkede olsaydı bu ekonomik krizle iktidar beş kez devrilmişti.
Ama Türkiye’de olmaz ve olmuyor çünkü muhalefet etkin bir varlık gösteremiyor.
Korku ve sindirme politikası işe yaramış görünüyor.
Erdoğan ve AKP’liler her gün her yerde aynı söylemi tekrarlıyorlar:
‘CHP vatan haini ve teröristtir çünkü HDP yani PKK ile işbirliği yapıyor’.
‘CHP, FETÖ’dan talimat alıyor’.
Eğer bu doğruysa ve Bakan Soylu’nun dediği gibi bu konuda çok kanıt varsa o zaman tüm CHP’liler ve elbette HDP’lileri içeri atıp memleketi onlardan kurtarmalı!
CHP ile ittifak kuran İYİ Parti ve Saadet de bu cezalandırmadan payını almalı!
Memleket yalnızca AKP ve ona biat eden küçük İttifak partilerine kalmalı!
CHP’ye karşı olan Vatan Partisi ve DSP’lilere de bir yer bulmalı.
Anlaşılması zor bir durum.
Her zaman olduğu gibi CHP yine savunmada.
AKP suçluyor CHP ‘Ben yapmadım’ diyor.
Bir gün olsun CHP bizi şaşırtıp gündem belirleyemiyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu henüz sahaya inmedi.
CHP örgütlerinde sorun devam ettiği için İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere adaylar kendi olanaklarıyla kampanya yürütüyorlar.
Fena değil ama yeterli de değil.
Ben dahil birçok muhalif gazeteci CHP’yi uyarmaya devam ediyoruz ama işe yaradığını sanmıyorum.
Çoğumuz bu haliyle CHP’yi savunamıyoruz.
Hiçbirimiz CHP düşmanı değiliz.
Vatandaş çaresiz.
Seçimler yerel olduğu için adaylara büyük görev düşüyor.
Özellikle kazanılması planlanan illerde.
İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana, Eskişehir ve Bursa gibi anlamı olan yerlerde.
İzmir, Aydın, Muğla, Çanakkale, Tekirdağ ve Kırklareli’de CHP rahat.
Kim ne der ve düşünürse düşünsün HDP desteği olmadan birçok yerde CHP adaylarının kazanması olanaksız.
Örneğin İstanbul, Mersin, Antalya, Eskişehir ve Bursa’da.
Bunu bilen AKP kampanyasını bu yönde yoğunlaştırıyor.
AKP kendisine oy vermeyeceğini düşündüğü CHP ve HDP’li olmayan seçmenleri korkutmanın peşinde.
Eskiden ‘istikrar’ derdi şimdi ‘beka’ diyor.
Vatandaşın bir bölümü her zaman bu numarayı yutuyor.
AKP kolay olsun diye bu kez çayla yutturmaya çalışıyor.
Kararsız on milyon seçmen varsa memleketin tüm çayı yetmez onlara.
Özelleştirilmeden önce çay fabrikaları tam gaz çalıştırılıyordur.
O da olmazsa acilen çay ithal edilir.
Şükür gemilerimiz de var.