El-Beşir, tam 30 yıl Sudan’ı yönetti ve 11 Nisan’da arkadaşları tarafından devrildi.
30 yıl önce askeri darbeyle iktidarı ele geçiren el-Beşir, önce kendi yol arkadaşlarından tek tek kurtuldu, Kaide ve benzeri İslamcı terör örgütleriyle iş birliği yaptı, bir Müslüman Kardeş olarak şeriata dayalı siyasal ve sosyal yapı kurmaya çalıştı, karşı gelen herkesten kanlı bir şekilde kurtuldu, muhalif gazeteci, aydın, akademisyen ve sanatçıları hapse attırdı, Darfur’da katliamlar yaptırdı ve sonunda ülkesi parçalandı.
Ekmeğe ve temel gıdalara yapılan zamlardan sonra 4 ay önce sokağa dökülen Sudanlılar El-Beşir’in devrilmesiyle zafer kazandılar ama işler o kadar kolay değildi.
Darbeciler önce kendi aralarında darbeleştiler ve sonunda Suudi Arabistan ve BAE’nin desteklediği bir grup iktidarı ele geçirdi.
Müslüman Kardeşlere karşı İslamcı başka bir grup.
Müslüman coğrafyanın klasik alışkanlığı:
İslamcı gruplar birbirini boğazlar.
Darbeci generaller solcuların iktidara gelmesini önlemek istiyor.
Çünkü meydanları dolduran kitleleri daha çok komünistler, solcular, liberaller ve genel olarak laik kesimler yönlendiriyor.
Geçen hafta darbeciler sokaktan çekilmeyen insanların üzerine ateş açtırdı ve 160 kadar insan öldü.
Yeni tip İslamcıların becerisi.
Darbeciler çok daha iğrencini yaptılar.
Sokaklarda daha çok kadınların etkin olduğunu gören Suudi destekli darbeciler yüzlerce kadını kaçırdılar, işkence ettiler sonra da tecavüz edip bıraktılar. Bazılarına da tecavüz edip Nil Nehri’ne attılar.
Darbeciler; korkunç hikayelerin haberlerini de yaymayı ihmal etmediler.
Darbeciler; meydanları dolduran kadınları korkutmak istiyor.
Darbeciler; eş ve kızlarının başına benzer iş gelmesinden çekinen erkekleri sindirmek istiyor.
Henüz başarılı olamadılar çünkü insanlar bu kez sokağa çıkmadan sivil itaatsizlik başlattı.
Tipik bir Ortadoğu ülkesi Sudan’da hikaye bitmez.
Her şeyin kadın bedeni üzerinden kurgulandığı acılı topraklar.
Bebeğini dokuz ay karnında taşıyan, doğum öncesinde, sırasında ve sonrasında inanılmaz fedakarlıklarda bulunan, erkek ya da kız olsun çocuğu için canını vermeye hazır olan, bir eş olarak her koşulda kocasının yanında dik duran ve bir anne olarak inanılmaz şefkatiyle herkese huzur veren insana kadın denir ama bazı ruh hastaları o insanı başka türlü görmek ve göstermek istiyor.
Söylenecek bir tek sözcük var:
Sapıklar.
İslamcı olduğunu iddia eden ve öyle davranan sözde İslamcıların ortak kültürü.
Kadın onlar için yalnızca cinsel bir nesne!
Sanki hiçbirinin anası, kız kardeşi ya da kız çocuğu yok ve olmamış.
Ellerinden gelse hepsini evden çıkarmayacaklar.
Sanki onları bir kadın doğurmadı.
Sanki hiçbirinin kızı olmamış.
Garip yaratıklar.
Hepsi kadın düşmanı hem de en iğrenç tarafından.
Ama Sudanlı yeni türden İslamcı darbecilerin yaptığı çok daha iğrenç.
IŞİD manyakları 5 bin Ezidi kız çocuğu ve kadını kaçırmış, tecavüz etmiş, köle pazarlarında satmış sonra da bunu ibadet saymış.
Suriye, Libya, Irak, Yemen, Somali, Pakistan, Afganistan ve diğer ülkelerde İslamcı örgütlerin egemen olduğu bölgelerde kız çocuklar okutulmaz, genç yaşta evlendirilir, kadınların izinsiz dışarıya çıkmasına müsaade edilmez, canı isteyen istediği kadar kadınla evlenir ve o da olmazsa canı sıkılan kadını döver sonra da namus meselesi der öldürür.
Cinsel taciz dediğiniz de ne?
Akıl ve vicdan yoksunu zavallı erkekler.
Bu türlerin hızla çoğaldığı toplumlarda yalnızca cinsel sapkınlıklar gelişir, toplum ve ülkeler mutlak ilkelleşir ve her şey yavaş yavaş çürür.
Tek çaresi var yeniden toparlanmanın:
Kadını baş tacı etmek.
Kadınla birlikte yan yana her alanda birlikte mücadele etmek.
Özellikle demokrasi, eşitlik ve özgürlükler için.
Ama özellikle karşılıklı güven için.
Nedeni ne olursa olsun kadına hiçbir şekilde zarar vermemek için.
Her koşulda kadın olarak anneleri, eşleri ve kız kardeşleri koşulsuz ve karşılık beklemeden sevmek, saygı duymak ve yüceltmek.
Erkek olanlar kızmasın ama kız çocukları birer melektir.
ABD destekli Sudanlı generaller ve benzerleri bunu asla anlayamaz.
Kadınlar yücedir siz ise zavallı sapıklarsınız.
Kafadan...