14 Ocak’ta ‘Eğer Kürt’lere saldırırsa Türkiye’nin ekonomisini mahvederim’ diyen Başkan Trump, aynı Twitter mesajında ‘Fırat’ın doğusunda 460 kilometrelik sınır boyunca 32 kilometre derinlikte güvenli bölge kurulabileceğinden’ söz etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonla Trump’la konuştuğu bu konu daha sonra karşılıklı olarak farklı düzeylerde detaylı olarak değerlendirildi, değerlendiriliyor ama ortada sonuç yok.
Çünkü;
1-Türk askerinin gireceği güvenli ya da tampon bölgenin güneyinde kalacak PYD/YPG/SDG ve ellerindeki ağır silahların ne olacağı belli değil,
2-Rusya, Fırat’ın batısında yaptığının tersine doğuda TSK’nın girmesine izin vermiyor.
Trump elbette ‘Gel güvenli bölge kur’ diyerek Erdoğan’ın Putin’le olan dostluğunu bozmak ister ama Türkiye için daha önemli olan 70 bin YPG/PKK militanının durumu.
Bu militanların ağır silahları var ve Irak ya da ‘dost ve kardeş’ ülke Katar’daki üslere çekilecek Amerikan askerlerinin korumasında olacaklar ve hiç kimse onlara dokunamayacak.
Yoksa Trump ‘Türk ekonomisini çökertir’!
Trump kendince herkesle dalga geçiyor.
Venezuela’da yaptığı gibi.
Belki de Maduro’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’la dostluğunu kıskanıyordur. Afganistan ve Irak’ı işgal ederek perişan eden ABD ‘Arap Baharı’yla Suriye, Yemen ve Libya’yı darmadağın etti.
Hem de bildik müttefikleriyle.
1991’de Türkiye’ye gönderilen Çekiç Güç’le 36. Paralel’in kuzeyinde Iraklı Kürtleri koruyan emperyalist ABD şimdi de aynı paralelin güneyinde Suriyeli Kürtleri korumayı planlıyor.
Hem de Fırat’ın doğusunda Türkiye’ye kurduracağı tampon bölgeyle.
Oyun içinde oyun.
Ders alan yok.
Çekiç Güç 12 yıl Türkiye’de kaldı ve gittiğinde Irak işgal edildi ama çuval Türk askerinin kafasına geçirildi.
Ve bir zamanların Marksist-Leninist PKK /PYD militanları Amerikan bayrağının gölgesinde ‘Biji Trump’ diye bağırıyorlar.
Bu işte bir gariplik var ama burası Ortadoğu.
Yok birbirimizden farkımız.
Kimin eli ne zaman, nasıl ve kimin cebinde olacak belli olmaz.
Belli olmadığı için herkesin durumu ortada.
Boşuna dememişler ‘Ortadoğu bataklığına girdin mi çıkamazsın’.
Türkiye ‘Güvenli bölge’ hesapları yaparken Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır ve elbette İsrail aynı yerde Türkiye’ye ‘tuzak’ kurmaya hazırlanıyor.
Herkesin elinde bir kapan uygun zaman ve mekanı kolluyor.
Herkes her an birbirine kazık atmaya hazırlanıyor.
Genetik alışkanlık!
Yüz yıllardır bu böyle.
Arap ülkeleri birbirine düşman.
57 Müslüman ülkede iktidarların ezici çoğunluğu demokrasiye düşman ama ABD ve Batı onlara dost.
İnek gibi sağıldıkları sürece sorun yok.
Onların görevi halklarını açlık, cehalet, sefalet ve dini bağnazlık içinde tutmaktır.
Vatan sevgisini yok etmektir.
Başarılı oldukları ortada.
‘Arap Baharı’ ülkelerinde yaşanan her şeyin nedeni cehalettir.
Cahil insanlara her türlü yalanı yutturmak çok kolaydır.
Algılar böyle yerleştirilir.
Suriye’nin tümünde, batısında ya da doğusunda.
Yoksa 2011 öncesinde hemen hemen hiçbir sorunu olmayan Suriyeli Kürtler silaha sarılıp ‘Burası benim’dir diyemezdi.
Yoksa Fırat’ın doğusunda bulunan Arap aşiretler üç beş milyon dolar karşılığında vatanlarına ihanet etmezdi.
Yoksa ülkenin her yerine yayılan 200 bin terörist hiç bilmediği 100 ülkenin yardımıyla kendi ülkesini yıkmazdı.
Cehalet olmasaydı, ‘Her şeyi Allah için yapıyoruz’ demek yerine destek veren ülkelerin ‘Allah düşmanı’ oldukları görürlerdi.
Artık her şey ortada.
Doğusu batısı hiç önemli değil.
Coğrafyanın tümünde sorun var ama çare arayan yok.
Herkes tezgah peşinde.
İyi de ne zamana kadar?
Baade harab el-Basra mı! (*)
Basra Fırat’ın doğusunda değil ama Fırat ve Dicle’nin buluştuğu yerde.
Üst tarafı Mezopotamya.
Kimler geldi kimler geçti!
..
(*) Basra yıkıldıktan sonra mı

Yarın: İğne çuvaldız