31 Mart seçimlerinde CHP 11 büyükşehir, 10 il ve 191 ilçede belediye başkanlıklarını kazandı.
İstanbul hariç tüm belediye başkanları mazbatalarını aldı ve göreve başladı.
İstanbul birçok açıdan geri kalan tüm büyükşehir, il ve ilçelerden daha önemli.
Öyle olduğu için İstanbul ile ilgili tartışma sürüyor.
Tartışma dediğim de AKP’nin akıl dışı gerekçelerle sayım ve dolaysıyla sonucun açıklanmasını geciktirmeye, sonra da engellemeye çalışmasıdır.
İyi de er ya da geç YSK bir karar almak zorundadır.
Umarım YSK alacağı kararla 16 Nisan referandumunda olduğu gibi yeni bir tartışma yaratmaz.
Umarım YSK iktidarın psikolojik baskılarına direnir ve hukukun gereğini yerine getirerek Ekrem İmamoğlu’na mazbut bir mazbata verir ve tüm tartışmalara son noktayı koyar.
İmamoğlu’nun belediye başkanı olması dünyanın sonu değildir.
10 büyükşehir, 10 il ve 191 ilçede göreve başlayan belediye başkanları sorun olmadığına göre İmamoğlu da sorun olmayacaktır.
İçimde öyle bir his var.
Mazbatasını alarak göreve başlayan HDP’li başkalar da sorun olmadı.
HDP, KHK gerekçesiyle mazbataları verilmeyen kendi başkanlarına bile büyük tepki göstermedi.
CHP’li ve özellikle HDP’li başkanlar gerginlik istemiyor.
Ülkede yeterince gerginlik var ve iktidar kendi gücüne güvenerek istediği her şeyi yapıyor.
Bu da yetmezse iktidar CHP ve HDP’li başkanların çalışmalarını bloke edebilir o da yetmezse tüm belediyelere kayyum atayabilir.
İçerde nasıl bir tepki oluşur bilemem ama şimdiki tavrıyla iktidar olası tepkileri umursamaz ve gerginlik her yeri kaplar.
Ama dışarda nasıl bir tepki oluşur işte orası karışık.
Karışık olmasaydı Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın Trump’la fotoğrafı paylaşılmazdı.
İtiraf edeyim fotoğraf hiç hoşuma gitmedi.
Trump; Bakan Albayrak’ı kendi damadı Jared Kushner’le birlikte karşısına almış kendi memuru pozisyona sokmuş.
En azından ben öyle algıladım.
Oysa Kushner 27 Şubat’ta kayınpederi Trump’ın mesajı ile Ankara’ya geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan onu sarayda kabul etmiş, damadı Albayrak’ı soluna oturtarak onu da sağında oturtmuştu.
Ayrıca onunla ayakta tokalaşırken çektirdiği fotoğrafı paylaşmıştı.
Kushner’in kayınpederi Trump’tan Erdoğan’a ne tür bir mesaj getirdiği ya da Bakan Albayrak’ın kayınpederi Erdoğan adına Trump’a ne dediğini bilmiyoruz ama ‘damat diplomasisi’ çok ilginç gelişiyor.
Trump’ın Bakan Albayrak ile görüşmesi iyi gittiyse Cumhurbaşkanı Erdoğan yakında Washington’a gider ya da Trump Türkiye’ye gelir.
Ama öncesinde Trump, ‘gönlümü alın’ der.
Papaz Brunson olayında olduğu gibi.
S-400’lerin iptali gibi.
Peki diyelim ki biz Trump’ın gönlünü aldık bu durmada o da bizim gölümüzü alması gerekmez mi?
Örneğin Fırat’ın doğusundan çekilip PYD/YPG sorununun çözümüne katkı sağlar mı?
Örneğin Kudüs konusunda Erdoğan’ı kızdırmaktan vazgeçer mi?
Belki de Erdoğan’la Netanyahu’yu barıştırmaya çalışır.
Başkan Obama da 23 Mart 2013’de Netanyahu’nun yanında olduğu sırada dönemin Başbakanı Erdoğan’ı aramış sonra da telefonu Netanyahu’ya uzatarak özür dilemesini sağlamıştı.
Benzer bir barıştırma numarası çekilir mi bilinmez ama
Yahudi kökenli Damat Jared, Netanyahu’nun çok çok samimi dostu.
Jared aynı zamanda kayınpederi Trump’ın Filistin ve Ortadoğu’ya uzanan sağ koludur.
Hem de ahtapotumsu bir kol.
Jared ayrıca Erdoğan’ın hiç hoşlanmadığı ve Kaşıkçı’yı öldürten Suudi Veliaht Muhammed’in çok çok yakın dostu ve sırdaşı.
Körfez’in tüm kral, emir ve şeyhleri Jared’in dostu olmak için her numaraya başvuruyorlar.
Çünkü Jared herkesin ‘rızasını kazanmak’ için can attığı Amerikan Yahudi lobilerinin ‘plan uygulayıcısı’.
Bir fotoğrafın hikayesinde çok daha fazlası var ama konumuz İmamoğlu’nun mazbatası.
Trump’ın önündeki masada görünmüyordu ama kesin o da sormuştur mazbatayı.
Sormakta haklı çünkü adamın İstanbul’da Tower’leri var.
Ya İmamoğlu yıkarsa onları!
Al başına yeni bela.
Hiç acımaz gelir İmamoğlu’nun mazbatasını alır biz de başkansız kalırız.
Islak imzalı tutanaklar da işe yaramaz.