Arap Birliği Örgütü 1945’te kuruldu.
Üç yıl sonra İsrail kuruldu.
1945’ten bu yana Arap liderler otuzu olağan ve dokuzu olağanüstü toplamda 39 kez toplandı.
Bir işe yaradı mı?
Sıfır.
Geçen süre içinde 22 Arap ülkesinin lideri kendi aralarında kavga edip savaştılar.
Umman, Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn, BAE ve Kuveyt’in üyesi olduğu Körfez İşbirliği Örgütü 1981’de kuruldu.
Körfez’in sultan, kral ve emirleri geçen süre içinde 39 kez bir araya geldi.
Bir işe yaradı mı?
Neredeee!
Son örnek Katar’la diğer ülkelerin kavgası gibi altı ülke kendi aralarında kavga edip duruyor.
21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa’nın yakılmasından bir ay sonra kurulan İslam Konferansı Örgütü’ne bağlı 56 ülkenin lideri şimdiye kadar 13 kez bir araya geldi.
Bir işe yaradı mı?
Kocaman hiç.
Kudüs için kurulan İslam Konferansı (şimdiki adı İslam İşbirliği Örgütü) geçen süre içinde ne Filistin ne de Kudüs için bir şey yapmadı, yapamadı ve yapamayacak.
Kudüs elden gitti sırada Filistin var.
Nasıl mı?
Son Mekke Kuşatması.
Yer özellikle seçildi.
Dinsel sembollerle dinsel intikam!
Trump’ın telkin ve emirleriyle Suudi Kral Selman Körfez, Arap ve Müslüman ülkelerin liderlerini Mekke’de topladı.
Hep söylüyorum adamlar çok tehlikeli.
Körfez ve Arap liderler 40.kez toplanırken Müslüman ülke liderleri 14. kez buluştu.
Önce Körfez, peşinden Arap sonra da Müslüman ülke liderleri endam gösterdi.
Nazar değmesin İnşallah oldu bitti Maşallah.
Peki Kral Selman bu kadar adamı neden topladı?
Toplantılarda bir tek kadın yoktu.
Suudi Kral meğer İran’ın olası saldırısından tedirginmiş!
Ona yani Trump’a yani Netanyahu’ya göre İran bölge ülkelerini tehdit ediyormuş.
Vay canına!
İran’ı çevreleyen bütün ülkelerde Amerikan üs ve askeri var ama İran komşularını tehdit ediyormuş!
Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Türkmenistan, Kuveyt, BAE, Umman, Bahreyn, Suudi Arabistan, Irak, Katar, Ürdün, İsrail ve Fırat’ın doğusunda en az 60 üs ve 100 bin Amerikan, İngiliz, Fransız ve İtalyan askeri var.
İsrail’de herkesi yok edebilecek kadar nükleer, kimyasal, biyolojik ve bakteriyel silah var ama Suudi’lere göre İran tehlikeli.
Kolay değil Kaşıkçı cinayetini örtbas etmenin bedeli böyle ödenecekti.
Önce Suudiler sonra da Körfez, Arap ve Müslüman ülkelerin liderleri Trump’a yani Netanyahu’ya teslim olacak.
Bağırıp çağıranlara bakmayın çoğunluk sırada bekliyor.
Arap liderler toplantısının sonuç bildirgesinde 10 madde vardı ve hepsi İran ile ilgili. En ilginç olanı ‘Arap liderler İran’ın Suriye’ye müdahalesini kınamaktadır’ maddesi.
Güler misiniz ağlar mısınız bilemem ama bu adamlar gerçekten satılmış.
İhanetin de bir raconu var.
Kendiniz dahil her şeyi satabilirsiniz bari bunu Mekke’de yapmayın.
İslam İşbirliği toplantısının sonuç bildirisinde 102 madde var ama hepsi temenniden ibaret.
Hepsi palavra.
Bir tek karar yok bu da çok normal.
Adamlar halklarını Allah’la aldatıyorlar.
Halklarının bedduasıyla bir gün mutlaka çarpılacaklar.
Kendileri olmaz çocukları.
Şah, Marcos, Saddam, Kaddafi, Mübarek, Bin Ali, Ali Abdullah Salih, El-Beşir.
Başkaları da var.
Din, tarih, diyalektik ve doğa er ya da geç ihanet edenlerden hesap sorar ve soracaktır.
İhanet; zulüm yapmak, kul hakkı yemek, yalan söylemek, çalıp çırpmak, yolsuzluk yapmak, rüşvet alıp vermek ve Allah’ın yasakladığı irili-ufaklı tüm günahları işlemek.
Mekke’de toplananlar Filistin ve Kudüs umurlarında değil.
Kendi halklarının sefaleti hiç değil.
Toplantının sloganından belli:
El ele geleceğe doğru’.
Hangi ‘gelecek’ abiler!
İyi’ demekten bile korkuyorsunuz.
Zavallı olmanın kaçınılmaz hafifliği.
Bu hafta Müslümanların Kıblesi Kabe’ye ihanet edenler yakında Müslümanların ilk Kıblesi Mescid-i Aksa’nın yıkılışına sesini çıkaramaz.
Sonrasını yazmaya gerek yok çünkü yakında herkes köle olacak.
İhanet yolu dümdüzdür, geri dönüşü yoktur ama hesabı mutlaka sorulur.
Her iki dünyada.