Seçim tartışması yalnız İstanbul’da devam ettiğine göre geri kalan her yerde insanlar işine gücüne bakabilir(mi!).
Peki İstanbul ne olacak?
YSK nasıl bir karar alır bilemem ama Arab’ın Ya Lellisine benzedi bu iş.
Uzadıkça uzadı.
İlle de seçim olacaksa önce İBB Başkanı’nı seçelim.
Sonra da 39 ilçenin başkanlarını ayrı ayrı seçelim.
Her iki seçim arasında iki ay süre olursa 20 ay seçime gider geliriz.
İtiraz eden olursa çarpı iki etti 40 ay yani üç yıl dört ay eder.
Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri de yaklaşmış olur.
Bu seçimleri de ardan çıkardık mı 5 yıl rahat ederiz.
Bu işin şakayla karışık anlatımı.
İstanbul seçimi tam bir Arap saçı.
AKP itirazlarının ciddi olmadığını herkes biliyor.
AKP sanki sandık kurullarının başkan ve üyelerini CHP atamış gibi söylem geliştiriyor ve algı operasyonu yürütüyor.
Bir de bakarsınız soruşturması yapılanların bazıları çıkar ‘Valla biz talimatı Kılıçdaroğlu’ndan aldık’ der.
Zaten bu Kılıçdaroğlu da cenaze törenine gitmeseydi linç edilmeyecekti!
Trajikomik bir durum.
AKP’ye göre İstanbul’da sandık kurullarının başkan ve üyelerinin bazıları Fetö’cu ise Türkiye genelinde de durum aynı olmalı.
Yani bütün seçimler iptal edilmeli.
CHP böyle bir istekte bulunabilir.
YSK toplanmışken böyle bir olasılığı göz önünde bulundurarak bir seferde karar alsın ve bu tartışmaya son versin.
Hatta olmuşken 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimlerini de yenilesin.
Tazesi daha makbuldür.
Hatta böyle bir kararı önümüzdeki hafta sonunda versin ki yeni seçimler için anlamlı bir zaman ayarlasın.
Örneğin Temmuz’un ikinci Pazar’ı.
14 Temmuz yani 15 Temmuz’dan bir gün önce.
Çok anlamlı bir gün.
Gerçi iki bayram arasına denk geliyor ama olsun.
Herkes de tatile gitmiş olur.
Kesin AKP her yeri ve her şeyi kazanır.
Kazanmazsa seçimleri yenilemenin bir anlamı olmaz!
Kazanması için ne gerekiyorsa yapar!
Yoksa anayasa değiştirilir ve yerel seçimler toptan kaldırılır.
Bazı Arap ülkelerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından atanacak vali ve kaymakamlar belediye işlerine de bakar.
Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı Devlet Bahçeli buna benzer bir öneriden söz etmişti.
Peki yenilenecek seçimlerde İstanbul’da tekrar İmamoğlu kazanırsa, ki yüzde yüz kazanacak, o zaman ne olacak?
İkinci kez yenilgiye uğratılmış bir AKP önce kendi içinde dağılır sonra da ANAP’ın kaderini paylaşır.
Siyaset bilimi, sosyoloji ve diyalektik gerçekler bunu gösteriyor.
Neresinden bakılırsa bakılsın AKP’nin işi bundan böyle çok zor.
Yok eğer AKP Türkiye’yi değil kendini düşünecekse o zaman konu değişir.
Ekonomik ve mali krizden söz etmenin bir anlamı yok çünkü ülkenin ne denli zor durumda olduğu bilmeyen yok.
Dış politikada ülke Putin-Trump kıskacında.
Cendere misali!
Bölgesel sıkışmalar işin çok daha karmaşık hikayesi.
Ramazan sonrasında bölgeyi çok önemli ve zor bir bir dönem bekliyor.
Türkiye tüm gelişmelerin merkezinde olacak ve çok da fazla manevra olanakları yok.
Bu saatten sonra AKP’nin de yok.
Elbette ‘benden sonrası tufan’ demezse!
AKP’de geniş bir kesim bu gidişattan hoşnut değil.
AKP’de geniş bir kesim İmamoğlu’nun kazandığı seçimi ve seçimi kazanan İmamoğlu’nu içine sindirmiş görünüyor.
Seçim iptal edilse de iptal edilmezse de İmamoğlu siyaset yaşamının asla göz ardı edilemeyecek bir gerçeğidir.
AKP şimdiki politikalarıyla bu gerçeği kısa vadede geciktirebilir ama asla yok edemez.
AKP 31 Mart seçimlerinde yeşeren umutlarını ve insanların küçük mutluluklarını kıskanıyor.
AKP insanların hayallerini çalmak istiyor.
AKP son 6-7 yıllık politikalarını sürdürerek herkesin içini karartmak istiyor.
Oysa buna gerek yok.
Sonuçta bu bir seçimdir ve AKP İstanbul’da kaybetti.
AKP 17 yıldır bütün seçimleri kazandı ve insanların gıkı çıkmadı.
Çıkınca da işe yaramadı.
Bir kez olsun başkaları sevinse ne olur sanki.
‘Hep bana hep bana’ demek ayıp olmuyor mu?
Mızıkçılığın alemi yok.
Yoksa bu oyun demokrasi değil tek kalesi olan futbol maçı olur.
Hakem de AKP’yi tutarsa seyirci ne işe yarar?