Ben Cerablus’luyum.

Cerablus Fırat’ın batı yakasında.

Karşımızda yani Fırat’ın doğusunda Aynularap yani Kobani var.

Berlin-Bağdat Demiryolu yapılırken Almanların 115 yıl önce yaptığı demir köprü Fırat’ın iki yakasını birleştiriyor ve hala çalışır durumda.

Bölgenin haritalarını çizen İngiliz ajan Lawrence 1909-1911 yıllarında Cerablus’da yaşamıştı.

Agatha Cristie ‘Doğu Ekspresinde Cinayet’ romanının ilk bölümlerini Fırat manzaralı Lawrence’in kaldığı evin balkonunda yazmıştı.

Cerablus-Karkamış Hititlerin Merkezi.

Fırat bu coğrafyanın tüm din ve uygarlıklarının kutsal konusu.

Özellikle Siyonist ideolojiye inanan Yahudiler için.

Hani şu Nil’den Fırat’a kadar uzanan Büyük İsrail Devleti.

Kanlı Arap Baharı’nda herkes İsrail için çalıştı.

Önce Irak ve Suriye perişan edildi şimdi de herkes işini gücünü bırakmış Fırat’ın doğu ve batısıyla uğraşıyor.

Rastlantı değil!

Cerablus’dan başlayarak Afrin’e kadar uzanan 350 kilometrelik sınır boyunca bölge TSK ve Suriye’nin ‘Kuvayi Milliyesi’ 50 bin kadar silahlı militanın kontrolünde.

Bölgeyi tüm kurumlarıyla Türkiye yönetiyor.

20 milletten 50-60 bin teröristin bulunduğu İdlib bu bölgenin az güneyinde.

16 Eylül 2018’de Soçi’de imzalanan anlaşma gereği Türkiye bu teröristlere bir çare bulacaktı ama bulamadı.

İran ve Rusya’ya göre ‘bulmak istemedi’.

Yakında işler karışacak.

Fırat’ın doğusu gibi.

Orası ABD, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Danimarkalı askerlerin işgali altında.

PYD/YPG ve Suriye Demokratik Güçleri’nin 120-130 bin kadar silahlı militanı var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘İki hafta içerisinde sonuç alınmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız’ demişti.

Önceki gün daha da sertleşti.

Erdoğan’ın çarşamba günü Trump’la görüşmesi bekleniyor.

Anlaşırlarsa Güvenli Bölge oluşturulacak ve işbirliği devam edecek.

Peki Güvenli Bölge kimi kimden koruyacak?

Anlaşma gereği YPG’liler sınırdan 20 kilometre güneye çekilecek ve Türkiye onlara dokunmayacak.

Müthiş bir plan!

Peki Trump Erdoğan’ı dinlemezse Türkiye kendi planını uygular mı?

Yani Türk Ordusu Fırat’ın batısında olduğu gibi Fırat’ın doğusuna da dalar mı?

Olasılıklara bakalım:

1-  Amerikalılarla birlikte YPG/SDG militanları sınırdan uzaklaşır ve Türk Ordusu belli bir noktaya kadar ilerler ve oralarda yerleşir.

2-  ABD askerleri bölgeden çekilmez, YPG/SDG’ni desteklemeyi sürdürür ve bölgede büyük savaş çıkar. ABD; özel kamplarda tuttuğu IŞİD’çileri Türkiye’ye karşı kullanır.

3-  Ankara tehditlerini unutur, NATO güçleri bölgede kalır, ABD himayesinde bir YPG/SDG oluşumu gerçekleşir ve Suriye ikiye bölünür.

Dün hesapladım ABD şimdiye kadar YPG/SDG militanlarına 72 bin TIR silah ve malzeme göndermiş.

Tüm bu olası gelişmelerden rahatsız olacak olan Suriye ve İdlib konusunda Ankara’ya kızgın olan Rusya ve İran ne yapar bilinmez ama cehennem kapılarının açılacağı kesin.

Sonrasıyla ilgili onlarca senaryo yazılabilir.

Hepsinde Türkiye’nin başı belada.

‘Komşularla sıfır sorundan’ sonra ABD komşumuz olacak.

En çok güvendiğimiz Katar Emiri bile Trump ne derse onu yapmak zorunda.

Dünyanın en büyük iki Amerikan üssü Katar’da.

Fırat’ın doğusu karışırsa Amerikan uçakları buralardan kalkacak.

Hikayenin neresinden bakarsanız bakın Ankara’nın işi çok zor.

Türkiye’nin ne işi var Suriye’de?

3.5 milyon Suriyelinin ne işi var Türkiye’de?

Kim yakıp yıktı Suriye’yi?

Bir ülkenin halkı nasıl ve neden perişan edilir?

Sekiz yılda binlerce yıllık 720 tarihi mekan talan edildi.

Bunların 58’i İdlib bölgesinde.

9 Nisan 2003’te Bağdat düştüğünde ilk önce Ulusal Müze talan edilmiş çalınan eserler İsrail’de sergilenmişti.

Halkların tarihi ve geleceği yok edilmek isteniyor.

Irak ve Suriye’de nüfusun %30’u okula gitmiyor, 1.5 milyon ev yıkıldı, aydınların %25’i ülke dışına kaçtı, her iki ülkede 1.5 milyon dul kadın, 5 milyon yetim çocuk ve bir milyon sakat var ve iki trilyon dolar zarar.

Kafa kesme ve tecavüz dahil savaşın getirdiği tüm eylemlerden dolayı halkın %70’i travma yaşıyor.

Dinsel bağnazlık ve yozlaşma yaygınlaştırılıyor.

Sırayla herkesin icabına bakılacak.

Uslu oturup sıranızı bekleyin!