Eczacıların ölümünün ardından varislerine, mesul müdür bulundurmak şartıyla yıllarca eczaneyi çalıştırabilme yetkisi veren yasanın çağın gerisinde kaldığı ve bu yasanın binlerce eczacılık fakültesi mezunu genci işsizliğe sürüklediği belirtiliyor. İlçelerdeki doluluk nedeniyle eczane açamayan genç eczacılar iş de bulamayıp bunalıma sürükleniyor.

MEHMET SERBES’İN YAZISI SERBEST KÖŞEDE

Bugün sizlere toplumun önemli bir kesimini daha çok da şu işsizlik ortamında binlerce eczacılık fakültesi mezunu gencimizi ilgilendiren bir sorundan söz etmek istiyorum. Bu konu, 1953 yılında yürürlüğe giren 6197 Sayılı Eczaneler ve Eczacılar Hakkındaki Kanun’un bazı maddelerinin artık çağın gerisinde kaldığı ve değiştirilmesi gerektiğiyle ilgili…

Bu kanuna göre, eczacı yaşamını yitirdiğinde eczaneyi varisleri, karısı ve çocukları bir mesul müdür bulundurmak şartıyla yıllarca çalıştırabiliyor. Bazı şart ve koşulların yerine getirilmesi halinde, örneğin varis olan çocuk küçük yaştaysa vb. gibi sebeplerle bu durum uzun yıllar sürebiliyor.

Bu durum eczacı ailesinin bir takım kazanılış hakları koruması bakımından anlamlı gibi görünse de yılların eczacılık mezunlarının sayısını artırması ve eczane açma sayısında getirilen sınırlar nedeniyle yeni mezunlar açısından büyük sıkıntılar yaşatıyor.

Yani bir taraftan eski eczacıları koruyan yasa aynı mesleğin genç mensuplarına karşı bir duvar gibi duruyor.

Çünkü vefat eden eczacının varisleri, yasal boşlukları kullanıp, mesul müdürleri bulundurarak eczaneleri senelerce çalıştırabiliyorlar. Bu durumda genç eczacılar da zaten iş bulmanın çok zor olduğu sektörde kendileri için en büyük istihdam kaynağı olan yeni eczane açma veya açılan yeni eczanelerde çalışma imkanlarını yakalayamıyorlar.

Çünkü belli eczane açma sınırları var.

Örneğin Adana İl genelinde 759 eczane bulunuyor . Seyhan’da 320, Çukurova’da 150, Yüreğir’de 100, Sarıçam’da ise 40 eczane var. Diğerleri de ilçelerde. Gördüğünüz gibi eczane yoğunluğu merkez ilçelerde. Adana’nın Seyhan, Çukurova, Yüreğir gibi büyük merkez ilçelerinde yeni eczane açabilme boşluğu neredeyse hiç yok. Çünkü yasa her 3 bin 500 kişiye bir eczane açabilme hakkı vermiş ve o hak da sonuna kadar kullanılmış durumda.

Yeni mezun gençler Seyhan ve Çukurova gibi ilçelerde eczane açmak istiyorlar ama maalesef o imkanı bulamıyorlar, “vereseli eczaneler” denilen, veraset yoluyla işletilmesi süren eczanelerin sayısal çokluğu ve kalıcılığı nedeniyle de yeni eczane yeri boşalmıyor.

Bu yüzden eczacılık fakültelerini yeni bitiren gençler, çok istedikleri eczane açma imkanlarına bir türlü ulaşamıyorlar. Çalışacak iş bulmakta güçlük çeken eczacılık fakültesi mezunu gençler bu yüzden bunalıma giriyorlar ve bir an önce bu yasanını değişmesini istiyorlar. Genç mezunlar, “Bu yasa 1953 yılında çıkmış, o zaman Türkiye’de eczacı sayısı azmış. Ancak şimdi bu sayı çoğaldı. Biz yıllarda fakültede bir gün eczacı olacağımız, beyaz önlüm giyerek halkımıza sağlık hizmeti vereceğimiz, hastalıklara şifa olmak için bilgi ve becerimizi kullanacağımız günlerin özlemi içinde idik. Ama maalesef şimdi bu hakkın da önü kapatılmış durumda. Birçok arkadaşımız bu yüzden bunalıma giriyor. Artık şu tarihi geçmiş yasayı günün koşullarına göre yeniden düzenlesinler. Yoksa bu toplumsal bir yaraya dönüşecek” diyorlar.

Evet bence de genç eczacılar burada çok haklılar. Yıllarca okuyup eczanelerin başına geçmek isteyen pırıl pırıl yeni mezun gençlere neden imkan vermeyelim.

Milletvekilleri harekete geçerek bu yasayı değiştirmeli.

Bugün bir avukat vefat ettiği zaman onun varisleri onun yerine avukatlığı devam ettirebilir mi, ya da bir doktor vefat ettiği zaman onun muayenehanesinde hasta muayene edebilir mi? Edemez tabi, öyleyse neden bir eczanede böyle olsun ki!

Bence milletvekilleri harekete geçmeliler ve bir kanun taslağı teklifi hazırlayıp Sağlık Bakanlığıyla da görüşerek gerekli düzenlemeleri yapmalılar.