Ne bilet satılan seferlerini iptal eden, zamanında kalkmayan otobüs firmasını, ne de otoparkında yasal olarak ücret ödememesi gerektiği halde ücret alan özel şirketi şikayet edecek bir merci var. Düzensizlik, başıbozukluk, keyfilik alabildiğince gidiyor ve buna “dur” diyecek bir makam yok…

Adana Otogarı’ndan bahsediyorum. Anlatacaklarımın, yazacaklarımın hepsi ispatlı, şahitli, belgeli, resimli. Hoş bunlar olmasa da artık herkes konu Adana Otogarı ise her anlatılana inanır ama biz yine işimizi belgeli yapalım. İşte birincisi: 5 Ekim 2019 günü saat 18.00 seferinde otobüsü bulunan ve Kayseri’ye yapacağı seferin biletlerini satmış bulunan Adana’nın çok “As” bir firması (öyle sıradan, basit değil, ‘as’ bir firma yani, birinci, kaliteli anlamında) aynı gün birkaç saat önce bilet sattıklarına mesaj atıyor ve “Teknik sebeple seferi iptal ettik” diyor. Merak edip telefonla arayanlara o teknik sebebi söylüyor, “otobüs arıza yapmış!” Yani bu koskoca ‘As’ bir Adana firması bir otobüsü arıza yaptı diye bilet sattığı seferi aynı gün kalkışa birkaç saat kala iptal ediyor. Kardeşim bu ne rezalettir, burası dağ başı mıdır? O bilet alan insanların kim bilir ne önemli işleri, randevuları, mazeretleri var.



Belki bir yakınının düğününe yetişecek, belki hastası, cenazesi, başka bir işi var. Belki oradan vatandaş aktarma yapıp başka bir ile gidecek? Benim yarım asırdır Adana’da otobüs firmalarıyla işim vardır. Otogarda da firması, otobüsü olan bir sürü arkadaşım var, benim bildiğim, gördüğüm, bir kişi bile olsa otobüs kalkar, en kötü şartta aynı saatte kalkan başka bir firmayla gönderilir. Kaldı ki o otobüs doluymuş. Üstelik o otobüsün gidemeyeceği üç dört saat önce belli olmuş, koskoca ‘As’ firmanın yedek otobüsü, başka bir aracı yok mu? Nitekim hareket etmesi gereken saatte orada aynı firmanın bir sürü başka otobüsü varmış  Yani tam bir keyfilik.Bu bir yana bunu Otogar Müdürü’ne soruyoruz. “Bizim buna müdahale yetkimiz yok. Havaalanı kavşağında Ulaştırma Bakanlığı’nın dairesi var oraya müracaat edilmesi gerekir” diyor. Yani vatandaş, otogara gelmiş, hareket edecek, sorun çıktı, sefer aksadı, belki otobüsü şikayet edecek, bir olumsuzluk gördü diyelim ne yapacak, her şeyi bırakıp havaalanına mı gidecek. Eşyalarını, işini, gücünü, çocuğunu kime bırakacak. Zaten o arada otobüs de kaçar. Böyle bir saçmalık olamaz. İşte maalesef Adana’da bunun için yıllardır doğru dürüst bir otobüs firması barınmıyor. İnsanları zorla kendi şehirlerinin firmalarından soğutuyorlar, başka şehirlerin firmalarına yöneltiyorlar. İkinci konu arkadaşımızın basın kartı var ve basına serbest olan otoparkta bir saatten az kalmış çıkarken para kesiyorlar. Arkadaş basına muaf olduğunu belirttiği halde otopark görevlisi “Ben anlamam. Basının ne özelliği var. Herkes para verecek” diyor. Arkadaş da tartışmayıp parayı veriyor ve fişi ile birlikte plakayı da gösterecek biçimde fotoğraf çekiyor. Otogar Müdürü’ne soruyoruz. “Evet haklısınız, basın otopark parasından muaf para alınmaz. Şirkete sordum, biz basından para almıyoruz. Parayı iade edelim, dediler” diyor. Peki, bu iş ne diye soruyoruz, müdür beyin sesi çıkmıyor? Belli ki müdür beye bu konuda yetki verilmemiş. Yetkileri başkaları uzaktan yönetiyor anlaşılan. Bakacağız bakalım şu işleten firma hangisiymiş, kimlerin adamıymış? Bunları da bir bir araştıracağız tabii…



Böyle olmaz! Adana Büyükşehir Belediyesi şu otogara bir el atmalı. Vatandaşın hakkını savunmalı. Mesela vatandaş vaktinde hareket etmeyen, seferini keyfi iptal eden firmayı kime şikayet edecek? Otogarda zabıta, belediye niye var? O
zaman bıraksın otogarın sorumluluğunu bakanlığa devretsin. Yıllardır otogardaki boş dükkanlar uhucuların mekanı olmuş, berduşlar buraları tuvalet gibi kullanıyor, esnaf şikayet ediyor kimse aldırmıyor. Bunu da mı bakanlık yapsın! Otogarın dışında aylardır doğru dürüst bir park yeri yapılmadı, insanlar toz toprak çamur içindeki park yerlerine araçlarını koyuyorlar. Yarın bir gün çamur içinde kalacak onlar. Neyse hele bir otogarın içindeki sorunları halledelim de dışarıdaki sonraya kalsın! Bu otogar meselesiyle ilgilenmeye devam edeceğim. Çünkü otogar Adana’nın vitrini. Adana, düzenli bir şehir olacak mı yoksa büyük köy olmaya devam mı edecek? Takipteyim!..



Türkiye’nin en büyük ilçelerinden Seyhan’ın sınırları içinde geçen dönem yapılan taziye evleri ve çok amaçlı tesisler var. Bu çok amaçlı tesislerde düğün salonları, bazılarında pazar yerleri, toplantı salonları da yer alıyor. Şimdi Seyhan Belediyesi’nin yeni başkanı Akif Akay ve yönetimi bu tesisleri daha rantabl kullanmak için hazırlıklar yapıyor. Elbette bu tesisler en rantabl şekilde kullanılmalıdır. Sonuçta bu tesisler yapılarak Seyhan’a büyük kazanımlar yaratılmış. Bazıları devasa büyüklükte, bazıları ise taziye evleri gibi belirli ihtiyaçlara cevap vermek için yapılmış. Seyhan’da toplam 26 taziye evi var. Bunların 16 tanesi 2 katlı. Fuayesi olan içeriden katlar birbirine bağlı. Taziye evleri genelde 2 mahalle veya 3 mahalle ortasına yapılmış. Daha çok insanın yararlanması planlanmış. Taziye evi 26 adet ama 35 mahallenin sakini faydalanabiliyor. Bu da neredeyse Seyhan şehir merkezinin büyük bölümü demek. Bu tesisleri etkin içimde kullanmak Akif Akay’a nasip olacak.



Tesisler Seyhan Belediye Başkanı Akif Akay’a büyük yararlılık, kolaylık sağlayacak, elini güçlendirecektir. Çünkü böyle tesislere sahip olan belediye çok az. Adana’nın diğer ilçeleri tesis açısından bu zenginliğe sahip değil. Eminim Seyhan’ı kıskanıyorlardır. Artık şimdi top Akif Akay’da. Sayın Akay, elindeki hazır bu tesisleri birkaç akıllı dokunuşla daha kullanılır biçime getirmekle işe başlayacakmış. Örneğin, 2 katlı olan 18 taziye evinin içten katların birbirine bağlı olması yerine katların ayrıştırılması, katların tek tek değerlendirilerek çok amaçlı olarak kullanımı için çalışmalar yapılacakmış. Ayrıca zemin kat fuaye şeklinde olduğu için buraları semt kütüphanelerine dönüştürme planlanıyormuş.



Taziye evlerinin çok amaçlı kullanılmasıyla, buralara mahalledeki öğrenciler için etüt merkezleri yapmak gibi çalışmalar planlanıyor. Bunlar çok güzel ve faydalı düşünceler. Sonuçta şöyle bir düşündüğünüzde 16 tanesi 2 katlı olan 26 taziye evine sahip olmak Seyhanlı açısından da belediye yönetimi açısından da büyük şans. Böyle tesisleri çayla çırayla arasanız elinize geçmez, yaptırmaya kalksanız trilyonlar ister. Şimdi Akif Akay ve ekibini de çok akılcı kullanımlarla bu tesisleri daha rantabl hale getirecekmiş. Çok da iyi olacak. Akif Başkan’ın bu konuda en iyisini yapacağından hiç kuşkum yok. Sonuçta Seyhanlı kazanacak. Biz de Sayın Akif Akay ve ekibine yapacakları her olumlu iş için destek vereceğimizi buradan açık olarak belirtelim.


Karataş’ta belediye ve emniyeti göreve davet ediyorum


Karataş ilçemize insanlar huzur bulmak için gidiyorlar ama huzur bulamıyorlar. Çünkü Mavi Yunus Sitesi çevresinde hırsızlar cirit atıyormuş. Büyükşehir Belediyesi Karataş Karşıyaka Mahallesi 350 sokak civarında kanalizasyon çalışması yapmış ancak daha sonra buralar eski haline getirilmemiş, sokak girilemez hale gelmiş. Araç trafiğine geçit vermeyen çevre ıssızlaşmış, ıssızlaşınca da doğal olarak hırsızların ilgisini çekmiş. Bölgede oturanlar hırsızlıktan şikayetçiler sık sık ev soygunları yaşanıyormuş. Vatandaş isyan ediyor. Buradan Büyükşehir Belediyesi’ni, emniyeti ve TEDAŞ’ı göreve çağırıyorum. Belediye kazdığı yerleri onarsın, asfalt döksün, öyle yarım bırakılır mı iş, vatandaşa yazık değil mi? Emniyet
ise şu hırsızlık olaylarının üzerine gitsin. Karataş küçük bir yer hırsızlar fazla kamufle olamazlar, onları bulmak emniyet için zor olmasa gerek. TEDAŞ ise bu bölgedeki direkleri ışıklandırsın. Vatandaşın onlarca yıllık emeğini hırsızlara, uğursuzlara
yedirtmeyin…