Karataş İlçesi Adalı Köyü sınırlarındaki Hurma Boğazı dalyanını 7 yıllığına projeli olarak kiralayan Adalı Köyü Su Ürünleri Kooperatifi yöneticileri, Tarım İl Müdürlüğü’nün dalyanı hukuksuz biçimde, ellerinden alıp başka bir kooperatife kiralamasından müzdaripler. Kooperatif Başkanı Gökdemir Polat,  sıkıntılı biçimde yanıma geldi ve bana bu olayı anlattı, bütün belgeler de yanındaydı. İlk taksidini peşin, ikincisi gecikmeli olmak üzere 3 taksit yatırmışlar. Ancak, bu arada Adana İl Tarım Müdürü, dalyanın işletmesini, kooperatifte çalışan bir işçinin başkanı olduğu başka bir kooperatife (Bahçe Su Ürünleri Koop.) vermiş. Adalı Köyü Su Ürünleri Koop.’la olan sözleşmesini tek taraflı fesh etmiş. Üstelik bakanlığın sözleşme bozma izni vermemesine ve diğer kooperatifin 1.2 milyon TL borçlu olmasına rağmen.



Adalı Koop. tahliye tebliği gelir gelmez İdare Mahkemesi’ne dava açmış. Ancak, müdürlük, dava sonuçlanmadan ihaleyi diğer Koop.’a vermiş.  Adalı Koop., söküldüğünde tekrar yapılması imkansız olan tesisleri, malzemeleri  orada bırakmış. Müdürlük ise bu malzemelere el koymuş ve bir kısmını yeni ihale verdikleri kooperatife vermiş, hem de tutanaklara bile geçirmeden. Bu arada Adana 3. İdare Mahkemesi Tarım İl Müdürlüğü’nün işlemini iptal etmiş ve tekrar Adalı Koop.’a verilmesi kararı almış. Ardından, Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne giden İl Tarım Müdürlüğü’ne oradan da yürütmenin durdurulması kararı verilmiş. İl Müdürlüğü, iki kez bakanlığa başvurmuş ve ikisinden de Adalı Koop.’a dalyanın verilmesi bildirilmiş. Yani biri üst mahkeme olmak üzere iki mahkeme ve bakanlık Adalı Koop. lehine karar almış. Buna rağmen teslimat yapmayan Tarım Müdürlüğü sırf işi uzatmak için bu kez de Karataş Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava açmış.



Bu duruma göre; Adana Tarım İl Müdürlüğü, ne mahkeme kararlarını, ne yasaları, ne de bakanlığın yazısını takmıyor. Belgelerin hepsi elimde. Tarım İl Müdürü bu gücü, bu keyfiliği nereden alıyor bilmiyorum.  Ancak burası Türkiye Cumhuriyeti. Burada yasalar var, mahkeme kararları var. Yazık değil mi siz proje hazırlayan, para harcayan, yatırım yapan, yasal olarak ihaleyi alan, taksitlerini ödeyen kooperatiften dalyanı alıp başka bir kooperatife vermeye çalıyorsunuz?
Ben bu işin takipçisiyim. Sonuna kadar da takip edeceğim.
Burada kimin ne menfaati varsa, onu da ortaya çıkartıp yazacağımdan kuşkunuz olmasın.

ZEYDAN KARALAR’DAN BEKLENEN!


Bu satırların yazıldığı saatlerde belki aşağıda dile getirdiğim konuların bir kısmı ya da belki tamamı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tarafından giderilmiş olacak ama yine de ben bugün düşündüklerimi söylemek, önerilerimi sıralamak durumundayım.
Çünkü Sayın Zeydan Karalar’la olan yılların dostluğu, benim bu düşündüklerimi yazmamı gerektirir. Bunu yaparken bir taraftan da elbette ki gazeteci olmanın, haklının yanında olmamın sorumluluğunu da unutmam gerektiğinin farkındayım.
Gelelim konuya;
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, işçi çıkartmaları konusunda bugünlerde yoğun eleştirilere uğruyor. Bu eleştirilerin bir kısmı haklı, bir kısmı da haksız.

Zeydan Karalar


Haklı olan kısmında; “kurunun arasında yaş da yanar” misali işten çıkartılanlar arasında bankamatikçi olmayan ve gerçekten işinde gücünde olan insanların bulunması. Emeğe saygılı olduğunu bildiğimiz Zeydan Karalar da eminim böyle insanların işten çıkartılmasını istemez, sanıyorum bazı hatalar yapıldı, zaten kendisi de “Hata varsa bunu düzeltiriz” diyerek yüreklere su serpti. Nitekim de bazı hataları düzelttiğini duyuyoruz. Bu olumlu.
Ancak bu hatalar hiç yapılmayabilirdi. Ya da en asgariye indirilebilirdi. Çalışanla, çalışmayan; işe gelenle gelmeyen ayırt edilebilirdi. Belediye bürokratlarının bu ayrımı yapmak için titiz çalıştıkları söylenmişti. Anlaşılan bu pek gerçekleşmedi. Belli ki yeni bürokratlar, atandıkları kısa sürede bu koordinasyonu sağlayamadı, yanlış bilgi aldı ya da belki de bazen kasıtlı olarak yanlış bilgilendirildi! Tabi ki, ‘belki’ diyorum…
Diğer konuya gelince;
Bankamatikçi olan, yani hiç işe gitmediği halde devletin kesesinden bedava kartla maaş alan kişilerle, 31 Mart seçimlerine kadar hiç belediyeye uğramadıkları halde 1 Nisan günü belediye, ASKİ koridorlarını, odalarını dolduran kişiler gerçekten belirlendi mi? Belirlendiyse bunlar açıklanmalı.
Bankamatikçilerin ve 31 Mart’a kadar işe gelmeyenlerin, seçimlerden hemen önce işe alınanların listesi tek tek açıklanmalı.
Eğer bu yapılırsa, insanlar bankamatikçileri 31 Mart’a kadar Adana’ya, belediyeye uğramayanları, 31 Mart seçimlerinden hemen önceki haftalarda işe alınanların listesini görürse sanıyorum Zeydan Karalar’a hak vereceklerdir, eleştiriler azalacaktır.
Evet, biz de duyduk! Zeydan Karalar, “İşine gidip gelen, emeğiyle çalışana ses çıkarmayacağım. Bankamatikçileri ve siyasi tetikçileri çıkartacağım” demişti.
Bu durumda insanlara; kimlerin bankamatikçi, kimlerin işe gelmeden maaş alan ve kimlerin 31 Mart’a kadar işe gelmediği halde 1 Nisan’da belediye koridorlarını dolduranlar olduğunu anlatmak gerek. Bu açıklama sağlıklı biçimde yapıldığı takdirde Adanalının bakışı değişecektir.
Adanalı belediyeye kasıtlı olarak yapılan bindirmelerin bütçeye olan yükünü daha iyi kavrayacak, bunların kente hizmeti nasıl engellediği konusunda bilgilenecektir.
Ancak bu açıklama yeterli biçimde yapılmadan, hele ki muhalefet tarafından insanların kafasını karıştıran bir algı operasyonu da kasıtlı biçimde sürerken, susmak yarar sağlamaz.
Nedense başkan burada konuşmakta geç kaldı.
Burada Başkan Karalar’ı ne engelledi bilmiyorum, belki de özellikle böyle bir yöntem izledi.
“Herkes eteklerindeki taşı döksün, sonra ben çıkayım toplu açıklama yapayım” diye düşünmüş olabilir.
Ya da kendisine açıklama yapacak yeterli veri iletilmedi, belgelendirilmedi.
En azından Hüseyin Sözlü’nün demeçlerine karşı, “Bakın Sayın Sözlü siz de 2015’de işten çıkartma yapmışsınız, üstelik işten çıkartmaların gerekliliğini savunmuşsunuz, yetmemiş bir de bu işten çıkartmaların devam edeceğini söylemişsiniz” bile demedi.
Bence Zeydan Başkan, vakit geçirmeden bu açıklamayı ayrıntılı biçimde yapmalı.
Listeleri, gerekçeleri net biçimde ortaya koymalı.
Bankamatik kartını cebine koyup 31 Mart’a kadar hiç işe gelmeyen, seçim süresince belediye işçisi gibi değil de parti militanı gibi davranıp çalıştığı birimlerde terör estiren, diğer personele baskı yapan, onları yürüyüşlere, mitinglere zorlayan, bu yönde sert paylaşımlar yapanları belgeleriyle ortaya koymalıydı.
Bunları Adanalıya net biçimde ortaya koyduğu zaman Adanalıya meramını daha iyi anlatacaktır ve son günlerde kendisine karşı rakipleri tarafından oluşturulan algıyı yumuşatacak hatta belki tersine bile çevirecektir.
Ayrıca net olarak belediyeden daha işten çıkartmaların sürüp sürmeyeceği, kimlerin çıkartılacağı, bunların sonunda nasıl, ne kadar liralık bir tasarruf elde edilmesinin beklendiği gibi konuları da açıklamalıdır.
İşinde gücünde olan belediye çalışanlarını da “Acaba ben de mi işten atılacağım?” endişesinden kurtarmalıdır.
Çünkü huzursuzluk ortamında hizmet de olmaz…
Adanalı madem büyük bir farkla Zeydan Karalar’ı Başkan seçtiyse, hizmet için sabretmeye, zaman tanımaya, onu anlamaya ve dinlemeye de hazırdır.
Yeter ki Başkan kendisini iyi anlatabilsin.
Bunlar benim Başkan Zeydan Karalar’a yönelik bir dost önerimdir…