Demokratik ülkeleri; kasabalı, sıradan, eğitimsiz, görgüsüz, muhteris ve açgözlü politikacılar yönetiyor...



Peki bu durum sürpriz mi?..

Yoooo...

Demokrasilerin, sonunda bu noktaya gelecekleri belliydi...

Çünkü...

Demokratik kapitalizm çok az sayıda zengin, aşırı fazla sayıda fukara üretti.



Canlarım benim...

Demokrasi herkesin seçme ve seçilme hakkı olan bir rejim...

Haliyle...

Sandıklardan çıkanları yoksul ve eğitimsiz milyonlar belirliyor...

Bu, dünyanın en zengin kapitalist ülkesinde de böyle...

En yoksul kapitalist ülkesinde de böyle...



Dünyanın sayılı zenginlerinden biri olan Trump’ı eğitimli, zengin veya en azından orta gelir gurupları seçmedi...

Ya kimler seçti?..

İşsiz, fukara, aşırı milliyetçi, aşırı dindar, eğitimsiz milyonlarca Amerikalı seçti...



Yani...

Halklar, ülke yönetimini kendilerine benzeyenlere teslim ediyor...

Kendilerine benzeyenler de haliyle, Trump gibi Boris Johnson gibi ve benzerleri gibi sokak çocukları oluyor...

Uzlaşma yerine, hırlaşmayı...

Yardımlaşma yerine, ötekileştirmeyi...

Paylaşma yerine bencilliği tercih ediyorlar...



Halklar...

Trumpları, Johnsonları ve benzerlerini o ülkelerin egemenlerinin finanse edip seçtirdiklerini ne yazık ki bilmiyorlar...

Öğrendiklerinde ise ülke çoktan soyulmuş oluyor...

Ya da...

Silah satın almak için komşularıyla savaşa tutuşuyor...



İran’la Irak 8 yıl savaştırıldılar...

8 yıl sonunda ikisinin de toprak büyüklükleri aynıydı ama...

Her iki ülkenin de nüfusu birer milyon azalmış...

Petrol gelirlerinin 50’şer milyarı silah alımına gitmişti...



Türkiye 36 yıldır terör ve teröristlerle mücadele ediyor...

40 bin insan hayatını kaybetti...

Bileşik yarar ve vazgeçme maliyeti açısından 600 milyar Dolarımız silah alımına gitti...

Ne terör bitti...

Ne de terör ülkemizi teslim alabildi...



Ama...

Halkımız halen “kahrolsun PKK” ya da “HDP’yi kınıyorum” denildiğinde...

Terörün biteceğini...

Ekonominin büyüyeceğini...

Refahın artacağını...

Milli gelirin adil dağıtılacağını zannediyor...

NEREDE YANLIŞ YAPILIYOR?..

Bölgenin tek laik demokrasisiyiz...

Demokrasi olmadan laik cumhuriyet olan ülkeler var bölgede...

Ama...

Avrupalılar...

Amerikalılar...

Kanadalılar...

Japonlar...

Avustralyalılar...

Ve...

Yeni Zelandalılar...

Demokratik laik hukuk devleti olduğumuza inanmıyor...



Anlatamıyor muyuz?..

Anlamıyorlar mı?..

Anlamak işlerine mi gelmiyor?..

Yoksa...

Ülkemizi yönetenler; bir yerlerde yanlış mı yapıyorlar?..

BÜYÜK ZAFER Mİ?..

Büyük savaş dehası Sun Tzu diyor ki:

“En büyük askeri zafer hiç silah kullanmadan elde edilen zaferdir”...

Neden?..

Çünkü...

Hiç silah kullanmazsanız ve...

Karşı taraf da hiç silah kullanmazsa...

İki tarafta da insan kaybı yaşanmaz.

DOKTORDAN DAHA MI İYİ BİLİCEN?..

Doktor baygın yatan Hüsmen için “ölü” raporu vermiş...

O sırada kendine gelen Hüsmen bunu duymuş...

“Ben ölmedim be ya” demiş eşine fısıldayarak...

Karısı sağ elinin işaret parmağını dudaklarına götürmüş:

“Sus be sus... Sen doktordan daha mı iyi bilicen”...



Hatırlayacaksınız.

Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı:

“Operasyon terörün kökünü kazıyıncaya kadar sürecek” demişti...



“Hani terörünün kökü kazınacaktı?” diyerek muhterem Cumhurbaşkanı’nı, İçişleri Bakanı’nı, Dışişleri Bakanı’nı ve Milli Savunma Bakanı’nı eleştirenlere soruyorum:

Yahu sizler terörün kökünün kazınıp kazınmadığını muhterem Yürütme Organımız’dan daha mı iyi bileceksiniz?..

Terörün kökü kazınmasa neden “ateşkes” ilanına uysunlar?..

ARA KERE KİMİ KERE GELİYORMUŞ...

Hüsmen ile Hasibe kavga edip ayrıldılar.

Aradan beş yıl geçti...

Bu arada Hasibe’nin iki çocuğu oldu...

Genç kadına sordular:

“A be em Üsmenle ayırısınız em de iki çocuk... Bu nası iş büle be ya?..”

Hasibe cevap verdi:

“Ara kere kimi kere kendini affettirmek için geliyo be yaaa”...



Kim Hüsmen kim Hasibe?..

Bilin bakalım...