Değerli Okurlar, günlerdir Sayın İmamoğlu ve Sayın Yıldırım arasındaki oturumu sadece İstanbul seçmeni değil, tüm Türk halkı büyük bir merak ve heyecanla bekliyordu. Sonunda gerçekleşti...

Oturum saat tam 21:00’de başlayacaktı. Sayın İmamoğlu 15 dakika önce yayının yapılacağı yere geldi. Sayın Yıldırım ise 5 dakika kala geldiği gibi kapıdaki tüm medya mensuplarının ellerini sıkıp, önce yanlış kapıdan sonra doğru kapıdan girerek oturumun gecikmesine sebebiyet verdi. Bu gecikmenin Sayın Yıldırım açısından hiçbir açıklaması olamaz. Zira Sayın Yıldırım onlarca eskort eşliğinde geldiği için trafiğe takılması da mümkün değildi. Bu davranış “KİBİR ”için tipik bir örnek değil mi? Beklemeye mecbursunuz demeye getirdi.

Oturuma şöyle kısaca dönecek olursak, Sayın İsmail Küçükkaya oturumu oldukça tarafsız yürüttü. Kutlamak gerek. 17 yıl aradan sonra ilk kez yapılan siyasi bir açık oturum. Şeytanın avukatlığını yapmayayım ama Sayın Küçükkaya’nın hayırlısıyla kavgasız, gürültüsüz  bitse de ben de rahatlasam gibi bir görüntüsü vardı. Bana göre bu toplantının tek kazanımı, adayların demokrasi adına karşı karşıya gelerek tartışmaları oldu. Bu gelecek için de güzel bir örnek olmuştur.

Sayın Yıldırım’ın  ise “beni buraya kim itti” gibi bir duruşu vardı. Gerçekten de devletin en üst kademelerinde görev yapmış bir insanın böyle hissetmesi anormal kaçmazdı. FETÖ sorusuna cevabı ilginçti. HAYIR! Daha sonrasında ise medyadan, İzmir’deki Türkçe olimpiyatlarında sümüklü imam için Sayın Yıldırım’ın övgü dolu sözlerini, şiirini, bir de sümüklünün kardeşinin cenaze namazında Sayın Akdağ’la saf tutmuş olduğu görüntüleri hatırladık. Sayın Yıldırım, arşiv böyle bir şey işte...

Sayın Yıldırım, oyları kim çaldı sorusunu bana değil YSK’ya sorun dediniz ama gelin görün ki YSK’nın iptal gerekçeleri arasında çalındı diye de bir ifade yok. Oylar çalındı ifadesini biz sizden duymuştuk halbuki. Seçimin neden iptal edildiğini de AKP’lilerin dışında YSK’da dahil, bilen yok. Tam bir garabet.

Değerli Okurlar, 31 Mart seçim süresince AKP’nin tüm üst düzey kadrolarının tüm devlet imkanlarını kullanmasına karşın Sayın İmamoğlu seçimi tek başına kazandı. 23 Haziran Seçimleri için ise sahneden AKP’nin tüm aktörleri çekildi. Baktılar pabuç pahalı kaybedecekler ve bu fatura kendilerine kesilecek, bu yüzden sahneden sessizce çekildiler. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı bir toplantıda bu bir İstanbul seçimi, devletin yönetimi hala bizde dedi, demesine de yine sahneye çıkacak gibi , zira konuşmalarında inceden Sayın İmamoğlu’na gözdağı vermeye başladı. Anlaşılan son günlerde sahne alacak. İlginç olan da illet, zillet, beka söylemleri de bitti. Şu an da Sayın Yıldırım çok küçük desteklerle tek başına yine aday olarak sahnede. Helal olsun size Sayın İmamoğlu, hepsini sahneden sildiniz.


Sayın Yıldırım merak ediyorum bilbordlarda “Biz yaptık, yine yaparız” diyorsunuz. İstanbul’u betona gömerek yeşili yok ederek yaşanmaz hale getirdiniz. Daha ne yapacaksınız da yine yaparız diyorsunuz? Geçen yazımda da yazdım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 25 yıldır, iktidarda 17 yıldır bulunmanıza rağmen hala muhalefetteymişsiniz gibi vaatlerde bulunuyorsunuz. İktidar yapar, vaatlerde bulunmaz!

Değerli Okurlar, Sayın İmamoğlu, elinden alınan başkanlığı 23 Haziran seçiminde açık ara alacak. Yani ikinci kez başkan seçilecek. Burada biz seçmenlere düşen, mutlaka oyumuzu kullanarak demokrasimize sahip çıkmaktır. Ve göreceksiniz ki Sayın İmamoğlu’nun başkan olmasından sonra siyasette büyük bir hareketlenme olacak. 2020 Mart veya Kasım’da genel seçimlere de hazır olun. HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...

SON SÖZ: BİR KERE YANLIŞ TRENE BİNDİYSENİZ, TRENİN KORİDORUNDAN GERİYE DOĞRU YÜRÜMENİZ HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMEZ NIETZSCHE