Ali Babacan denilince aklıma iki olay geliyor.
Türkiye ekonomisinin bugün yaşadığı kötü günlerin taşları yıllar öncesinde döşenmeye başladı. Ülkenin sürekli borçlanmasının sonunda tıkanmaya yol açması kaçınılmazdı.
Sonunda bu işin böyle gitmeyeceğini Ali Babacan fark etti; “Bari bir yasa çıkaralım kendimizi hizaya sokalım, hiç değilse harcamaları kısalım” dedi.

★★★

Aylarca çalıştı, didindi, “mali kural” yasa tasarısını hazırladı. Herkesi ikna etti. En azından ikna ettiğini sandı. Oysa herkesi değil bir kişiyi ikna etmesi lazımdı!
İşi çok zordu! Bir aya referandum, bir yıl sonrasında ise Erdoğan’ın üçüncü ve son genel seçimi vardı... Bütçe imkanlarını kullanmadan seçime girer miydi Erdoğan?

★★★

Mali Kural yasa tasarısı Meclis’e geldi. Komisyonda kabul edildi. Garibim Ali Babacan yasanın çıkacağına o kadar inanmıştı ki; “Artık Türkiye’nin de bir mali kuralı var. Mali kural ile birlikte Türkiye artık birçok ülkenin 5 adım önüne geçti!” gibi büyük konuşuyordu. Lakin maç bitmemişti!
Yasanın çıkmasına ramak kala Sanayi Bakanı Nihat Ergün çıktı; “Yatırım yapan Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığı’nın çekinceleri ve itirazı nedeniyle kuralın ertelendiğini” açıkladı. Ertelenme falan değildi, bildiğiniz iptal edildi!

★★★

Çekincesi olan Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı kimdi? Çok amaçlı İsviçre çakısı her görevin adamı Binali Yıldırım! Tabii ki Binali Yıldırım’ın bu itirazdan haberi bile yoktu. Nitekim yasa tasarısına ilk imzayı atanlardan biri oydu!
Öyle utandırdılar ki Babacan’ı çıkıp açıklama bile yapamadı. Mali kuralın altında 6 bakanın imzası vardı... İptal edilmesine, Ali Babacan dışında tepki gösteren, attığı imzanın arkasında dik duran kimse olmadı...

★★★

Erdoğan; “Kendi IMF’mizi yaratmaya gerek yok” sözleriyle konuyu bağladı... Gerçek olamayacak kadar olumlu bir yasaydı. O gün Türkiye ekonomisinin çehresini değiştireceğine inandığım için bu olay hafızama kazındı!

★★★

Diğer olay ise daha çok Erdoğan’ın danışmanlarının kapasitesi hakkında fikir sahibi olmamı sağladı.
Yıl 2014, ekonomi hafiften taklaya gelmeye başladı. Ali Babacan, döviz kurlarındaki hızlı artışı frenlemek için hazırladığı paketi Başbakan Erdoğan’a sundu.

★★★

Nitekim dolar kurunun 2.30’a yükselmesi halinde ekonomide ciddi bir sıkıntı yaşanacağını ve bu nedenle acilen faiz artırımına gidilmesi gerektiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, Babacan’ın anlattıklarını dinledikten sonra, “Yiğit öyle demiyor Ali” diyerek, faiz artırılmasına yönelik kararı veto etti!

★★★

Yiğit kim? Yiğit Bulut! 2013 yılının Temmuz ayında başbakanlık başdanışmanı olarak atandı. Zaten o dönemden beri Türkiye ekonomisi toparlayamadı berisini.
Sonrası malum... Dolar 2.5 liranın üzerine geldi, Merkez Bankası’nın geç karar almasının faturası, faizlerin 5 puan artırılmasıyla ödendi.

★★★

Ali Babacan hakkında yolsuzluk, arsızlık, şaibe dedikodusu hiç duymadım. Parti kurarsa siyasete renk getirecektir. Hayattan rengi alın geri neyi kalır ki?