Seçime sayılı günler kaldı. Açılmadık paket bırakılmadı. Her gün bir müjde, haftada bir paket... O sandık illa buraya gelecek!
Bundan iki yıl kadar önce Kredi Garanti Fonu ile devlet, bankaların şirketlere verdiği kredilerin 250 milyarına kefil olmuştu. Ekonomi bunu bile kaldıramadı. Geçtiğimiz yaz takla attı!
İşte o paranın 20 milyar liralık kredisi döndü. Bu sefer KOBİ’ler için piyasaya sürüldü. Krediyi bankalar verecek lakin kefili yine devlet...

★★★

Futbol kulüplerinin bile kurtarıldığı bir ortamda, hiç değilse KOBİ’lere aktarılsın para... Eyvallah... Peki, şirketler krediyi alınca ne yapacak? Olmayan satışlarını mı artıracak? Yoksa sadece zaman mı kazanacak. Hem de daha da borçlanarak! En fazla günü kurtaracak.
İyi de, adama sormazlar mı; “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?”, “Neden bu KOBİ’ler borçlarını ödeyemiyor?” diye... Bugüne kadar soran olmadı. Herkes alkışladı. Açılan paketleri koyacak yer kalmadı!

★★★

Bu ekonomik paket işi İktidarın değişmezi... Balkon konuşması gibi gelenekselleşti... Bu saatten sonra şirketler kredi, borç, hibe, teşvik olmadan işleri döndüremiyor.
Paket demek, kaynak demek... Vergilerin harcanması, devletin alacağından vaz geçmesi demek... Kimin için bu alacaktan vaz geçiliyor? Oraya da bakmak gerek! Sahi “bütçe” nasıl denkleşecek?

★★★

Şöyle anlatayım... 2018 yılında Hazine nakit dengesi 70 milyar 352 milyon lira açık verdi. Sadece aralık ayında açık 24 milyar lira... Toplanan vergi affı, imar barışı bedelli askerlik parası da dahil hesaba...
Hani kamunun borcu az, özel sektör çok borçlu söylemi artık manasını yitirdi. Kamu eline ne geçse yiyip bitirdi. Şu anda tüm para bazı belediyeleri seçimde elde tutmak için harcanıyor. Ülke diyet yaparken baklava yiyor, üzerine de şerbet içiyor.

★★★

Nakit paraya öyle çok sıkışmış durumdalar ki, Merkez Bankası’nın, KİT’lerin genel kurulları öne çekiliyor.
Geçen yılın kazançlarını “Acilen Hazine’ye devredin” kararları alınıyor. Koskoca Türkiye Hazinesi üç ay daha idare edemiyor!

★★★

Dün yurtdışından iki milyar dolar borçlandık. Millete yüzde 4 ile dolar tahvili satmaya çalışan Hazine, yurtdışı borçlanmayı dolar bazında yüzde 7.68 olarak gerçekleştirdi.
Sonra bu Euro’ya çevrildi. Bir de onun maliyeti... Ülkeyi ipotekle, daha iyi! Bildiğin tefeci faizinin resmisi...

★★★

Batık Yunanistan’ın Eurobond faizi yüzde 3.6’da... Polonya’da yüzde 2.6’da... Ülke pavyona gitse hesabı ödeyemese ancak böyle senet imzalatırlar öyle çıkartırlar.
Düşünün başımızda buna bile sevinen bir ekonomi yönetimi... Seni kandırıyorlar diye anlatamazsın ki! Ne istediniz de bu halk yemedi? Daha da “yemez artık” dedikçe ikinci tabağı istedi. Bir seçim geçsin bakalım görürsünüz hesabı kime kilitledi?