Amerika ile Çin ticaret savaşlarında birbirine girdi... Belki de dünyada yeni bir ekonomik krizin fitilini ateşledi. Trump bir anda celallendi, Çin’den alınan 300 milyar dolarlık ürüne eylül ayından itibaren yüzde 10 vergi getirileceğini açıkladı.

★★★

Çin de boş durmadı, Amerika’dan tarım ürünleri alımını durdurduğunu açıkladı. Yetmedi, para birim yuanın değer kaybetmesine izin verdi...
5 yıldır dolar karşısında 6 ile 6.90 arasında dolaştırılan Çin para birimi 7’yi geçti... Trump küplere bindi. Çin’i kur manipülatörü ilan etti.

★★★

Trump da doların değer kaybetmesini istiyor... Bunu her ortamda söylüyor. Ne kadar ilginç değil mi? Biz, Türk Lirası’nın değer kaybetmemesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz hatta Amerika’yı suçluyoruz.
Çin, Amerika ile mücadele etmek için parasına değer kaybettiriyor. Muhtemelen Çin Yuanı daha da değer kaybedecek. Çin malları iyice ucuzlayacak. Kimse kolay kolay rekabet edemeyecek. Çin bu sayede pazarları ele geçirip ek vergilerden ettiği zararı yerine koyacak!

★★★

Amerika’ya sert cevap verdiler, “Konuşalım mı savaşalım mı, sen seç” dediler. Klasik Uzakdoğu kültürü... Sabırlı ve planlı...
Çin Devlet Başkanı’na “1789 Fransız Devrimi hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorulur, cevaben “Bir şey söylemek için henüz erken” der... O hesap!

★★★

Yine de Amerika’nın elindeki kartlar daha iyi... Sonuçta Çin satıyor, Amerika alıyor. Arada çok büyük fark var. Çin satamazsa başı belada... Ekonomisini çevirmek için her daim üretmek zorunda. Asıl sorun Çinli şirketlerin borçları... Yaklaşık 3 trilyon dolarlık bir borç söz konusu... Satış olmayınca, krediler ödenemeyince bankacılık sistemi ağır yara alacaktır.

★★★

Bu kargaşada gelişen ülkelerin para birimlerinin tamamına yakını değer kaybederken, bizim Türk Lirası botoks yapılmış surat gibi... Öyle baskılanmış ve kontrol altında tutuluyor ki, kımıldayamıyor!
Dışarıda fırtına var, kapa kapıyı camı, kendi yağınla kavrul politikası... Yabancıya kapıyı açma! Yürümez güzel kardeşim... Senin tasarrufun yok... Çeviremediğin her borç seni bu ortamda daha da sıkıştıracak, düşürdüğün her faiz seni daha da zorlayacak...

★★★

Biz ihracat ile büyümeye çalışırken, rekabetçi kur avantajımızı kaybediyoruz... Ekonomide hiçbir şey düzelmemişken, doları baskılayıp ekonomi iyi algısı yaratmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
İç pazarın canlandırılması mevcut tasarruf oranlarıyla mümkün değilken, başta Avrupa olmak üzere ticaret yaptığımız ülkelerde işler iyi gitmiyor.

★★★

Türkiye’nin dışarıdan gelen paraya ihtiyacı var. Serbest piyasadan koptuğumuz her gün bu ihtimal daha da azalıyor. Maalesef krizi inkâr etmekle hiçbir şey düzelmiyor. İlla yaşayıp görmek mi gerekiyor? Bir Çin atasözünün dediği gibi; “En fazla ileriye giden ok, en çok geriye çekilmiş yaydan çıkar!” Gerin bakalım ok nereye gidecek?
Konu ile ilgili ayrıntılı analizimi seyretmek için YouTube’da Murat Muratoğlu yazın, detaylandırılmış anlatımıma bir bakın!