Batı büyüyor, Çin büyüyor, Hindistan büyüyor, Kore ile Singapur da büyüyor, Türkiye’yi de arkasından sürüklüyordu. Türkiye’nin son 17 yıllık büyüme modeli dünyadaki bu büyümeye vidalanmıştı. Batı büyüyecek, batı merkez bankaları krizleri aşmak için “bol para yaratan” kararlar alacaklar; batı para piyasaları ağzına kadar dolup taşınca; taşan kısımdan bir bölümü “sıcak para” olup bize gelecek, biz çok yüksek faizler ödeyip, dışarıya gelir transfer etmeye güle oynaya razı olacak ve bu sıcak para ile büyüyecektik.
Büyüme modeli buydu.
Görüyorsunuz.
Batı yine büyüyor.
Türkiye ise büzüldü.
Büyüme iflas etti.
ABD Başkanı bir açıklama yaptı. Golan Tepeleri üşüdü. Türkiye neredeyse buz kesti. Bir gece içinde dolar 5.85’i gördü.

★★★

Türkiye’nin döviz rezervi eriyor. Repo ihalesi askıya alındı. Gecelik faiz oranı yüzde 25.50’ye zıplama pozisyonu aldı. Merkez Bankası, piyasalara “örtülü faiz artırımı” ile müdahale etmek zorunda kaldı. Türk vatandaşları içinde para biriktirecek durumda olanların büyük bölümü ellerindeki birikimi “yerli para TL mevduata” yatırmak yerine “döviz mevduatına” kaydırma yolunu seçtiler.
Pazartesi ne olur?
Kimse önünü görmüyor.
Seçim sonunda ne olur?
Onu da kimse bilmiyor.
Türk vatandaşları içinde tuzu kuru olup da para biriktirecek durumda olanlar “mevduatlarını neden Türk Lirası hesapta değil de döviz hesabında tutuyorlar” sorununu analiz etmeye çalışana bile “vatan haini, dış güçlerin adamı” diye hücum edilir oldu.

★★★

17 yıldır yapılan şu:
Yüksek faizle borçlan.
Bol döviz bul.
TL kazançlı işlere yatır.
Bu model iflasta.
Yürümüyor.
Golan Tepesi üzerine karşılıklı demeçler verildi diye Türkiye’de dolar 1 gecede bu yüzden 5.85’e zıplıyor. Çünkü güven tükendi. Türkiye’de insanlar birbirlerine, kurumlarına, yöneticilerine güvenmiyorlar.
Dolara güveniyorlar.
Neden?
Düşünen, merak eden, analiz eden, soru soran, eleştiri getiren düşman ilan edildi.

★★★

17 yıldır izliyorum.
Şu tablo değişmedi:
İktidar, hükümet, bakanlar, başbakanlar bir ağız oluyor, karar alıyor; “Türkiye ekonomisi büyüsün” diye yatırım teşvikleri, ürün geliştirme teşvikleri, ihracat teşvikleri, AR-GE teşvikleri, iç pazar daralmasını açacak ÖTV- KDV indirim teşvikleri, genel teşvikler, ihracat teşvikleri, KOBİ teşvikleri, dış pazar araştırma teşvikleri, fuarlara katılımı özendirme teşvikleri veriyorlar. Akıtıyorlar Hazine kaynaklarını, bu teşviklerin ne sonuç getirdiğini hiç analiz etmiyorlar fakat “başardık... yaptık... halkımız çok memnun” diye övünüyorlar.
17 yıldır!
Dünya kadar teşvik!
Yine dolar bir gecede 5.85’e zıplıyor. Model iflas etti.
Gerçeği görün artık!

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

1 VİP uçak içinde kaç 50 milyon dolar var?


Tank-Palet’i geliştirsin diye Katar’ın vereceği 50 milyon dolara birinci ağızdan övgüler düzülüyor. Hatırlayacaksınız. KATAR Emiri’nden Türkiye Cumhurbaşkanı’na bir VIP uçak hediye edilince Meclis’te soru önergeleri verildi. Bu uçağın kaç milyon dolar olduğu soruldu. Hediye... Hediye... Parası sorulmaz... Denildi... Sonunda VIP uçağın değerinin 400 milyon dolar olduğu yazıldı. 400 milyon doların içinde 8 tane “50 milyon dolar” var. Yani bu büyük bir para değil. Zaten konuşulması gereken 50 milyon dolar değil. Konuşulması gereken neden Altay Tankı’nın yapımının KATAR ortaklı özel sektör BMC firmasına verildiği. ROKETSAN, ASELSAN, TAİ, TANK-PALET hepsi devlet şirketleri ve hepsi “savunma sanayinde kendini ispat etmiş başarılı” şirketler. Bunların hepsinin tecrübesi ve teknolojik bilgi birikimi bir araya getirilip dünya çapında bir savunma sanayi şirketi kurulur, yerli ve milli Altay Tankı’nı da bu devlet şirketi yapabilirdi. Niçin tercih Katar ortaklı özel sektör BMC’den yana yapıldı? Konuşulması gereken 50 milyon dolar değil, tercih... Katar ortaklı BMC’nin ROKESAN’dan, ASELSAN’dan, TAİ’den, TANK-PALET’ten hangi mukayeseli üstünlüğü var?