Ağızlara dil olur.
Dilden dile söylenir.
Kulaklara ses olur.
Kulaktan kulağa dillenir.
Ağızlara dil, kulaklara ses, gözlere bakış olsun diye yola çıkıldı. Çamlıca Tepesi’ne “Minberine asansörle çıkılan caminin” yapımcısı şirketin mimarı anlatmıştı.
Arşivlerde var.
Demişti ki:
“Bakanlık, Çamlıca Tepesi’nde 400 dönümlük araziyi ‘Özel Proje Alanı’ ilan etti. Bu alanın 57 dönümlük bölümü ibadet amaçlı kullanıma açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız caminin yapımıyla, mimarının kim olacağına kadar yakından ilgilendi.
Caminin yapımı bitti.
Yüzde 100 yün, özel dokuma 17 bin metrekare halı dokundu. Camiye bu özel dokuma halılar serildi. Aynı anda 63 bin kişi namaz kılabilecek. Cami 100 milyon dolara mal oldu.
Kubbede altın yazılar var.
Bu yazılar çelik.
Yani metal; nano teknoloji sayesinde çelik altın rengine dönüştürüldü. Kubbeyi çevreleyen yazılar da altın renginde. Evet onlar da altın varak.
Minber 48 basamak.
Asansör yaptık.
İmam minbere rahat çıkacak. Minberine asansörle çıkılan başka cami örneği var mı? Mimar şu cevabı vermişti: Türkiye’de yok. Dünyada var mı, bilmiyorum.”

★★★

Evet bu eski haber.
Yeni haber şu: Çamlıca’da 100 milyon dolara mal olan ve hiçbir masraftan kaçınılmadan bitirilen camiyi yapan şirket iflas etti.
Şirket, büyük borca batmıştı.
Ödeyemiyordu.
Önce konkordato istedi.
Mahkeme talebi inceledi: Sizi konkordato kurtaramaz dedi ve Hedef Yapı adlı şirketin iflasına karar verdi. Minberine asansörle çıkılan caminin halılarını dokuyan Gaziantepli ihracat şampiyonu Avşar Halı da zora düştü o da konkordato istedi.

★★★

Başımıza gelen nedir?
Niye batıyor mübarek camiyi yapan, halısını dokuyan, altın varaklarını konduran şirketler? Büyük camiler şehri İstanbul’da yeni bir 6 minareli, kubbe yazıları altın varaklı, minberine asansörle çıkılan, 100 milyon dolar (520 milyon TL) maliyetli cami yapmaktan Allah hoşnut mu olmadı?
Allah israfı sevmez.
Halk patates ile soğanı bile tane ile almaya başladığı şu gönlerde 100 milyon dolara cami yapmak Allah’ın gücüne mi gitti Allah’ın tokadı mıdır? Yoksa “dış borçla pahalı cami dikme hesapsızlığının” sonucu mu?
Siz bu soruları düşünün.
Ben size tarihten bir not yazayım: İstanbul Eminönü’nde “Yeni Cami” diye bildiğimiz Valide Hatice Turhan Sultan Camii temeli, Evliya Çelebi’ye göre “On Mısır Hazinesi (geliri)” harcanarak atıldığı için bu caminin adına o günlerde halk, “Zulmiyye” diye isim takmıştı. Zulmiyye kelimesi “Adaletsiz, adil olmayan” anlamında kullanmıştı.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Cami imamının mikrofonu da çalınacak mal oldu!


Domatesten sonra cami imamı mikrofonu da çalınacak mallar arasına girdi. İstanbul Fatih’te Ahi Çelebi Camii’ne giren hırsızlar; erkek bölümünden ayakkabı, kadın bölümünden etek ile imamın mikrofonunu çaldılar. Cami cemaatinden İzzet Sarı, “Hırsızlık sürekli oluyor. Ayakkabı hırsızlığına zaten alıştık. Hocanın mikrofonu çalındı. Geçenlerde gece yarısı minarenin kurşunlarını bile çalmaya kalkanlar oldu” diye dikkat çekti, güvelik istedi.