Maksat laf olsun, torba dolsun, görsün herkes; bakanımız çalışıyor!
Arsalar oyuldu.

Kotlar değiştirildi.

Bodrum katı imar ruhsatını delme aracı yapıldı, bodrumlar emsal harici gösterildi.

Fazladan villa.

Fazladan kat.

Fazladan mağaza.

İmar hırsızlığı şahlandı.

Kıyı kanunu delindi.

İlk 50 metre imara açıldı.

Plana aykırı istinat duvarı, plana aykırı dolgu, plana aykırı düzenleme, plana aykırı asansör kulesi yapıldı. Yapı kayıt belgesinde yazılan ile yapılan hiç örtüşmedi. SPA, spor salonu, kafeterya, lokanta kullanıma açıldı. Parayı kaptı inşaat şirketi. Arsa sahibi köşeyi döndü. Ruhsata aracılık eden maneviyatçı, muhterem kişi sayıldı.

Yapı denetimi yapılmadı.

Ruhsat planlara uymadı.

Ruhsat eki, projelere çalım attı. Rant yiyici yeni zengin sınıf, belediyede, bakanlıkta yandaş vakıflara ve iktidar medyasının havuzuna fon akıtan itibarlı kişiler haline geldi.

Plan notlarıyla oynandı.

Emsal 2’den 7’ye çıkartıldı.

Siluetler bozuldu.

Daha neler, neler!

Seyretti belediyeler!

İzledi bakanlıklar.

Göz yumdu otorite!

★★★

Çevre Şehircilik Bakanlığı çalışmaya Bodrum’dan başlamış. Kaçak avına çıkacakmış. Bodrum’daki kaçak, imara aykırı, projeye uymayan yapıları tek tek tespit etmiş, yıkacakmış.

Sıra İstanbul’a gelecekmiş.

Her seçim öncesi!

İmar afları çıktı.

Beton içinde boğuldu Türkiye, yapı rantına son nefesini verdi İstanbul! Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “kaçak inşaat avcılığı yapacağız” sözünde samimiyse İstanbul’un 7 şiddetinde depremi beklemesine gerek yok.

Yerle bir olması gerekir.

Son 25 yılda imar planlarını ve yapı ruhsatlarını delerek ve belediyelerin imar yetkilerini ellerinden alıp Ankara’yı ruhsat dağıtıcı hale getirerek; rant zenginliğinin nasıl peydahlatıldığını bizim gazete SÖZCÜ’nün konut ve kent yazarı İsmail Şahin, 7 yıldır eğilmeden, bükülmeden, yılmadan yazdı.

★★★

İsmail Şahin!

Proje aşamasındayken!

Çivi çakılmamışken!

Şantiye kurulmamışken!

İsim, isim vererek.

Firma, firma belirterek.

Uyaran haberler yaptı.

Hepsi arşivde duruyor.

Zorlu Center’ın 232 bin metrekare inşaat izni vardı. Kot farkı ve emsal fazlası oyunuyla 615 bin metrekare inşaat dikildi. Dubai Şeyhi Raşid el Maktum’un şirketi Emaar Square’in Çamlıca’da 198 bin metre kare inşaat izni vardı, 800 bin metrekare inşaat dikildi. 42 Maslak Sarıyer’de 77 bin metrekare inşaat izni vardı, 250 bin metrekare inşaat dikildi. Çiftçi Towers, Zincirlikuyu’da 59 bin metre kare inşaat izni vardı, 315 bin metrekare inşaat dikildi. Skyland İstanbul, 138 bin metrekare inşaat izni vardı, 666 bin metre kare inşaat dikildi. Metropol İstanbul, 470 bin metrekare inşaat izni vardı,700 bin metrekare inşaat dikildi. Rönesans Maltepe, 2.5 emsali bulunan 30 bin metre karelik araziye 163 bin metre kare inşaat yaptı.

★★★

Bunun gibi yüzlerce örnek var. Benim köşemin hacmi bunları tek tek sıralamaya yetmez.

Gerek de yok.

Şehircilik Bakanlığı,
“kaçak yapı temizliğine” gerçekten başlayabilirse İstanbul yıktıkça güzelleşen bir kent olur.

Bakanlık samimiyse!

Topkapı Sarayı’nın duvarları ile Ayasofya’nın kubbesinin baktığı eski Osmanlı nakkaşhanesi kalıntıları üzerine dikilen ve yerel mahkeme ile yüksek mahkemenin yıkılması kararı verdiği kaçak otel ek inşaatından başlasın. 7 yıldır ek otel inşaatı enkaz halinde pejmürde bir pantolon gibi bu tarihi dokuda duruyor. İstanbul siluetini bozan 16/9 adlı o çirkin cam kaplama gökdelenlerin üst katları da 7 yıldır tıraşlanmadı. İnşaat sektörünün zirveye çıktığı Türkiye’de bu 150 bin metrekare kaçak tıraşı yapacak firma bulanamadı! Ayrıca tıraş parasını da devlet bir türlü denkleştiremedi.

Bakanımız!

Tıraştan başlasa!

İbret belgesi olur!