Sözleri eğmeyelim. Kelimeleri bükmeyelim. Netleştirelim. Göründüğü gibi değil. Orada Türk Ordusu’nun askerleri vardı. Sınırımızdan 88 kilometre uzaklıkta Suriye topraklarında “Morik” denilen “9 No’lu Gözlem Noktası’nda” nöbetteydiler.
Kaç Mehmetçik?
Sayısını bilmiyorum.
Ama yardım istediklerini haberlerden hepimiz duyduk; “kuşatıldık bize desteğe gelin” dediler.
Etrafları sarılmıştı.
Onlara yardıma giden Türk konvoyu, savaş uçaklarınca tarandı. Kimi haberlere göre Rus savaş uçakları yardıma giden Türk konvoyunu vurdu, resmi açıklamaya göre ise vuran Suriye uçaklarıydı.
Biz ne yaptık?
Vuranı vurmalıydık.

★★★

Rusya’dan 4 adet S-400 bataryasını 2.5 milyar dolar ödeyerek almıştık; “alışveriş dış politikasının” işlemediğini çok çabuk gördük. Rusya Devlet Başkanı Putin, Türk askeri konvoyuna Suriye ordusu tarafından yapılan hava saldırısından sonra, “Rusya, İdlib’deki teröristlere karşı Suriye ordusunun yanındadır” açıklamasını yaptı.
Putin ne demek istiyor?
İdlib’de ellerinde ağır silahları olan Taliban uzantısı guruplar vardı. Rusya- Türkiye-İran devlet başkanları Soçi’de toplanmış, bir anlaşma yapmışlardı. Anlaşmaya göre Türk Ordusu İdlib’i bu silahlı guruplardan temizleyecekti. Böylece Idlib’e huzur gelecek ve oradan  3.5 milyon insanın savaş korkusuyla Türkiye’ye göç etmesi ihtimali de ortadan kalkacaktı.
Zaman akıp geçti.
Süre doldu.
Sözümüzü tutamadık.
Temizleyemedik.
Putin şimdi sözümüzü hatırlatıyor, Türk askeri konvoyunu vuran Esad ordusunun arkasında durmaya devam edeceğini çünkü o Taliban uzantısı gurupları Suriye ordusunun temizlediğini yüzümüze karşı açıklıyordu.

★★★

9 No’lu Gözlem Noktası’ndaki askerlerimizi çekmemizi istiyorlar. Bu Mehmetçikler, köpek balıklarıyla sarılmış bir adada yardım bekleyen insanlar durumundalar.
Askerimiz yardıma gidiyordu.
Konvoyumuza ateş edildi.
Rus müttefikimizden çözüm istedik. Rus lideri Putin, “Ben Esad’ın yanındayım” dedi. Soçi mutabakatı böyle çöktü. Tam bu sırada Türkiye,  Suriye’nin güneydoğusunda ABD ile birlikte “güvenli bölge kurma” görüşmeleri başlattı. Suriye ise arkasında Rusya, bu güvenli bölgeye itiraz etti. Hem ABD’yi ve hem de Rusya’yı elimde tutayım planında yolun sonu göründü.
Sözleri eğmeyelim.
Kelimeleri bükmeyelim.
Kaç Mehmetçik!
Yardım istedi.
Yardıma giderken vurulduk.
Çözümü Rusya’dan istiyoruz. ABD ile de “güvenli bölge” görüşüyoruz. Suriye bataklığı üstümüze gelmeye başladı.
Zor, çok zor!

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Sayın Sivil Havacılık Müdürümüz bize gerçeği söyle!


“Alo Ormanda yangın var” ihbarı geldiği anda havalanacak ve ateş daha bir hektarlık bölümde ilerlemeden onu söndürecek uçaklarımız ve uçakları beceriyle kullanacak yetişmiş pilotlarımız var mı, yok mu? Orman Bakanı, 6 uçak var. 3’ü hurda, diğer üçü de yağ akıtıyor, onlara güvenemem demekte ve THK yöneticileri de “Bakan yalan söylüyor, uçaklar yangına anında ulaşacak Hızır gibiler... Yandaş firmaları kollamak için gerçeği saptırıyor” iddiasındalar. Kim doğru söylüyor? Bu uçakların durumunu en net Sivil Havacılık Genel Müdürü bilir. Çünkü Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün teknik bilgisinin onay vermesiyle uçabiliyor ya da uçamıyorlar. Sayın Müdürümüz lütfen basın toplantısı yap, gerçeği açıkla, vatanımıza iyilik etmiş olursun.