En son umut ölür. Bizim ülkemiz aşar bu kışkırtmayı, üstesinden gelir bu nefretin, şöhretin, servetin, gazabın.
Biz bozarız oyunu.
Yeter ki doğruyu görelim.
Kendi aklımızla düşünelim.
Aşarız.
Aşacağız.
Bu kışkırtmada Osman!
Nokta bile değil.
Bir küçük virgül.
Bir zavallı vesile.
Eline kızgın demir verilmiş Osman, muhalefet partisi liderini şehit cenazesinde yumrukladı. O gün orada “binlerce gözü dönmüş Osman” linç etmek için toplanmışlardı. Muhtemelen oyun Suriye’de, Libya’da olduğu gibi Türkiye’de de kardeşi kardeşe vuruşturmak üzerine kurulmuştu.
Parti üyesiydi Osman.
Serbest bırakıldı.
Yumruk atan eli!
Öpülesi el yapıldı.

★★★

İki ülke.
İki kışkırtma.
İkisi birbirinden farklı ve lider davranışı açısından bakınca da arada “uçurum” var: Yeni Zelanda’da eline makineli tüfek verilmiş biri, Müslümanlar Cuma namazı kılarken camiyi bastı. Katliam yaptı. 49 kişi hayatını yitirdi. Yeni Zelanda’nın Başbakanı Jacinda Ardern, anında ve saniye geçirmeden başına türban örttü, katliamın yapıldığı camiye ülkenin Müslüman göçmenlerinin yanına koştu.
Alçak gönüllü.
Merhametli.
Sevgi dolu.
Empati yaptı.
Sarıldı Müslümanlara.
Ve “Yeni Zelanda bizim evimiz. Hepimiz bir aileyiz” diye devam etti.
Başbakan Ardern!
Örnek oldu.
Yeni Zelandalı Hıristiyanlar da camiye yanına koşup Müslümanlara sarıldılar, acılarını paylaştılar.
Dünya saygı duydu.

★★★

Türkiye’de tersi oldu.
Eline kızgın demir verilmiş binlerce Osman, şehit cenazesine “acı paylaşmaya gelmiş” Kılıçdaroğlu’nu linç etmeye kalkınca Türkiye’nin lideri, Yeni Zelanda liderinin yaptığı gibi kibri sıfırlamadı, hamaseti kazımadı, suyu kızgın demire dökecek fırsat çıkmıştı, empati yapmadı, Kılıçdaroğlu’nun evine “geçmiş olsun” demeye, kucaklaşıp fotoğraf çektirmeye gitmedi. “Türkiye hepimizin evidir, bu evi yakarsak hepimiz kavruluruz” demedi.
Niçin demedi?
Eline kızgın demir verilmiş Osman, cesaret buldu ve “Ankara’daki büyüklerimin ellerinden öperim” diye selam gönderdi.
Selamında biat vardı.
“Büyüklerimin ellerinden öperim” deyişinde güce itaat vardı.

★★★

İki ülke.
Bir kıyaslama.
Uluslararası Barış Enstitüsü, her yıl “Küresel Barış Endeksi” yapıp yayınlıyor. En huzurlu ülkeden başlayıp huzursuz ülkelere doğru sıralıyor. Bu endeksi hazırlarken; emniyet, toplumsal güvenlik, iç çatışmalar, temel insani ihtiyaçlar, refah düzeyi, sürdürebilir ekosistem, bilgiye ve internete ulaşım, iletişim özgürlüğü, hoşgörü, fırsat eşitliği, bireysel hak ve özgürlükler, eğitime katılım, dini ve etnik hoşgörü  gibi kriterleri baz alıyor. 2008 yılından 2019 yılına kadar Yeni Zelanda, 163 ülke arasında “Dünyada yaşanabilecek en huzurlu ve en güvenli ülkeler” arasında hep birinci ya da ikinci sırada yer alıyor. Bu endekste Türkiye, 163 ülke içinde 149’uncu sırada huzursuz ve güvensizler basamağında duruyor.

★★★

23 Nisan günüydü.
O çocuk TV ekranından “Hayalim Almanya’da Köln Üniversitesi’nde tıp okumak ve Alman vatandaşı olmak” demişti. 23 Nisan gününden bir gün önce ana muhalefet partisi lideri eline kızgın demir verilmiş binlerce gözü dönmüş Osman’ın “lincine” uğramıştı. Osman, eli öpülesi ilan edildi.
Yeter ki, gerçeği görelim.
Kendi aklımızla düşünelim.
Biz bu oyunu bozarız!
Bozacağız!