Bravo!

Çekme garantisi!

İttirme güvencesi!

İkisi de işledi.

PYD- PKK-YPG- SDG’yi Türkiye Suriye sınırının 120 kilometrelik bölümünden 30 kilometre öteye ABD’nin çekmesi garantisi alındı.

120 saat istediler.

120 saat doldu.

Dün “Çektik” dediler.

Savunma Bakanlığı da “çektik dediler” diye açıklama yaptı.

İnandı.

İnanmak işine geldi.

Yarın çekemedikleri görülürse “bu muydu sözün ABD...” deme hakkı doğacak!

★★★

PYD-PKK-YPG- SDG’yi Türkiye-Suriye sınırının 440-120= 320 kilometrelik bölümünden ise 30 kilometre öteye ittirme güvencesini Rusya verdi.

150 saat istediler.

150 saat dolunca bu 320 kilometrenin 10 kilometre derinliğinde Türk ve Rus askeri güçleri ortak devriye gezecekler, derinliğin kalan bölümünde ise Rus askerleri ile Suriye Sınır Muhafızları (Yani Esad Ordusu’nun askerleri) devriye yapacaklar.

Sınırımız güvende.

Nitekim dün Rusya sözcüsü SDG- YPG-PYD-PKK’ya hitaben “Efendi olun.. Adam olun... Dediğimiz yere çekilin... Türkiye’yi kızdırmayın... Hepinizi ezer geçer...” diye tercüme edilebilecek cümleleri söyledi.

Dünya duysun istedi!

★★★

Özetle PKK-PYD-YPG-SDG, sınırımızdan 30 kilometre öteye ittirilerek ve çekilerek ABD, AB ve Rusya tarafından yine koruma altına alınmış oluyorlar.

Sonuçta!

Naylon bir çekilme!

Suriye’nin petrol bölgesinde yine var olmaya devam edecekler.

Varsın olsun!

Ben gazete yazarıyım.

Terörü asla savunmam.

Fakat nefreti de çoğaltamam.

Kini keskinleştirmem.

Barış isterim.

Süper güçlerin 200 yıldır “vekalet savaşı çıkartarak” bataklığa dönüştürdükleri coğrafyamızın; nefret-bölünme-vuruşma- savaş- düşmanlık- ölüm-yıkım- göçe zorlama- sığınma toprakları olmaktan çıkmasını, Türkiye’nin tüm komşularıyla dostluğunu çoğaltılmasını savunurum. Zaten açıklamalara göre de Türkiye’nin hedefi “güvenli bölge- mavi vatan- mavi kuşak” kurmaktı. Verilen sözlere ve bugünkü tabloya göre (yarın ne olur bilmiyoruz, göreceğiz) Türk ordusunun kontrolünde sınırımız boyunca bir güvenli bölge sağlanmış görünüyor.

★★★

Öte yandan Rusların akıl etmesiyle de olsa 1998 yılında Hafız Esad Suriye’nin başındayken yani bugün Tayyip Erdoğan’ın “zalim- katil Esed” dediği Beşar Esad’ın babası sağken imzalanan Adana Mutabakatı da güncellendi. Böylece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Suriye lideri Beşar Esad, “el sıkışmış” oldular. Türk Ordusu, Esad’ın ordusunun yapması gereken temizliği sınırımızda yaparak Erdoğan’ın, Esad’a kalaylı bakır tepsi üstünde lezzetli bir Adana kebabı sunmasına benzer bir örtülü barışmanın yolunu açmış oldu.

Yani!

Suriye bölünmez.

Erdoğan, Esad’a “Şam’da bize fetih namazı nasip olmadı ama İstanbul’da birlikte şükür namazı kılabiliriz” demiş oldu.

Bu da iyi bir sonuç!

Türkiye’nin bataklığa girip şehit vermesini istemeyen akıllı, bilgili insanlar ile muhalefet partileri de zaten sürekli olarak “Esad ile görüş... Esad ile görüş....” diye akıl veriyorlardı, onların dediği de oldu.

★★★

Türkiye’ye sığınmış 3.5 milyon Suriyelinin güvenli bölge üzerinden ülkelerine dönmelerinin imkanı doğdu. Türk askerinin de Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağladıktan sonra ülkeye sınırların içine çekilmesinin yolu da açıldı.

Yani!

Evli evine!

Köylü köyüne!

Aynı 8 yıl önceki günlerde olduğu gibi... ABD’nin çiçeklendirdiği Arap Baharı sonucu Suriye’de iç savaş çıkmadan önce köylü köyünde, evli evindeydi. Arap baharının Suriye’de iç savaş yangını çıkarttığında elinde benzin bidonları ile koşanlara ders olsun!