Bu kuyruklar!
Yeni bir tür köleliği kabullenme göstergesidir. Ucuz patates-soğan-domates kuyruğuna girenler; “ne yapalım, başka çaremiz yok, kuyrukları sevmesek de uzatacağız ve ucuza aldık diye sevineceğiz” duygusuna esir oldular. Özgür vatandaşlık, kuyruklar altında ezildi, eritildi.
Kör olası kuyruklar!
Öğrenilmiş çaresizliktir.
Yeni kölelik statüsüdür.
Kuyruktan ucuz patates alarak özgür ve gelişmiş vatandaş olamayız, olunamaz.
İki ayyaş diyorlardı.
İki ayyaş dediklerinin kurduğu Cumhuriyet, kuyrukları, yoklukları kaldırdı. Köylülüğü çiftçiliğe dönüştürürken özgür, demokrat, eğitimli vatandaş olabilmenin yolunu açtı.

★★★

Ben dün gittim.
İstanbul Aksaray’da Metro girişinde kurulmuş devlet kamyon manavı önünde gözlemledim. Siz gazetedeki fotoğraflarına bakın.
Başı eğik.
Özgüveni düşük.
Hem içerden.
Hem dışardan.
Hırpalanan insanların, demir barikatlar arkasında polis ve zabıta gözetiminde kuyruk olmuş çaresiz halini göreceksiniz.
İçeriden hırpalanıyor:
Çünkü gelirine göre yine de pahalı olan fakat kartelleşmiş marketlere göre ucuz sayılan devletin (belediyenin) patates kuyruğunda yer bulabilmiş olmayı şanslı sayıyor.
Dışardan hırpalanıyor:
Çünkü yarı hissesini İtalyanlara satmış bir özel Türk bankası, dolar bazında yüzde 13. 5 faizle “sermaye artırma benzeri tahvil” çıkardığı günlerde vatandaş ithal soğan kamyonu önünde kuyruklu statüye köle oldu ve bu tabloyu yaratanlar, “Japonya’dan yeni borçlar bulacağız...” diyerek (!) alkış bekliyor.

★★★

17 yıl hep şunu dediler.
Batı bize düşman.
17 yıl bitti:
Ülkenin özel sektör bankası, batıdan yüzde 13. 5 faizli taze para bulma kuyruğunda, ülkenin maliye bakanı Japonya’dan (Japonya’da batıdır) yeni borç isteme kuyruğunda. Evin hanımı 4 saat bekleyerek devletin ucuz patates (Halk Sebze) kuyruğunda ve evin işsiz babası 8 saat ayakta dikilerek devletin işsizlere kura ile geçici iş vereceği (İŞKUR) iş arayanlar kuyruğunda. 17 yılın sonunda Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın yetkileri “Tek Kişide” toplandı, bütün ülkenin bütün kurumları tek kişinin ağzına bakma kuyruğunda. Kartelci parti tipi yaratıldı, kartelci marketçilik teşvik gördü, devletin karlı fabrikaları özelleşti, dış borçla (sürekli cari açıkla) büyüme modeli sonunda ülke tarımı da dışa bağımlı pahalıya üreten hale geldi ve arkası devletçi kuyruk peydahlatma belediyeciliği oldu.
Kör olası kuyruklar!
Öğrenilmiş çaresizlik!

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Ucuzsa vardır bir hikmeti!


Gazeteci kökenli eski Milletvekili Barış Yarkadaş şu bilgiyi paylaştı: “Mersin Aydıncık Hali’ni aradım. İBB Tanzim Satış Çadırı için iki TIR salata sarılmış. Toplam 40 ton salata şu an İstanbul yolunda... İBB, salatanın kilosunu Aydıncık Hali’nden 4 TL’ye satın almış. Buna 50 kuruş da nakliye masrafı biniyor. Salata böylece 4.5 TL oluyor. İBB, Aydıncık’tan 4.5 TL’ye mal ettiği salatayı, tezgahta 4 TL’ye satıyor. Ve böylece kilo başına 50 kuruş zarar ediyor. Dün İstanbul’a 18 TIR sebze meyve aracı geldi. Bu 360 ton sebze meyvenin İstanbul’a geldiğini gösteriyor. Demek ki; İBB dün her ürünün kilosunu ortalama 50 kuruş zararla sattı. 360 ton sebze meyvenin kilo başına 50 kuruş zararla satılması her gün ortalama 200 BİN TL zarar yazacak.”
Zarar vergiyle kapanacak.
Vergi vatandaştan alınır.
Devletin parası yoktur.