Ankara Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş mal varlığını açıkladı. Kendinin neyi var, eşi nelere sahip, özel işyeri kurmuş iki kızının bindiği lüks marka otomobiller, nasıl kazanılmış? Açıkladığına göre “nasıl kazanıldı” sorusuna da verecek cevabı olmalı.
İyi bir örnek.
Seçmen kuru laf değil, özlenen davranış görmek istiyor. Muhalefetin İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Bursa ve diğer büyükşehir belediye başkanı adayları Mansur Yavaş’ı örnek alarak mal- mülk-servet varlıklarını meydanda, TV ekranında hep birlikte el ele açıklasalar. Su gibi cam gibi saydam olabilme havası Türkiye’yi sarsa!
Dürüstlük rüzgarı patlasa!
Mal varlığı açıklamak, “Belediye başkanı olmak için sizden oy istiyorum ama belediye başkanlığını, kendimi ve etrafımı zenginleşme aracı yapmaya gelmiyorum. Size dürüstlük sözü veriyorum. Belediye bütçesinin bir kuruşunu bile israf etmeyeceğim, hakkı olmayanlara, hak etmeyenlere yedirmeyeceğim” demektir.
Tek kalmazsa iyi olur!
Özlenen fark doğar!
Böylelikle iktidar partisinin belediye başkanı adaylarını da “mal-mülk-servet birikimlerini” açıklamaya ve “nasıl-nereden bulduklarını” anlatmaya zorlar.

★★★

Son 25 yıldır kent yönetimi soygun üretme makinesine dönüştü. Özellikle büyük kentleri yönetmek; bir avuç politikacı ve yanında bir avuç yandaş yeni zengin, müteahhit, şehir rantçısı, belediye ihalesi kapıp kaçıcısının “haram yeme sofrası”haline geldi. İktidar partisi ve cephesinin yeni belediye başkanı adayları içinde seçim konuşması yaparken; “Şeker fabrikasına işçi alınacaksa biz aldırırız. Belediyeye işçi alınacaksa biz aldırırız. Emniyete polis alınacaksa biz aldırırız. Üniversiteye rektör alınacaksa biz aldırırız” diyen söz ve davranışları öne çıktı.
Verdiği söze bak!
Biz aldırırız.
Sen kimsin?
Belediye babanın malı mı?
Kimliğinin altı da boş, tornadan çıkmış gibi aynı yüz, aynı el, aynı beden hareketi içindeler. Hepsi tek kişiyi örnek almışlar. Ona benzemeye çalışıyorlar. Liderin büyük boy fotoğrafındaki gibi sağ ellerini kalp bölgesine koymuşlar. Boyunlarına kaşkol atmış; iki ucunda benzemek istedikleri liderin baskı resimleri. Sanki şehri kendi değil lider yönetecek algısı yaratıyorlar.
Türkiye bu tablodan bıktı.

★★★

Ben hissediyorum.
Türkiye özledi.
Hasretini çekiyor.
Ankara Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’ın sergilediği davranış modelinin bütün muhalefet başkan adaylarına da bulaşarak; “Başkanlığım sırasında param ve malım artmayacak. Yakınlarım, akrabalarım, yiyiciler, belediye binası kapısından adımlarını bile atamayacaklar” rüzgarını estirmeleri harika olur.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Belediyelere CEO değil Başkan seçeceğiz!


TKP de seçimlere giriyor. Bu partinin Basın-İletişim bürosundan; “şehirlere CEO değil başkan seçeceğiz” açıklaması geldi. Diyorlar ki; “Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, baklayı ağzından çıkardı. İzmir’de verdiği demeçte “İzmir kocaman bir şirket, asılında biz şehre bir CEO seçiyoruz, başkan adayımız hem çok iyi bir iş adamı, hem parayı yönetmeyi biliyor” dedi. Kendisini düzen partilerinin kente ve belediyelere bakınışı mükemmel bir şekilde ifade etmesinden dolayı kutluyoruz. Oysa kentler şirketlerin kâr oranlarının yükseltilmesinin yönetileceği yerler değildir. Belediyeler emekçi halkın refahını yükseltmek ve daha iyi yaşamasını sağlamak için vardır. Belediye başkanı CEO değil, örgütlü bir halkın seçtiği ve bu örgütlülüğü harekete geçirme yetenekleri olan biridir.”