Ağır ekonomik kriz.
Ayrıştırıcı acı dil.
Bitişi bu ikisi hazırladı.
Dün Kütahya’nın Simav ilçesinde halk pazarında tartıya koyup kilo fiyatına bölünce “1 tek hurmanın fiyatının 1 TL 76 kuruşa geldiğini” gördüler. Tekirdağ’ın Saray ilçesinde de dün pazarda limonun kilosu 7 TL yazıyordu. Kameralara bir kadının 10 limonu poşete koyduktan sonra parasını ödemeden sağa sola kimse gördü mü diye bakınarak gölge hızıyla kaçtığı yansıdı.
Dün açıklandı.
Tüfe: Yüzde 19. 50
Üfe: Yüzde 30.2
1 Dolar: 5. 97 TL.
Dolar enflasyonu azdırıyor.
Azan enflasyon halkı yakıyor.
Dün 1 Dolar:
5.97 TL yazıyordu.
★★★
Gübre dolara bağımlı.
Zirai ilaç dolara bağımlı.
Tohum dolara bağımlı.
Buğday taban fiyatını enflasyonun üstünde artırsan bile dolardaki artış gübre, ilaç ve tohumu fırlattığı için çiftçi yine zararda. Amerikan Doları’na bağımlı ekonomi “ithal buğdaya bağımlı” yapı yarattı. Türkiye stratejik ürün sayılan buğdayda da “dışa bağımlı” hale geldi. 2015 yılında 22 milyon ton olan buğday üretimi 2018’de 20 milyon tona indi. Çiftçi zararın üretmemek için üretimi bırakıyor. Bu çıkmazdan ancak “döviz fazlası veren ülke olarak” kurtulacağımızı ilan etmelerine rağmen “bunu nasıl ve ne zaman, hangi modelle yapacaklarını” söyleyemiyorlar.
Model yok!
Tükenmişlik var.
★★★
Taze dolar bulabilmek için “elde kalan son gümüşlerden (devlet malı) Milli Piyango’nun işletme hakkını 10 yıllığına satmak için “yabancı küresel piyango oynatma dev şirketleriyle” görüşüyorlar.
Milli Tank-Palet gitti.
Milli Piyango’da gider.
Elde tükenmişlik kaldı.
Neredeyse Türkiye’nin bugün gizlisi-açığı- umudunu yitirmiş olanı dahil 20 milyon işsizi var.
Ekonomi dibe indi.
Üretim azaldı.
Paylaşım çok bozuldu.
Kişi başına milli gelir.
2017’de:
10 bin 600 Dolar’dı.
2018’de:
9 bin 600 dolara indi.
2019’da:
8 bin Dolara inecek.
En az kazananla ile en çok kazanan arasındaki gelir farkı 8 kat büyüdü. Bu “tükenmişlik tablosuna” ülkeyi getirdikleri için İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya iktidar ittifakına hayır dedi.
★★★
Gönüllere girmek için meydan kürsüsünden işsiz vatandaşına “çay paketi atanlar” için İstanbul’da seçim yenilense bile oyları bu kez yüzde 25’i zor bulur.
KALEMİN GÖR DEDİĞİ
Çamlıca Camii!
Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevket Eygi, gözle görülür biçimde süslenen, pahalı ithal marka otomobiller kullanan, hızla zenginleşenler için “süslü Müslümanlar” anlamında “Süslüman” deyimini üretmişti. Çamlıca Camii de dünyanın “en süslü camisi” olarak ve zamanın ruhuna uygun düşürülerek dün resmen açıldı. Dünyada minberine asansörle çıkılan tek örnek olan Çamlıca Camii, 70 milyon dolara biter diye planlanmıştı ama 110 milyon dolara mal oldu. İnşaatını yapan firmalardan bazıları parasal sıkıntı yaşadı, bazıları konkordato ila etti. Türkiye’nin çok ciddi bir ekonomik krizden geçtiği bir dönemde yerleşim yerlerinden uzak bu büyüklükte bir camiye ihtiyaç var mıydı? Zamanla anlayacağız.
