Üniversite okumuş insan sayısı parmakla sayılacak kadar azdı. O yıllarda köyde yaşayanların çoğunlukta olması kentlerde “nişan- rütbe- mevki- makam” sahibi olmayı tek hedef haline getiriyor “Türkiye namerde muhtaç olmadan (dış borç dilenmeden) kendine yeterli bir ekonomi kurmalı” diyenler azınlıkta kalıyordu.
Ne yapmalı?
Öncüler bulmalı.
Yol göstericiler.
Örnek olucular.
Söz gelimi şu Kütahya-Eskişehir arasında uzayıp giden toprağın altında milyarlarca ton manyezit madeni yatmaktaydı. Avusturya şirketi, manyezit yatağının üstünde tek başına oturmuş, madenin en kolay çıkartılabilir tabakasını kepçeleyip yurt dışına çok ucuza, tonu 130 dolara satıyordu. Kütahya manyeziti Avrupa’da işleniyor,  Türkiye’de yeni kurulmuş yüksek fırın kullanan cam, demir-çelik, çimento, metal-makine fabrikalarına üç-dört kat yüksek döviz karışılığı geri satılıyordu. Türkiye, kendi manyezitiyle ütülüyordu.

★★★

Onlar birkaç kişiydiler.
Birkaç maden mühendisi.
İTÜ’de okumuşlardı.
Sevdaları “yurt madenciliğini geliştirmek” üzerineydi. Bir devlet ve halk ortaklığı şirketi olarak doğan KÜMAŞ’ın kurucu genel müdürlüğü görevini “sevdalı mühendis” üzerine almıştı. Gençti. Ülkenin kalkınma sorununa daha çarpıcı hamleyle sarılmak onu heyecanlandırıyordu. Çalışmak, sevmek ve bilmek üçlüsünden kendine rehber edinmişti. Günde 20 saat çalışıyordu. En az masrafla, en yüksek verimi almak üzerine gecesini gündüzüne katmaktaydı.
Önce 40 kuyu açıldı.
Doğal manyezit cevheri taşından, toprağından, kilinden, sapağından temizlendi. Manyeziti işleyip dışarıya satmak, Avusturya şirketinin yaptığını aşmak hedefi koydu.
Yüksek fırın gerekliydi.
2000 derecelik fırın.
Doğal manyezit ancak 2000 derecede zinter manyezite dönüşebiliyor ve yüksek katma değere o zaman ulaşıyordu. Türkiye ise o yıllarda yüksek fırın yapamıyordu. Sevdalı mühendise göre bir diriliş mutlaka olmalıydı. 2 yüksek fırın ithal edildi. Diğer 2 yüksek fırını yüzde 100 yerli yapıp, işletmeye aldıkları gün sevinçten uçacak gibiydi.
Yıl 1972’ydi.

★★★

O tarihte Kütahya gibi kırsal ağırlıklı bir Orta Anadolu kentinde KÜMAŞ’ın 4 fırını 500 işçi çalıştıran kalkınma hamlesine dönüşmüştü. İlk Rusya, İran, Romanya, Polonya, İtalya’ya işlenmiş manyezit satışını KÜMAŞ başlattı. Avusturyalı firmanın Kütahya manyeziti üzerindeki tekelciliği kırılmıştı.
1981 yılına gelindi.
Üretim 72 bin tondu.
İhracat 15 milyon dolar.
1982 yılına geçildi.
Üretim 82 bin tona çıktı.
İhracat 25 milyon doları buldu. KÜMAŞ, bu miktar ihracatı ile o yıllarda Türkiye dış satımının en büyük sekizinci firması oldu. Ve bir üretim hamlesi daha yapıp ham maddeden başlayarak, sinter manyezit, sinter dolomit, monolitik ürünler ve bazik tuğlalar üreten yerli ve milli entegre fabrikanın sahibi oldu. Yurt kalkınmasına sevdalı mühendis çok mutluydu!
Öncü olmuştu.
Yol gösterici.
Adı Tuğrul Erkin’di.
Türküm.
Doğruyum.
Çalışkanım.
Neslindendi.
Hayata pencerelerini kapadı.
Yurt madenciliğini geliştirmeye sevdalı arkadaşları dün onu Süleymaniye Camii’nden toprağa uğurladılar.

★★★

Kalkınmaya Sevdalı Mühendis Tuğrul Erkin’in genel müdürlüğü bırakmasından sonra devlet şirketi KÜMAŞ, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile 108.1 milyon dolara özel sektöre satıldı. Bir iki el değiştirdi ve son Türk sahibi KÜMAŞ’ı Avusturyalı şirkete sattı.