Yeni ihtiyaçlar, yeni durumlar doğurur. Yeni durumlar da yeni eylem biçimlerini. Yeni bir durum çıktı. Ülkemizin sınırında, yanı başımızda büyük timsahlar, küçük timsahlar ve yavru timsahlar bizi gözlemeye başladı.
Büyük timsahlar:
ABD, Rusya, AB.
Küçük Timsahlar:
İsrail, İran, Mısır.
Suudi Arabistan.
Yavru timsahlar:
IŞİD, PKK, PYD, YPG, ÖSO, Hizbullah, El Nusra, El Kaide, Ahraru’ş Şam ve diğerleri.
7 yıl bitti.
8 yıla girdik.
Suriye perişan oldu.
Suriye halkı acılar çekti.
Biz şunları gördük:
Büyük timsahlar, yavru timsahları da yemleyip saldırtarak; bölünüp küçülmüş ve ordusu zayıflatılmış, ekonomik çıkarlarını koruyamayan “bağımlı bir Türkiye” kurguladı. Ortadoğu’nun yeni haritası yıllar ötesinden beri “küçülmüş Türkiye, bölünmüş Irak, parçalanmış Suriye, ikiye çatlatılmış İran” hesabı üzerine yapılıyordu. Türkiye suya girerek bu oyunu kendi açısından bozmak için “Fırat Kalkanı”ndan sonra “Zeytin Dalı” harekatını yapmak zorunda kaldı.
Şehitler verdik.
Oyunu bozduk.
Beklemeye geçtik.
Biz beklerken; büyük timsahlar bizi gözetime aldılar. Türkiye ne yapacak? Büyük timsahlar Türkiye’yi safına çekmek için “hem havuç hem sopa” göstermeye başladılar. Uçak düşürme krizi, füze satma krizi, ekonomiyi vurma krizi yaşadık...

★★★

Ortadoğu bataklığında büyük timsah ABD, diğer iri timsah Rusya’ya dişini gösterir gibi yapıyor, bir ileri hamle yapıp, bir geri çekiliyor. Yavru timsah Esad’ı korumasına almış Rusya’ya karşı Ortadoğu’da büyük savaş ilan edecekmiş belirtileri gösteriyor, sonra da sakinleşiyor. Bir gün şahinleşiyor, ertesi gün yanıt alınca yumuşuyor. Bir sonraki gün Akdeniz’e yeni savaş gemisi gönderiyor.
Bir yalan vardı.
Bu yalan hep ısıtıldı.
Yalan hep tekrarlandı:
Kimyasal silah kullandı.
Saddam’ı vuralım.
Kimyasal silah kullandı.
Suriye’de Esad’ı vuralım.
Büyük timsahlar ABD, İngiltere ve Fransa “en iyi Ortadoğu, bölünmüş, parçalanmış, sürekli yıkım yaşamaya vidalanmış coğrafyadır...” planlaması yaptılar.

★★★

Ortadoğu’ya ölümcül silahları, üstün parasal, teknolojik, diplomatik, gizli istihbarat güçleri, şeytanı ve yıkıcı planlarıyla gelen ABD, İngiltere ve Fransa’ya karşı Rusya, kendi yavru timsahları Esad ile İran’ı yedirmeyeceğine göre bugün olmasa da yarın, yarın olmasa da yakın bir gelecekte “batı (ABD-AB) ile doğunun (Rusya-Çin) kapışması” sürecek gibi görünüyor.
Biz ne yapabiliriz?
İki timsah arasında kaldık.
Suriye bütünlük bulsa!
Biz de rahatlayacağız.
Bölgeyi yakından bilen emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un özetlediği cümle ile “Fırat’ın doğusunu ABD ile batısını Rusya ile şekillendirelim” yeni yaklaşımı çıktı.
Timsah!
“Güvenli Bölge planı” üretti.
Yem midir?
Zoka mıdır?
Ona güvenilebilir mi?

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Bir danışmanın son sözleri!


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süre danışmanlığını ve metin yazarlığını yapan, TÜBİTAK Yönetim Kurulu üyeliğine de atanan, eski AKP Milletvekili Aydın Ünal, son bir yazı yazarak Yeni Şafak Gazetesi’ndeki yazarlık görevinden ayrıldı. Hep Erdoğan’ın yanında dimdik durduğunu anlatan Aydın Ünal yazısına Kaçıyor muyum? Evet, kaçıyorum” diye başladı ve “Lakin kaçışımız çürümeden, seviyenin düşmesinden, tahammülsüzlükten kaçıştır. Kaçışımız düşmandan değil ‘dost’ görünenden kaçıştır. Kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır. Dostça uyarılarımızı sınırsız iştahlarının ve kifayetsiz ihtiraslarının önünde mani olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır” dedi.