Mahallesinin çorbacısını parlatıyor diyen olur;  ismini, lokantanın yerini, adresini yazmam. Bizim mahallenin çorbacısı Karadenizli ve çalışkan, işini kusursuz yapan iyi bir insan. Kastamonulu aşçıları var. Mahluta çorbası, düğün çorbası, mercimek, domates, ezogelin ve diğer çorbaları çok lezzetlidir. Mısır ekmeği ile servis eder.
Müşterisi çoktur.
Kendisi muhafazakardır.
İktidar partisine oy verir.
Bunu da gizlemez.
Son seçimlerde de İstanbul’da oyunu Binali Yıldırım’a ve ilçede de iktidar adayına attı. Seçim sonrası İmamoğlu kazanınca; “hırsızlar oyları çaldılar” diyen Binali Yıldırım’a ve Tayyip Erdoğan’a inandı. Bizim çorbacının arkadaşları, komşu dükkan sahipleri “aynı zarfa giren 4 oydan (muhtarlık hariç) üçü hilesiz çıkıyor da biri nasıl çalınma oluyor” diye anlattılarsa da ikna edemediler.
Bir şaka düşündüler.
Ders veren bir şaka!
1 Suriyeli...
1 Afganlı...
Ve 1 Afrikalı buldular.
Onlara “ne yapacaklarını” tembihlediler, para verip, çorbacıya birbiri ardınca müşteri olarak gönderdiler.

★★★

Suriyeli çorbacıya geldi.
Ver bir mercimek.
İçti bitirdi.
Nefis çorba dedi.
Doymadım.
Ver bir mercimek daha.
Çok lezzetli dedi.
Yine doymadım.
Ver bir mercimek daha...
Suriyeli, üçüncü çorba kasesinden bir kaşık aldı, yüzünü buruşturdu, kusar gibi yaptı. Bozuk bu çorba, beni zehirlemek mi istiyorsun, hile karıştırmışsın çorbaya, malzemeden çalmışsın dedi, hesabı ödeyip, bahşiş bırakmadan çıkıp gitti.
10 dakika geçti.
Afganlı lokantaya girdi.
Ver bir düğün çorbası.
İçti, bitirdi.
Çok lezzetli.
Ver bir daha.
Afganlı müşteri de tıpkı Suriyeli gibi üçüncü kase çorbasını içmeye başlayınca kusma taklidi yapıtı, bozuk bu, sen bayat çorbayı bana sokuşturup paramı çalıyorsun diye çıkıştı, çekip gitti. Ardından 10 dakika sonra Afrikalı müşteri geldi.
Yine aynı sahneler.
İlk iki kase çok nefis.
Üçüncüsü hileli!

★★★

Ertesi gün bizim mahallenin çorbacısı, dükkan komşusu arkadaşlarına dert yandı: Müşteri geliyor, aynı çorbadan iki kase içiyor, çok leziz, çok güzel diyor, üçüncü kasede kusup, hırsızlık var diye bağırıp gidiyor. Üç kase çorbayı aynı kazanda pişirip, aynı kazandan servis ediyoruz. İlk ikisi çok lezzetli, üçüncüsü hileli bu mümkün olmaz.
Komşuları güldüler!
Çorbacı sen aynı zarfın içinden çıkan 3 oydan ikisinin çok temiz, hilesiz, diğerinin de hileli ve çalıntı olduğunu söyleyenlere inanıyorsun ya...

★★★

VIP olayı çıktı.
Bizim çorbacı ertesi gün arkadaşlarına düşüncesini şöyle anlatı: İmamoğlu’nu ve annesini VIP kapısından içeri aldılar. Sonra da VIP salonuna giremezsin dediler. Öfke tuzağına düşürdüler. Ağzından kötü laf çıktı. Valimize it dedi, polisimize şerefsiz dedi, başkan olamaz karalaması başlattılar.
Ekran buluşması oldu.
Bizim çorbacı arkadaşlarına düşüncesini şöyle anlattı: Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın soruları İmamoğlu’na gizlice vermesi için otele gitmesi gerekmez. Yazar bir kağıda biriyle gönderir. Ayrıca İsmail Küçükkaya, Binali Yıldırım’a “ siz 3 soru sorun rakibiniz İmamoğlu cevap versin” dedi, bu soruları da mı önceden verdi?
Zalim Sisi!
Şehit Mursi!
Olayı patladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nu darbeci zalim Sisi ile bir tuttu ve İstanbul’da bu Pazar yapılacak seçimde İmamoğlu’na oy verecekleri “Sisi destekçisi” ilan etti. Bizim çorbacı dükkan komşularına aklında kalan bir haberi şöyle anlattı: İhvan-ı Müslümin üyesi Mısırlı bir genç Muhammed Abdulhafız Hüseyin, darbeci Sisi yönetimince idama mahkum edilmişti. Türkiye’ye sığındı. İltica talebinde bulundu. Atatürk Havaalanında “Mısır’ın iadesini istediği suçlular listesinde ismi var” diye Mısır’a geri gönderildi.

★★★

Bizim mahallenin çorbacısı, 2014 yılından beri yapılan 7 seçimin 7’sinde de iktidar partisine oy verdi. Son seçimden sonra İmamoğlu’na yapılanları gördü uyandı.
Pazar gününü bekliyor!