Dün gece oturduk, sorulara verdikleri cevapları dinledik. El ve kol kaldırmalarını, indirmelerini, gülmelerini, gerilip öfkeye kapılmalarını, cümle içinde çokça kullandıkları kelimeleri, vücut dillerini izledik.
Tartışma mıydı?
Fikir sergilenmesi miydi?
Münakaşa mıydı?
Münazara mıydı?
Kelimenin ne olduğu önemli değil, “münazara” yani fikirlerin, tezlerin, görüşlerin, projelerin, vaatlerin, sergilenmesiydi diyelim. Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım “yapacaklarını ya da yapamayacaklarını” anlatmış oldular. Kimi zaman birçoğumuz İmamoğlu olduk, oturduğumuz yerden kalkıp ekrana girdik, kendimizi İmamoğlu’nun yerine koyduk. Bir bölüm kendini Binali Yıldırım’ın yanında hissetti, sanki ekrandaki sahneye fırladı. Soru sordu ya da soruya cevap verdi.
Münazara bitti.
Biz ne anladık?

★★★

Ben şunu anladım:
Bitmedi.
Yeni başladı.
Yine sandığa gideceğiz.
Pazar günü mutlaka gideceğiz. Dün gece “ekran buluşmasından” çıkardığım sonuca göre, İstanbul seçimi ikinci kez yapıldıktan sonra da zihniyet farklılığı, fikir yarışması, “seçip iktidara getirdiğine hesap sorma” bilinci ile kararlılığı oluşuncaya kadar devam edecek. Tartışma Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğluarasında geçiyor gibi görünse de aslı öyle değildi.
İki farklı görüş.
İki farklı bakış.
İki farklı zihniyet.
Türkiye’nin geleceği için fikirlerini yarıştırıyordu. Dün geceki ekran buluşması, aslında “bütün yetkileri elinde toplamış tek adam sisteminin devam edip edemeyeceğinin” münazarası, münakaşası, fikir sergilemesiydi. Binali Yıldırım, “vekaleten” aday olduğunu zaten gizleyen biri değildi. Dün gece ekranda Tayyip Erdoğan’ı, Binali Yıldırım, vekaleten temsil etmekteydi.

★★★

Ekranda konuşulan:
Suyun fiyatını indirecek.
İşsize kart verecek.
Trafik belasını alt edecek.
Metro ağını çoğaltacak.
Her anneye kreş.
Kent yoksulluğuna çözüm.
İsrafı önleme.
Adam kayırmayı durdurma.
Tarım ile şehri buluşturacak.
Soğanı, patatesi ucuzlatacak.
Şehrin bir anayasası olacak.
Doğaya saygılı kentleşme.
İstanbul’a bir kimlik.
İklime göre yapılaşma.
Dikey mimariye sınır.
Yatay mimariye geçiş.
Ve diğer heyecan artırıcı, gerilim yükseltici konular esasen Tayyip Erdoğan ile Ekrem İmamoğlu dünya görüşü, demokrasi anlayışı ve zihniyetlerinin dün gece ekranda ifadesiydi.

★★★

Münazara yeni başladı.
Eski zihniyet mi?
Yenilenme mi?
Eski dönem tablosu şuydu: 2004-2015 yılları arasında sadece İstanbul’da “ana plana aykırı-imar kanuna aykırı- plan yapım ilkelerine aykırı-kıyı kanununa aykırı-emsal teşkil edici- trafik yoğunluğunu artırıcı” 17 bin 300 dosyada “kalem oynatılarak kişiye, şirkete, holdinge özel imar planı değişikliği” yapıldı. Ranttan kazanılan büyük zenginliklerin gerisinde çökmüş şehircilik, yoksul kentli, batmış belediyecilik kaldı. Bu aslında Türkiye tablosuydu.
Tayyip Erdogan!
Eski dönem.
Ekrem İmamoğlu yeni.
Münazara devam edecek.
Pazara kadar...
Ve Pazar’dan sonra...