Yılın son iki ayına girdiğimiz bu günlerde, devasa bütçe açığı nedeniyle ilave kaynak arayışına giren iktidar yeni bir vergi teklifini Meclis’e sundu. Yeni vergi teklifi

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.

Henüz yasalaşmayan ve önemli vergi düzenlemeleri içeren teklifin en dikkat çekici düzenlemelerinden biri de “kanun yolundan vazgeçme” başlığını taşıyan ve Vergi Usul Kanunu’nun da yeniden düzenlenen mülga 379’uncu maddesinde yer verilen düzenlemedir. Teklifin genel gerekçesinde bu düzenleme ile ilgili olarak “Vergiye gönüllü uyumu artıracak şekilde her aşamada mükellefe tarh edilen vergi ve kesilen cezaları ödemeyi teşvik edecek indirim mekanizmaları getirilmektedir” denilmektedir. Madde gerekçesinde ise “İdare ile mükelleflerin vergiler ve cezalarla ilgili olarak her aşamada anlaşabilmesi vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması amacıyla, yargılama aşamasında mükelleflerin istinaf veya temiz yolundan vazgeçmeleri halinde, verilen karara göre dava konusu edilen verginin bir kısmı ve/veya cezanın bir kısmı ya da tamamından vazgeçilmesi ve idarece ihtilafların sürdürülmemesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Bu şekilde tahakkuk eden vergi ve cezaların vadesi geçirilmeksizin gecikme faizi ile birlikte ödenmesi halinde ayrıca indirim yapılması öngörülmektedir” denilmiştir.

NALINCI KESERİ

Vergi davasından vazgeçene ne kadarlık avantaj yaratılıyor bir bakalım:

Buna göre vergi mahkemesini kazanan bir mükellef davadan vazgeçecek olur ise vergi tutarının yüzde 60’ını ödeyecek cezalardan kurtulacaktır. Gecikme faizi de ayrıca ödenecektir. Vergi incelemesi sonucunda adına 5.000.000 TL vergi salınan ve 5.000.000 TL de vergi ziyaı cezası kesilen bir mükellef, bu tarhiyat ile ilgili Vergi Mahkemesinde açtığı davayı kazanmış ise, bu mükellef 3.000.000 TL vergi aslını ve gecikme faizini ödeyerek davadan vazgeçebilir. Bu durumda indirim sadece yüzde 60 oranı ile sınırlı olmayacaktır. Mükellef, bu tutarları süresinde ödeyecek olur ise yüzde 20 ekstra indirim hakkından da yararlanacaklardır. Örneğimizde 3.000.000 TL ödenecek idi. Bu tutarın yüzde 80’i olan 2.400.000 TL süresinde gecikme faizi ile birlikte ödenirse ödenecek toplam rakam bu tutar olacaktır.

DAVAYI KAYBEDENLERE, KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?

Aynı mükellef Vergi Mahkemesinde açmış olduğu davayı kaybetmiş olsa idi, “kanun yolundan vazgeçme”müessesesinden nasıl faydalanacak?

Bu mükellef vergi aslının tamamı olan 5.000.000 TL’yi ödeyecek,  sadece vergi ziyaı cezasının yüzde 25’ini ödemeyecektir. Yani kaybettiği dava ile ilgili istinaf ve temyiz yolundan vazgeçerse; vergi aslı olan 5.000.000 TL (gecikme faizi de ayrıca ödenecektir) ile vergi ziyaı cezasının yüzde 75’i olan, 3.750.000 TL’yi ödeyecektir.

Yukarıdaki tutarlar, kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk edecektir.

Bu şekilde tahakkuk eden tutarların vadesi, tahakkuk tarihinden itibaren bir aylık sürenin son günüdür.



VARSAYIMA DAYALI TARHİYATLAR EN BÜYÜK SORUN

Kanun yolundan vazgeçme müessesesinin, vergi idaresinin aleyhine açılan davaların yüzde 91’ini kaybettiği gerçeği karşısında sürekli hale getirilmesine rağmen başarılı olacağını düşünmüyorum. Düzenlemede “hakim durumun kötüye kullanılması” söz konusu. Terazi mükellef aleyhine kurgulanmış.

Vergi mahkemelerinin iş yükünün gereksiz yere artmasının tek bir sebebi var: vergi idaresinin varsayıma dayalı tarhiyat sevdası ve yanlışta ısrar.

Vergi mahkemelerindeki davaların büyük çoğunluğu; usulsüzlük cezaları, özel esaslara alınma, takdir komisyonu kararları ve varsayıma dayalı vergi inceleme raporları üzerine düzenlenen vergi/ceza ihbarnameleri üzerine açılan davalar. Vergi idaresi aynı konularda aleyhine açılan ve kaybettiği davalar üzerine, yaptığı işlemleri hukuka uygun hale getirmeye çalışmak yerine, aynı cezaları kesmeye devam ediyor. Mahkemelerin açılan 1000 davada mükelleflerin davasını kabul etmesi gerçeği karşısında, 1001. davada mükellefin davasının red olacağını düşünebiliyor.

Vergi idaresi, anayasamızın 73. maddesinde düzenlenmiş olan ve kendilerini de bağlayan “vergilerin yasallığı ilkesi” ne bütün iş ve işlemlerinde uyarsa, Mahkemelerin iş yükü yüzde 70 oranında azalacak, “kanun yolundan vazgeçme” müessesesine ihtiyaç olmayacaktır.