Bilindiği üzere; 7162 sayılı  Kanun(la  Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 89’uncu madde uyarınca, 27.03.2018  tarihinden  önce  karşılıklı  sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen Gelir Vergisi’nin hizmet erbabının düzeltme zaman aşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edileceği şeklinde düzenleme yapılmıştı.

İADENİN KAPSAM VE ŞARTLARI

İkale sözleşmeleri kapsamında iadeye konu olabilecek tazminatlar; iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları, bonus ödemesi, hizmet ödülü, hizmet primi, ek ödeme, ikramiye gibi çeşitli adlar altında yapılan ve ek tazminat niteliğinde olan ödemelerdir.

Yukarıda sayılan ek tazminat niteliğindeki ödemelerden ilgili işveren tarafından Gelir Vergisi tevkifatının yapılmış olması ve beyan edilmesi halinde iade söz konusu olabilecektir. Aksi takdirde herhangi bir iade mümkün değildir.

KAPSAM DIŞINDA KALANLAR

Ek tazminat niteliğinde olmayan;  ihbar tazminatı, normal ücret, mesai ücreti, resmi tatil ücreti, yıllık izin ücreti, yol ücreti, yemek ücreti, sigorta ödemeleri, sosyal yardımlar, geçmiş veya mevcut dönemdeki çalışmalar karşılığı yapılan hizmet primi ve ikramiye ödemeleri ile ücret kapsamında olan benzeri ödemelerden kesilen Gelir Vergisi’nin iade edilmesi söz konusu değildir.

Kıdem tazminatlarının Gelir Vergisi’nden istisna olması sebebiyle tevkifat yapılmadığından, kıdem tazminatlarına ilişkin Gelir Vergisi tevkifat iadesi yapılması mümkün değildir.

Ret yazıları yağıyor


Yaklaşık 1 yıldır iadelerinin yapılmasını bekleyen çalışanlara, bugünlerde vergi iadesi ile ilgili taleplerinin reddedildiğine dair yazılar gelmeye başladı.

Okurlarım tarafından bana iletilen cevap yazılarını incelediğimde; Büyük Mükellefler Vergi Dairesi’nin aynı gerekçe ile reddedilenleri gruplayarak gönderdiği yazılarda, aynı durumda olan kişilerin isimlerinin ve açık adreslerinin de birbirlerine gönderildiğini gördüm. Kişisel verilerin korunması ve saklanmasından bahsedip, bu tür resmi yazılarda bu hususlara dikkat edilmemesini yadırgadım. Biliyorum ki, yazıların muhatapları da bu özensiz tavrı yadırgadı.

İncelediğim 1. ret yazısının gerekçesi; “İşten ayrılırken eski işvereniniz tarafından kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, prim ve kalan yıllık izin ücreti vb. ödemelerin tarafınıza yapıldığı anlaşılmış olup, yukarıda bahsi geçen kanun kapsamında işvereninizce tarafınıza ikale sözleşmesi kapsamında iş kaybı tazminatı, iş sonu tazminatı, iş güvencesi tazminatı vb adları altında herhangi bir ödemenin yapılmadığı tespit edildiğinden talebinizin yerine getirilmesi mümkün değildir” şeklindedir.

İncelediğim 2. ret yazısının gerekçesi ise “Emekli olmak suretiyle işten ayrıldığınız işyerinizden, emeklilik talep dilekçenize istinaden emekli olmak suretiyle ayrıldığınız anlaşılmış olup, ödemelerin işsiz kalmanız nedeniyle yapılan bir ödeme olmadığı, emekli ikramiyesi niteliğinde ödeme olduğu tespit edildiğinden, talebinizin yerine getirilmesi mümkün değildir” şeklindedir. Bu sonuca ulaşırken, vergi idaresi aşağıdaki gerekçelere dayanmıştır.

“Emekliye ayrılmak suretiyle iş akdi sonlananlar hakkında İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Vergi Dava Dairesi’nin 08.11.2018 tarih ve Esas No:2018/2764, Karar No:2018/3077 sayılı kararında, ‘davacıya ikale sözleşmesi kapsamında yapılan bir ödemenin bulunmadığı, davacıya yapılan ödemenin, iş akdinin ikale sözleşmesi ile karşılıklı olarak feshi sonucu işveren tarafından işsiz kalması nedeniyle yapılan bir ödeme olmayıp, emekliye ayrılması nedeniyle ödenen emekli ikramiyesi niteliğinde olduğu, dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde olan bu ödemenin kesintiye tabi tutulması gerektiği’ gerekçesiyle davacının talebi reddedilmiştir Başkanlığımız işlemi onanmıştır. Yine bu konuda verilen, İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nin 20.03.2019 tarihli ve Esas No: 208/1444  Karar No: 2019/480 sayılı, İstanbul Vergi Mahkemesi’nin 26.03.2019 tarihli Esas No: 2018/2205 Karar No: 2019/622 sayılı kararı, İstanbul 6. Vergi Mahkemesi’nin 29.03.2019 tarihli Esas No: 2018/1844 Karar No: 2019/436 sayılı kararı, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi            Birinci Dava Dairesi’nin 31.12.2018 tarihli ve Esas No: 2018/3275 Karar No: 2018/4178 sayılı, 27.02.2019 tarihli ve Esas No: 2019/46 Karar No: 2019/301 sayılı kararları da aynı şekilde Başkanlığımız lehinedir.”

Yukarıdaki örnekler göstermektedir ki; biraz ücretlilerin konuyu yanlış anlaması, biraz da mali idarenin iadeyi yapmamak için sadece davanın taraflarını bağlayan kesinleşmemiş yargı kararlarına dayandığı, ihtilafları bitirmek için çıkarılmış olan bu düzenlemenin ret yazıları ile beraber tekrar mahkemelere taşınacağı anlaşılmaktadır.

Vergi idaresinin haksız olduğunu düşünen ücretliler, ret yazısının kendilerine tebliğinden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde dava açabilirler.