Vergi Hukuku’muzda, iç hukuku yollarının tüketilmesi durumunda; hem Anayasa’da güvence altına alınmış, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamında ihlal edilen haklar ile ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru mümkündür.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun çok önemli bir hak olduğunu görmemizi sağlayan kararlar, Anayasa Mahkemesi tarafından verilmeye başlandı. Bugün sizlerin dikkatine sunacağım Anayasa Mahkemesi kararı; sahte fatura düzenleme ve kullanma olaylarının çok yoğun yaşandığı ülkemizde, mağdur olan birçok kişi ve kurumu ilgilendirmektedir.

BİREYSEL BAŞVURUYA KONU OLAYLARIN GELİŞİMİ

- Taşımacılık işi ile iştigal eden şirketin mal ve hizmet alımında bulunduğu mükellef G.D. ve firması hakkında vergi tekniği raporu düzenlenmiştir. Bu rapora göre; vergi mükellefi G.D. ve firması, iş ve işlemlerinde sahte faturalar düzenlemiştir.

- Tekirdağ Vergi Dairesi Başkanlığı (Vergi İdaresi) tarafından yazı ile hakkında vergi tekniği raporu düzenlenen mükellef G.D. ve firmasından yapılan mal ve hizmet alımlarına ait faturaların, sahte olduğunu belirtilerek; faturayı kullanan şirketten bu alımlara isabet eden katma değer vergilerinin (KDV) tenzil edilmesi istenmiş, aksi takdirde olumsuz mükellefler listesine alınacakları uyarısı yapmıştır.

- Faturayı alan şirket, anılan yazı üzerine olumsuz mükellefler listesine girmemek için; vergi idaresine 2014 yılı içinde farklı tarihlerde, ihtirazi kayıtla düzeltme beyannameleri vermiştir. Bu beyannameler üzerine vergi idaresince; KDV, damga vergisi ve gecikme faizi tahakkuk ettirilmiş ve vergi ziyaı cezası kesilmiştir.

- Faturayı alan şirket, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine vergi idaresince tahakkuk ettirilen vergilerin, gecikme faizlerinin ve vergi ziyaı cezalarının iptali için, Tekirdağ Vergi Mahkemesi’nde (Vergi Mahkemesi) davalar açmıştır. Şirket dava dilekçesinde; ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamelerinin vergi idaresinin isteği üzerine verildiğini, mal ve hizmet alımı yapılan mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğu iddialarının somut tespit ilkesine aykırı olduğunu, ödemelerin çeklerle yapıldığını, şirketleriyle ilgili vergi incelemesi yapılmadığını, ilgili beyannameyi vermeme durumunda olumsuz mükellefler listesine dâhil olmak durumunda kalacaklarını belirtmiştir.

- Vergi Mahkemesi, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinde öngörülen yasal süreler geçtikten sonra verilen KDV düzeltme beyanlarına konulan ihtirazi kayıtların beyannameler üzerinden tahakkuk ettirilen vergiye bir etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, davaları reddetmiştir.

- Edirne Bölge İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi kararlarını bozmuştur. Bölge İdare Mahkemesi beyan olunan matrah üzerinden tarh olunan vergiye karşı mükelleflerin dava açamayacaklarını kabul etmiş, ancak ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerle ilgili kanun hükmüne dikkati çekmiştir. Kararda, mal ve hizmet alımında bulunduğu firmaların olumsuz mükellefler listesinde yer almasından dolayı faturayı alan şirketin düzeltme beyannamesi vermek durumunda bırakıldığı vurgulanmıştır. Bölge İdare Mahkemesi sonuç olarak; hakkında bir inceleme yapılmadan ve kullandığı faturaların gerçek olup olmadığı, kendisi ve fatura düzenleyicileri hakkında her yönüyle incelenerek ortaya konulmadan, kod listesinden çıkmak amacıyla verilen düzeltme beyannameleri üzerine yapılan tahakkukta ve kesilen cezada hukuka uyarlık bulunmadığı kanaatine ulaşmıştır.

- İdarenin karar düzeltme istemini kabul eden Bölge İdare Mahkemesi, bozma kararını kaldırarak ilk derece mahkemesi hükmünü onamıştır. Kararın gerekçesinde; beyanname verme süresi geçtikten sonra verilen beyannameye konulan ihtirazi kaydın beyanname üzerinden yapılan tahakkuka etkisi olmadığı gibi, dava açma hakkı vermesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi, Danıştay içtihadına da atıf yaparak; davalı idarece faturayı alan şirkete yazı yazılarak izahat istenmesinin belirtilen durumu değiştirmediği gerekçesiyle, bozma kararında ve vergi cezası ile tahakkukun kaldırılmasında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varmıştır.

- Faturayı alan şirket, olayı bireysel başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI NE OLDU?

Faturayı kullanan şirketin, bireysel başvuru kapsamında yapmış olduğu başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi’nin 27.02.2019 tarihli 2015/15100 başvuru numaralı kararı, 03.04.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi konuyu; kabul edilebilirlik yönünden, esas yönünden (mülkün ve müdahalenin varlığı ile türü, müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı, ilkelerin olaya uygulanması) ve 6216 Sayılı Kanun’un 50’nci maddesi yönünden değerlendirerek;

- Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,

- Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine,

- Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere, ilgili vergi mahkemesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar vermiştir.