Hani neresini tutsan dökülür ya!
Hah, ülkece tam da böyleyiz işte!
Canı acıyan bağırıyor ama duyan yok!
Ülkemiz insan haklarından ve kadın haklarından ayrı ayrı sınıfta kalmış durumda.
İnsan haklarının bile sorgulandığı bir yerde, hayvan haklarını düşünmek biraz hayalperestlik oluyor doğal olarak.
Ne doğayı sevip sayıyoruz ne de canlıları.

*  *  *

Geçen hafta Ankara’da işlenen köpek cinayetlerinin sanıkları savcı tarafından sorgulandıktan sonra “sahipli hayvanı öldürme” suçundan tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.
Ne olmasını bekliyorduk ki?
Ankara’da yapılan katliamdan sonra Kütahya’da 10 köpek zehirlenerek öldürüldü.
Suçlular ben bu yazıyı yazarken henüz yakalanmamışlardı. Zaten yakalansalar da az bir para ödeyerek serbest kalacaklar.
Daha geçenlerde katıldığı yarışmalarda anormal tavırlarıyla dikkat çeken bir manyak, papağanına işkence ederken kendini kameraya almış ve bunu sosyal medyada paylaşmıştı.
Zavallı hayvancık bu işkencelere dayanamamış, ölmüştü.
Sahi o manyağa ne oldu?
Savcılık adamın ‘mala zarar verme’ suçunun kendi hayvanına zarar verme kapsamında kalması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Başka ne olabilir ki?
Adamlar sokak ortasında kadın bıçaklıyor da anca 3-5 sene ceza alıyor.
Bunlar sadece basına yansıdığı için öğrenebildiklerimiz. Her gün benzerleri yaşanıyor ve duyulmadan geçip gidiyor.

*  *  *

Maalesef ülkemizde sokak hayvanlarının hakları yok denecek kadar az! Sahipsiz bir sokak hayvanını öldürmenin cezası, o da şikâyet varsa ve yakalanırsa tabii, çok düşük bir para cezası.
Ancak sahipli hayvanlar ‘eşya’ statüsüne girdiklerinden yani ‘mal’ olarak görüldüklerinden sahiplerinin dava açma hakları var.
Hayvanseverler ise hayvanların haklarını koruyan, onların mal değil can olduklarını anlatmaya çalışarak hayvanların yaşam haklarının bulunduğu yeni yasaların çıkması için uğraşıp duruyorlar!
Aslında bu kişilere sadece hayvansever demek yanlış! Bu insanlar yaşama, canlıya, doğaya saygısı olan gerçek insanlar.
Kimse hayvanları sevmek zorunda değil ama hepimiz canlılara ve onların yaşam haklarına saygı duymak zorundayız!
Senelerdir yeni yasa için verilen vaatler havada kalıyor.
Seçim zamanları hayvanlara karşı hassas olan insanların oylarını alabilmek uğruna sözler veriliyor ve her zamanki gibi seçim sonrası bu sözler unutuluyor. Yeni yasalar bir türlü Meclis’ten geçmiyor.

*  *  *

‘Ne yapalım üç beş hayvan öldürüldüyse’ demeyin sakın!
Uzmanlar hayvanlara şiddet uygulanmasının daha ciddi bir gözle incelenmesi gerektiğini söylüyorlar!
Hayvanlara eziyet eden kişilerin suç işlemeye ve insan öldürmeye daha yatkın olduklarını bu yüzden de gözlem altında tutulmaları gerektiğini belirtiyorlar!
Psikologlar hayvanlara eziyet etmenin psikopatlığın göstergelerinden biri olduğunu söylüyorlar!
Yani o zavallı hayvancıkların katilleri yarın öbür gün toplum için de zararlı suçlular olarak karşımıza çıkmaları kuvvetle muhtemel.